Karaman’da öğrencilere yönelik cinsel istismar olayının gündeme gelmesinin ardından kurulan TBMM Çocuk İstismarını Önleme Araştırma Komisyonu, olayı araştırmak ve incelemek üzere Karaman’a geldi. Komisyon üyeleri kaldıkları otelin toplantı salonunda ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile bazı sivil toplum kuruluşlarını da dinledi.
Altı saat süren toplantının sosunda basın mensuplarına açıklamada bulunan TBMM Çocuk İstismarını Önleme Araştırma Komisyonu Başkanı, AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, "21 Nisan’dan bu yana komisyonumuz çalışmalarına devam ediyor. Çocuklarla ilgili her türlü istismar olayının araştırılması ve bu konuda bu tür olayların bir daha meydana gelmemesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla meclisteki 4 siyasi partinin önergeleriyle kurulan bir araştırma komisyonu. Şu ana kadar uzmanları dinledik, üniversitelerimizden akademisyenlerimizi meclise davet ettik. Bunlar o konuyla alakalı konunun hukuki boyutlarını tıbbi boyutlarını rehberlik ve eğitim boyutlarını hem teorik anlamda ortaya koydular, komisyonumuza bilgi verdiler. Hem de kamu kurum ve kuruluşların temsilcilerini çağırdık. Çocuklarla ilgili çocuk hizmetleriyle alakalı çocuk eğitimiyle ilgili ilişkili olan ne kadar kurum ve kuruluş varsa biz bunları komisyonumuza davet ettik. Komisyonda onları dinledik, onların yapmış olduğu çalışmalar bu alanda çocuk istismarının önüne geçilebilmesi için alınması gereken ne tür tedbirler olabilir tüm bunları kurum temsilcileriyle de konuştuk. Yine çocuk istismarını önleme adına kurulmuş sivil toplum kuruluşları var. Bunların içerisinde akademisyenler de var. Bunları da komisyonumuza davet ederek bu tür üzücü hadiselerin ülkemizde meydana gelmemesi için ne tür tedbirler alınması gerekir onların da görüşlerini aldık" dedi.
"ÇOCUKLAR BİZİM GELECEĞİMİZ"
Tunç, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Çocuk önemli çocuklar bizim geleceğimiz. Onların en iyi şartlarda yetiştirilmesi, sağlıklı ortamlarda eğitim hayatlarını sürdürmesi hepimizin görevi. Ailelerin, devletin görevi. Bu anlamda son yıllarda gerçekten çok önemli ilerlemelerde sağlandı. Çocuk koruma kanunu 2005 yılında çıkarılmıştı. Çocuk mahkemelerinin kurulmasıyla beraber. Çocuklara yönelik alınacak olan tedbirlerle alakalı yasal düzenlemeler 2005 yılından bu yoğun bir şekilde gerçekleştiriliyor. Türk Ceza Kanunu’nda çocuk istismarını önleyecek cezai tedbirler anlamında da özellikle 2014 yılında ağırlaştırıcı hapis cezaları verildi. Cezalar artırıldı. Bu anlamda buna rağmen bu yasal düzenlemelere rağmen çocuk hakları sözleşmesini ilk imzalayan ülkelerden biriyiz. Yine 2011 yılında Avrupa Konseyi Çocuk İstismarını Önleme Sözleşmesini de imzalayan bir ülkeyiz. Bu anlamda sözleşme taraf devletleri yükümlülükler yüklüyor. Bunları yerine getiren ülkeyiz. Çocuk cezaevlerinin şartları gün geçtikçe iyileşiyor. Sincan Çocuk Cezaevi ve Eğitim Evinde incelemeler yaptık. Ondan önce mağdur çocukların ifadelerinin alındığı çocuk izlem merkezinde incelemeler yapmıştık. Burada tabi her toplantıda anılması gereken tedbirlerle alakalı hususlar karşımıza çıkıyor. Bunları tespit ediyoruz. Çocuk mahkemelerinin sayısının çoğaltılması çocukla ilgilenen tüm ister özel sektör, sivil toplum, devlet sektörü olsun eğer bir yerde çocuk varsa bu bir risk alanıdır, burada çalışacak olan öğretmen onların hizmetlerinde bulunan herkesin belirli bir eğitimden geçmesi yönünde komisyonumuza öneriler sunuldu. Bu anlamdaki tekliflerimizi rapor halinde ilgili kuruluşlara da en başta TBMM’ye Genel Kuruluna sunacağız. Bu tür moralimizi bozan ve zaman zaman haberlerde duyduğumuz çocuk istismarı olaylarının en aza indirilebilmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Çocuklar bizim geleceğimiz. Onlara sahip çıkmak hepimizin görevi. Komisyon üyesi arkadaşlarımız da iktidarıyla muhalefetiyle bu konuda samimi bir çalışma sergiliyoruz. Karaman’daki olay hepimizi üzdü. Burada Karaman’daki bu musibetten bir ders çıkarıp bundan sonra bu tür olayların Türkiye’nin hiçbir yerinde olmamasını istiyoruz. Bu anlamda da meclis olarak üzerimize düşen görevi yapmak için buradayız."
