ADALET

Kutsal kitaplarin hepsinde adalete ve adil olmaya iliskin bölümler vardir.

Eski Yunanli düsünür Platon’a göre, adalet en yüce erdemlerden biri, insanin ve devletin temel davranis kuralidir.

Çagdas toplumlarin temeli adalete dayanir. Ileri toplumlar adalet duygusunu toplumun temeline yerlestirirler.

Ne kadar adalet o kadar ileri ve çagdas bir yasam…

Adalet, insanligin var olusuyla baslayip günümüze kadar olgunlasarak, yenileserek, gelistirilerek gelmistir.

Adaletin olmadigi yerde; haktan, hukuktan, toplumsal baristan söz etmek mümkün degildir.

Insanlarin ayristirildigi, adet duygusunun yok oldugu bir toplum ayakta kalamaz.

Ne kadar adaletsizlik o kadar huzursuzluk…

Hakkin, hukukun olmadigi, insanlarin hakkinin göz göre göre yendigi, liyakatin rafa kaldirildigi bir ülkede; toplum birbirine düsmanlasir. Insanlar birbirine kinle, nefretle bakar, iç baris yok olur.

Kuran’da en çok bahsedilen “bana kul hakki ile gelme” sözü vicdanlari neden rahatsiz etmez?

“Eskidende insanlarin hakki yeniyordu!” demek, baskalarinin hakkini yeme hakkini mi dogurur?

Ortaçag karanligina geri dönmenin kime ne faydasi olabilir ki?

Komsularimiz ortaçagin karanliginda cayir cayir yanarken; her gün onlarca masum insan hayatini kaybederken; binlerce insan evlerinden yurtlarindan sökülüp çikarilirken; ülkeleri yerle bir oluyorken; toplum olarak bizler bu yasananlardan hiç mi ders almiyoruz?

Toplum hizla kirleniyor. Hirsizlik, rüsvet, yolsuzluk; yalan, dolan toplumun genel karakteri haline geliyor. Emek vermeden elde etmek genel geçer deger haline geliyor.

Sokakta, okulda, mecliste dogruluktan, dürüstlükten; haktan, hukuktan konusulmuyor. Yaratilan toplumsal degerler bir bir yok ediliyor. Liberal hayat anlayislari gençlige siringa ediliyor.

Çok geç olmadan ülkede adalet duygusu yeniden yesermelidir. Anayasal temellerde, hukukun üstünlügünde, kanunlarin öngördügü sekilde bir toplum düzeni kurulmalidir. 

YORUM EKLE

banner284