Tören alani olarak Ahmet Kelesoglu Kültür Merkezi seçilmisti. Maden sehitlerinin esleri tapu almak için buraya geldiler. Tapu dagitma töreni olmadan önce ayni binada özürlüler için “Umut Kafe “diye bir mekâni davullu, zurnali, mehterli, coskulu bir dügün havasi içinde açilis töreni yaparlar. Töreni düzenleyenlerin ve törene katilmak için Ankara ve Karaman’dan gelenlerin keyfi yerindedir. Orada acili aileler için de tören yapilacagi yerel yöneticilerin ve saksakçilarinin umurunda degil! Onlar için önemli olan yaptiklari sovlarla Ankara’dan gelen yüksek makamdaki konuklarini memnun etmek düsünce ve heyecanini yasamaktir. Madenci esleri onlar için hiçtir, yok hükmündedir. Madenci yakinlari böyle bir havada, cosku ortami içinde buruk bir sevinç, derin bir aci ile salona girerler. Herkes yerini alip oturunca Sayin Taner Yildiz söz alip konusmaya baslar. Tam o sirada salonun arka kisminda sayilari bir hayli fazla olan bir grup “Türkiye sizinle gurur duyuyor! “ diye slogan atar. Ölen madenci eslerinden Mehmet Tokat’in esi Zeynep Tokat, salonu bir miting alani hâline getiren ve AK Partili oldugu söylenen gruba (Ben bunlari organize edilerek getirildiklerinden dolayi bindirilmis kitalar olarak adlandiriyorum.) susmalarini, slogan atmamalarini rica eder. Motivize edilmis, sartlanmis grup amigolar esliginde Sayin Bakan konusurken tempolarina devam ederler, kadinin ricasini dikkate almazlar. Iste o anda- salonda sükûnetin ve sessizligin bozuldugu sloganlarin atildigi tempo içinde yigit bir kadin tahammül edemez ve patlar “Neyle gurur duyuyorsunuz?” diye sorar. Konusmasina devam eden Sayin Yildiz nedense tempo tutanlara konusmanizi kesin, yeter filan demez, ya diyemez. Sartlanmis beyinleri susturmak sehit madencinin esine düser. Diger bir madenci esi Ayse Gökçe ‘de “ Ne verdiniz de gurur duyuyorsunuz siz?” Diye tepkisini dile getirir. Sayin Lütfi Elvan’in konusmasi bitiminde alkislar olunca ölen madenci Ismail Gürses’in esi Havva Gürses de 7,5 aylik bebegini gösterip “Bu çocuk babasiz kaldi. Dünyayi verseniz hiçbir sey olmaz .” diyerek salonu terk eder.
Bu olayla ilgili olarak onlarca Ak Partili Ermenekli ile konustum, medyayi takip ettim. Sunu anladim: Ermenek’teki yöneticilerde bir akil tutulmasi ya da Sayin Bakanin gelecek olmasi dolaysiyla bir zafer sarhoslugu var. Acinin, hüznün yasandigi bir ortamda davullu zurnali, mehterli törenin ne isi var? Bir yönetim bunu böyle organize ediyorsa aklini peynir ekmekle yemis demektir. Yöneticilerin Umut Kafe açilis töreni ve coskusu ile acili ailelere tapu dagitma törenini ayni gün ve saate getirip dügün dernek cosku havasinda yapmak bizim insani ve ahlakî degerlerimize, geleneklerimize ve inancimiza ters bir eylem oldugu kadar ayni zamanda hayatini kaybeden madenci eslerine de saygisizligin bir göstergesidir. Bu yapilmamali idi. Diger yandan en vahimi bu tempo tutan insanlari kim topladi? Kim organize etti? Kimler oraya tasidi. Kimler salona soktu? Yetkili makamlar Ermeneklileri üzen bu olayin düzenleyicilerini bulup cezalandirmalarini