Pirim yapmak, bir dahaki programa çikabilmek, vitrin adami olmak; medyada kalici hale gelmek gibi ileri adimlarda düsünüldügünde, ekran karsisinda ciddi bir performans sergilemenin ne kadar önemli oldugunu siz düsünün.
Iste bu yüzden dünyanin en zor mesleklerden birisinin yazarlik oldugunu düsünenlerdenim. Sirat köprüsü gibi… geçmesi çok zor. Geçtikten sonra tekrar kaynar kazana düsmek gibi bir tehlikesi var. Kösende, ekranda veya baska bir ortamda istenen performansi sergilemedigin an bittin demek. Istemedigin, kabul etmedigin, içinden gelmeyen, kafanin basmadigi senaryolara bile evet demek, savunur gözükmek ne kadar zor olsa gerek.
Atis serbest!
Kimsenin derdi degil, kisilik haklari, masumiyet, özel hayatin gizliligi, yeter ki, konusulacak bir konu olsun.
Her açtigim kanalda üç bes adam “aslinda insan haklari, özel hayat, özel hayatin gizliligi, çok çirkin bir olay vb.” gibi beylik sözlerle destur deyip daliyor konuya. Firsat bulmus ya döküp döküs türüyor, verip veristiriyor ne varsa.
Ülkede gelinen nokta içler açisi dogrusu. Seviye yerlerde, o kelli felli adamlar; saygi, sevgi, kültür, düzey, hosgörü kavramlarindan çok uzak.
Teknoloji, bilim ilerlerken insanlik gerilemekte, toplum hizla “toplumsal kirlenme” yasamakta, kimsenin de umurunda degil dogrusu.
“Toplumsal kirlilik” ülkemizin sorunu, bizlerin sorunudur. Nasil temiz dogayi ve çevreyi savunuyor, insanlarin duyarli olmasini istiyorsak ,toplumsal anlamda temiz ve seffaf toplumu savunmak ve kurmak zorunluluktur.
Insanlarin sifatinin ne oldugu önemli degil, herkesin dogru bilgi arayisinda olmasi gerek. Ismin önüne konulan unvanlar o kisiye “atis serbest, vur abaliya” hakkini vermez. Sokaktaki vatandas dahi bu duyarlilikla davranmak zorundadir.
Farkli fikirler yasamin olmazsa olmazlaridir. Kanitlar, savlar ortaya konulup; dogru bilgiyle, akil ve mantik temelinde konusuldugu, tartisildigi zaman farkliliklar güzeldir. Güzellikler böyle yaratilir.
En çok konusulan, tartisilan, duyarlilik gösterilen bir konu aslinda o toplumun en çok kanayan yarasidir. Bu kanayan yara özellikle medya tarafindan iyice kanatilmaktadir.
Bu temelde sorunu irdelemek daha mantikli bir davranis olurdu. Kisileri aforoz etmek yerine, evet bu sorun toplumsal bir sorun demek; olayi toplumsallastirip bunun üzerine bir tartisma yürütmek daha mantikli bir yoldu.
Demokrasi, insan haklari, kisisel haklar herkes için var olmalidir.
Toplumlar kolay degismiyor.
Toplumsal degisim; karincanin yol alisindan daha yavas ve güç ilerler. Takvim sayfalarinin bir bir düsmesi, toplumsal ilerlemeler için yetmez. Yillar ve mücadele ister.
Toplumu ve toplumun degerlerini bu kadar yozlastirmaya kimsenin hakki yoktur. Hele hele, aydin sifati ile bunu yapmak; bu topluma yapilabilecek en büyük kötülüktür.
Aydin Sorumlulugu
Paylaş