30.07.2015 tarihli yazımı güncelliği nedeniyle tekrar bilgilerinize sonuyorum.

7 Haziran seçimlerinden önce, AKP ile MHP’nin:

Kürt sorunu yok…

Dolmabahçe mutabakatı yok…

Ortada masa yok…

Yok sayıyoruz…

Vb. konularda ortak değerlendirmeleri olmuştur.

AKP’ye verdiği destekler nedeniyle, AKP’nin koltuk değneği imajı yaratılan MHP, 7 Haziran seçimlerinden sonra da AKP ile dayanışma içine girmiştir.

Aynı MHP, meydanlarda hamaset nutuklar attığı halde iş başa düşünce, biz yokuz ve biz HDP’yi yok sayıyoruz diyerek, AKP’nin yanında tavır almıştır. Oysa gerçek olan eylemdir, meydanlarda ve salonlarda atılan hamaset nutuklar değildir.

Demokrasiyi henüz tam olarak kavrayamamış, içselleştirememiş ve böylece uygulama aşamasına gelemediğimiz için olsa gerek, uzlaşma yerine sürekli olarak bir restleşme içinde oluyoruz.

Demokrasiye inanıyoruz diyen AKP ve MHP’nin birlikte, partilerin kapatılmasını ve milletvekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istemeleri tuhaf değil midir?

Son birliktelik, CHP tarafından önerilen ve 29.07.2015 tarihinde TBMM’de görüşülen terör olaylarının nedenlerinin araştırılması için Araştırma Komisyonu’nun kurulması, AKP ve MHP tarafından ret edilmiştir.

AKP ve MHP’nin terörün nedenlerinin araştırılmasını istememelerini doğrusu anlaya bilmiş değilim.

Şimdi soralım:

AKP’lileşen MHP mi, MHP’lileşen AKP mi?

Gerek genel seçimlerde gerekse yerel seçimlerde; aynı seçmenler, iki parti arasında gelip gidiyorlar. Yani isimleri farklı ama zihniyetleri ve seçmenleri aynı iki parti, bu durumda neden iki sağ parti olarak varlıklarını sürdürüyorlar ki?

Mevcut konjonktüre göre; 4 partili parlamento yapısının, her ne kadar bazı çevrelerin HDP’yi baraj altına düşürmek gibi hayalleri olsa da, değişeceğine inanmıyorum.

Bu durumda, AKP’nin tekrar tek başına iktidar olabilme şansı yok gibi görünüyor. AKP’nin tek başına iktidar olabilmesi için MHP ile aynı çatı altında birleşmeleri gerekir kanaatindeyim. Böyle bir durumda sürekli ve güçlü olarak iktidarda kalması da olanaklı olabilir. Nasıl olsa bunlar iki kardeş parti gibidirler.

Yıllardır toplum olarak bir uzlaşma kültürü oluşturamadık; uzlaşma yerine dayatma kültürümüz gelişmiş durumdadır.

Yani AKP ile MHP, iki ayrı parti olarak siyasi varlıklarını sürdürme yerine birleşip tek parti olarak siyaset yapsalar, çok daha güçlü bir siyasal örgüt oluşturmuş olurlar. Ayrıca kabaran sorunların çözümü de daha rahat ve daha çabuk gerçekleştirilmiş olur.

Nasıl olsa MHP’de hareket; AKP’de de adalet yok. Bu durumda “P ortak olduğu için A ve H çıkarıldığında, partinin adı “MKP” olur. MKP’nin açılımını sizlere bırakıyorum.

46 yıldır tek başına iktidar olamayan ve zaman zaman milliyetçiliği de farklı çevrelerce tartışılan MHP için de iktidar olma şansı böylece doğmuş olur.