Tip bilimi, insanin var olmasiyla baslayan ve geçirdigi evrelerle, gelismeler
gösteren, saglikla ilgili bir bilim dalidir.
Tarihte bilinen ilk tip bilim adami Hippocrates’dir. Bir doktorun oglu olan
Hippocrates, tip alaninda yaptigi hizmetler nedeniyle, tibbin babasi olarak
kabul görmüstür.
Hippocrates’sin tibba yaptigi katkilari ve getirdigi felsefe dünya tip
çevrelerince kabul görmesi nedeniyle, birçok ülkede, doktorlar mezun
olurken “Hipokrat Yemini” olarak bilinen meslek yemini ederler.
Bergamali Galen, anatomi ve genellikle hekimlikle ilgili bilgileri
sistemlestirmistir.
Galen, anatomi, fizyoloji, patoloji ve tedavi konularinda birçok yeni
bulgular elde etmistir. Ayrica, kalbin çalismasini, omuriligin yapisi ve
görevlerini anlamaya çalismistir.
Batililar tarafindan hekimlerin piri olarak taninan Ibni Sina, 16
yasindayken pratik hekimlige baslamis ve resmi saray doktorlugu da
yapmistir.
Ibni Sina, tip alaninda ki arastirmalari sirasinda bazi hastaliklarin
bulasmasinda, göze görünmeyen bir takim yaratiklarin varligini ortaya
çikarmistir. Sifa adli 18 ciltlik eseri bir felsefe ansiklopedisidir.
Leonardo da Vinci, 10 insan cesedi üzerinde çalismalar yaparak, anatomi
tarihinde büyük bir yer edinmistir.
Harvey, kan dolasimi üzerinde çalismalar yapmistir. Harvey, yaptigi
çalismalarinda; kalpten yarim saatlik sürede geçen kanin tüm vücuttaki
kanin miktarina denk oldugunu, bu nedenle kanin, arterlerden damarlara
geçmesi ve tekrar kalbe dönmesi gerektigini belirtmistir.
Osmanli Devleti’nde, II. Mahmut zamaninda, “Tibhane-i Amire ve
Cerrahhane-i Amire” adli tip okulunun açilis tarihi olan 14 Mart 1827
ülkemizde, modern tip egitiminin baslangici olarak kabul edilmistir. Tip alaninda; Bati ve Dogu’da görülen bu gelismeler, saglikli bir yasam sürdürmemizi saglamistir. Saglik, parayla satin alamayacaklarimizin önünde gelir. Durum böyle olmasina karsin, sagligimizin korunmasi noktasinda gerekli saglik kültürüne sahip degiliz. Insanin en temel hakki; saglikli yasama hakkidir. Ancak ülkemizde olusan fiziki ve sosyal kirlilikler, ayrica, beslenme konusundaki yetersizlikler nedeniyle, hastaliklarin türleri ve hasta sayisi artmaktadir. Özellikle çocuk bakimi konusundaki duyarsizlik, çocuk ölümlerinin artmasini beraberinde getirmektedir. Ülkemizde, yeter sayida hekim mevcut degildir. Devlet hastanelerinde bir hekim, günde yaklasik olarak seksen doksan hastayla ilgilenmek durumunda kaliyor. Böyle bir tempoda çalisan hekimler, aileleri ve çocuklari için nasil zaman ayiracaklar. Ayrica, hekimlik alanlarinda, kendilerini gelistirebilmek için gelismeleri nasil takip edip, hastalara yararli olacaklardir. Ülkemizdeki sorunlarin birinci sirasini saglik sorunlari almaktadir. Umarim sorun kisa zamanda çözüme kavusturulur ve saglikli nesiller yetisir. Saglik mensuplarinin Tip Bayramlarini kutluyorum. Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sihhat gibi. Sairimiz Baki, böyle söylemis. Ömür boyu sagliklar…