Teknik Lise kökenli, egitim bilimleri de okumus bir mühendis olarak sermayesi sabir ve sevmek olan, bilgi kadar da tecrübe gerektiren yeni bir konuyu ögrenmenin çok kolay olmayacaginin farkindayim. Ancak bu konuda da sabir ve sevgi sermayeme güvendigim için zamanla tecrübe kazanarak bu isi de ögrenecegime inaniyorum.
Ögrenebildiklerimi dostlarimla paylastikça, bu konuya ilgi duyanlarin takviye bilgileriyle ögrenmemin pekisecegini düsünüyorum. Bu anlamda ilk deneyimlerimden olan ve Akdeniz de olta balikçiliginin belalisi haline gelmis “ balon baligi” serüvenimi sizlerle de paylasmak istedim.
Acemi balikçi sifati ile günes dogmadan Türkiye’nin cenneti güzel Antalya’nin Konyaalti sahiline inip oltalari kurdum. Günesin dogusunu seyre dalmisken zillerden biri vurdu. Firlayip makinayi sardim, igneye takilan 13 cm civarinda sirti esmer benekli, karni beyaz, ilk defa gördügüm bir balikti. Kumun üstüne düsünce beyaz karni balon gibi sismeye basladi. Bir hamleyle igneden çikarip kovaya attim. Diger baliklari yemlemek üzere igneye yem takip suya salladim. Bir müddet sonra sahil komsusu diger oltacilara kovadaki baligi gösterip ne oldugunu sordum.
“Aman arkadas bu Akdeniz’in belalisi balon baligi, iste bunun yüzünden kiyida balik kalmadi. Sakin ha yemeyin zehirlidir” dediler. Dakikalarca bekledikten sonra günes kumlarla birlikte beni de isitmaya baslayinca kendimi denize attim. Özenle hazirlayip kurdugum dört oltadan birine balik takilirsa diye açiga yüzmüyor, gözümü oltalardan ayirmiyordum.
Bir anda oltadaki zil sesi ile birlikte oltalardan birisi suya yikildi. Hemen kiyiya yüzüp sudaki oltayi yakaladim ve sarmaya basladim. Oltanin ucunda agirligi hissedince sevinip heyecanlanarak misinayi hizla sardim. Igneye takilan yaklasik 35 cm boyunda delicesine çirpinan büyükçe bir balikti. Kumun üstünde hala siçrarken garip sesler çikariyor karni sisip iniyordu. Anladim ki bu da ilk yakaladigim balon baliginin büyügüydü. Birazda çekinerek igneden çikarip, kovaya attim. Diger oltacilarin anlattiklariyla birlikte merakim iyice artmis ve günes tepeye dogru yükselmisti.
Takimlari toplayip kiyida biraz yüzdükten sonra merakimi kamçilayan baliklari da bagaja atip Konyaalti’nin Sali pazarina gittim. Bana göre çok büyük olan bu ilginç baligi pazarda balik satanlara gösterip bilgi almaya çalistim. Her kafadan farkli bir ses çikinca daha da kafam karisti, merakim artti ve dogruca yakinimizda olan Antalya limanindaki balik mezati kurulan yerdeki balikçilara kadar gittim.
Mezat çoktan sona ermis tecrübeli balik emekçileri gölgeye çekilmis muhabbetle çaylarini yudumluyorlardi. Kovadan çikardigim baligi elime alarak balikçi selamiyla yanlarina vardim. Elimdeki baligi fark edince aman haa! diyerek anlatmaya basladilar. Arkadaslar bayagi da büyük, eti de görünüsü gibi güzelse meze yapayim dedigimde; “ Abi sakin ha yemeye kalkmayin, bunun ödündeki zehir patladigi anda insani öldürürmüs, etinde de zehir var deniyor, ama bunu bazi Japonlar yiyorlarmis” dediler.
Duyduklarimdan sonra yememeye karar versem anlatilanlar merakimi kamçiladigi için baligi atmayip eve kadar getirdim. Bilgisayari açip dünya kütüphanesi Google girip arastirinca malum baligi biraz daha tanisam da yeterli gelmedi. Üsenmeden mutfak tahtasina yatirip deneyimli kasap edasiyla derisini yüzerek O günkü avimi incelemeye basladim. Sirtindaki kilçiksiz tavuk gögsü misali etleri çikarinca istahim kabardi ama duyduklarim ve okuduklarimdan sonra istahimi baska baliklara saklayarak, hobilerimden biri olan fotografçilik esliginde incelememi tamamladim. Konyaalti sahillerine her olta attigimda irili ufakli balon baliklarina rastladikça bu gün bu serüveni okuyanlarimla paylasmayi, insanlari her geçen gün daha da geren siyaset ve ekonomi gündeminden uzaklasmayi düsündüm.
Internet ortamindaki bazi özet bilgilerden (Tarim ve Köy isleri Bakanligi tarafindan zehirli oldugu gerekçesiyle satisi yasaklanan balon baliginin tüketilip tüketilmemesi konusunun ele alindigi toplantida, Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Ögretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Gökoglu, küresel isinmadan dolayi 10 tür balon baliginin,Kizildeniz'den Süveys kanalini asarak Akdeniz'e göç ettigini animsatti.
''Istilaci'' olarak nitelenen balon baliginin, balikçilarin aglarini parçaladigini, ''Tetrodotoksin'' (TTX) (toksin) içerdigini belirten Gökoglu, sunlari kaydetti:''Balon baliginda ortaya çikan 1 mg'lik toksin yetiskin bir insani öldürebilir.) sonra, ekledigim sanat eseri balon baligi fotograflarimi da izlediginizde minik Akdeniz canavarini kismen de olsa tanimis olacaksiniz. Daha detayli bilgi için konuyu internet ortaminda arastirabilirsiniz. Ilgi duyanlariniz bana yazarsa oltacilik hazzini paylasmanin tadina varmis oluruz. Rastgele ! orhan.yuksel@mmo.org.tr
BALON BALIGI
Paylaş