düsünüyorlar mi?. Isin en vahimi de gidim gidim telefonlarla ögrendigim bilgilere göre. Ermenek Ali Riza Aliçli Rehabilitasyon Merkezi’nden organize edilip çesitli AK Parti miting ve toplantilarina buradan insanlar toplanip götürülüyormus bilgisine ulastik. Dehset bir iddia orasi dünyalar iyisi hayirsever bir hemsehrimiz olan Yasar Aliçli tarafindan yaptirilip özürlülerin hizmetine sunulan bir kurumdur. Orada kalanlar da çalisanlar da masum insanlar olarak bilinmesi düsünülür. Öyle olmasi gerekir. Herkes öyle sanir ama öyle olmadigi orada taseron firma tarafindan çalistirilan
isçileri ve özürlüleri bu tür siyasi olaylarda dolgu malzemesi olarak kullanildigi iddiasi var. Tapu dagitim töreninde tempo tutup slogan atan insanlarin Rehabilitasyon merkezinden geldigi bilgisi var. Bunlarin kimler oldugu video kayitlarindan tespit etmek çok kolaydir. Önemli olan bu insanlari tören salonuna kim getirdi? Niçin getirdi? Amaçlari nelerdir? Bu slogan atan gençlere kimler yönlendirip sekillendirdi? Hesabi sorulmalidir. Bindirilmis kitalari düzenleyip kültür merkezine tasiyanlar, rehabilitasyon merkezinin elemanlarini ve özürlüleri kullananlarin hiç vicadnalri yok mu? Hiç empati yaptilar mi? Yüce duygularla kurumu yaptiran Sayin Yasar Aliçli’nin yüzüne nasil bakacaklar? Eylemi organize edenler Ermenek disindaki akraba ve dostlarina ne mazeret üretip kendilerin nasil savunacaklar, dogrusu merak konusu.
Özürlülere hizmet veren bir kurumun bu hâle getirilmesinden sorumlu olanlar ve vesile olanlar mutlaka Aile ve Sosyal Politikalar Bakani Sayin Aysenur Islam tarafindan müfettisler gönderilerek oradaki militan toplulugunu barindiranlar, organize edenler sorgulanmalidir. Merak ediyorum Karaman Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlügü medyada geçen bu olaylar hakkinda harekete geçti mi? Ne gibi bir islem yapmayi düsünüyor? Su günlerde milletvekili aday adayi olan insanlarimiz bu konuda ne düsünüyor? Özürlü insanlari kisisel ya da kurumsal amaçlarimiz dogrultusunda kullanmamiz mümkün mü?
01.05.2005 tarihinde kabul edilen 5378 sayili Özürlüler ve Bazi Kanun Hükmünde Kararnamelerde Degisiklik Yapilmasi Hakkinda Kanunun ( Mad. 3 )- h bendinde, rehabilitasyonu söyle tanimlar: Rehabilitasyon, dogustan veya sonradan herhangi bir nedenle olusan özrü ortadan kaldirmak ve özürlülügün etkilerini mümkün olan en az düzeye indirmek, özürlüye yeniden fiziksel zihinsel, psikolojik, ruhsal, sosyal, meslekî ve ekonomik yararlilik alanlarinda basarabilecegi en üst düzeyde yetenekler kazandirarak; evinde isinde ve sosyal yasaminda kendine ve topluma yeterli olabilmesi ve özürlünün toplum ile bütünlesmesi , ayrimciliga karsi tüm tedbirlerin alinmasi amaciyla verilen koruyucu, tibbî, meslekî, egitsel , rekreasyonal ve psiko-sosyal hizmetlerin bütünü” olarak geçer. Özürlüler ve özürlüler merkezinde çalisan elamanlardan medet umup, onlari istedikleri dogrultuda kullanan, ikbal pesinde kosan zavallilara söyleyecek hiçbir söz bulamiyorum. Yetkilileri de göreve davet ediyorum.
ERMENEK’TEKI ÇILGINLIK!
Paylaş