"EK SÜREYE İHTİYACIMIZ OLACAK, EK SÜRENİN SONUNDA RAPORUMUZU HAZIRLAYACAĞIZ"
Gazetecilerin, saha çalışması yaparak bir bilgi kirliliğinin olduğuna dair bir izlenim edinip edinmediklerinin sorulması üzerine Tunç, "Buradaki il müdürlükleri kamu görevlileri buradaki sosyal hizmet uzmanları psikologlar yaptıkları çalışmaları bize aktardılar. Çocuk konusu önemli çocuk hakları sözleşmesinin en önemli ilkesi çocuğun üstün yarardır. Yine biz 2010 yılında anayasa değişikliğiyle çocuk haklarını ve çocuğun üstün yararını yasamıza da koyduk. Bu konuyu araştırırken ya da bu konuyla ilgili haberler yapılırken çocuğun üstün yararının gözetilmesi lazım. Bu konuda son yıllarda farkındalık arttığı için haberlerin çok olması insanımızın tabi ki moralini bozuyor. Acaba bu olaylar çok mu arttı? Neden sürekli gündeme geliyor şeklinde... Bizim derdimiz bu haberler hiç yapılmasın yapılmaması içinde hepimiz gerekli tedbirler almak zorundayız. Çocuklarımızı koruyucu her türlü tedbiri alacak güçte olan bir devletiz. Aile Sosyal Politikalar Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız özellikle son yıllarda bu konuda çok önemli çalışmalara imza atmaya başladılar. Strateji planlarına baktığımız zaman daha yapılacak çok iş var. Çocuk izleme merkezlerinin tüm yurtta yaygınlaşması şuanda 24 ilde var. Yine çocukların eğitim gördüğü barındığı yurtlarda denetimlerin sıklaştırılması okuldaki rehber öğretmenlerin sayısının artması bu anlamda yapılacak çalışmalar var. Rehber öğretmenler eskiden sayısı çok daha azdı. Şu anda belirli bir artış trendinde yeterli mi? Değil. Bunun sayısının daha da fazla olmasını hatta her sınıfa bir rehber öğretmen mümkünse yetiştirilmesini, üniversitelerimize de burada çok büyük görevler düşüyor. Bu anlamdaki uzmanları bir an önce yetiştirip devletinde bu alanda kadroları açıp çocuklarımızın hizmetine sunmamız gerekiyor. Raporun 3 aylık süresi var. 1 ayda ek süre bu süre içerisinde tamamlanması gerekiyor. Tabi meclis tatile girerse bu süre Ekim, Kasım ayına uzayabilir ama onun öncesinde çalışmayı bitirebilir miyiz? İnceleyeceğimiz yerler var. Aile Sosyal Politikalarına bağlı çocuk bakım evlerinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yurtlarda oralarda da belki çalışma ziyaretleri gerçekleştirebiliriz. Ek süreye ihtiyacımız olacak. Ek sürenin sonunda raporumuzu hazırlayacağız" dedi.
9 AK Parti’den, 4 CHP’den, 1 MHP’den ve 1 de HDP’den olmak üzere 15 milletvekilinin bulunduğu komisyon inceleme ve araştırmalarını tamamladıktan sonra Karaman’dan Ankara’ya gitmek üzere ayrıldı.
Altı saat süren toplantının sosunda basın mensuplarına açıklamada bulunan TBMM Çocuk İstismarını Önleme Araştırma Komisyonu Başkanı, AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, "21 Nisan’dan bu yana komisyonumuz çalışmalarına devam ediyor. Çocuklarla ilgili her türlü istismar olayının araştırılması ve bu konuda bu tür olayların bir daha meydana gelmemesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla meclisteki 4 siyasi partinin önergeleriyle kurulan bir araştırma komisyonu. Şu ana kadar uzmanları dinledik, üniversitelerimizden akademisyenlerimizi meclise davet ettik. Bunlar o konuyla alakalı konunun hukuki boyutlarını tıbbi boyutlarını rehberlik ve eğitim boyutlarını hem teorik anlamda ortaya koydular, komisyonumuza bilgi verdiler. Hem de kamu kurum ve kuruluşların temsilcilerini çağırdık. Çocuklarla ilgili çocuk hizmetleriyle alakalı çocuk eğitimiyle ilgili ilişkili olan ne kadar kurum ve kuruluş varsa biz bunları komisyonumuza davet ettik. Komisyonda onları dinledik, onların yapmış olduğu çalışmalar bu alanda çocuk istismarının önüne geçilebilmesi için alınması gereken ne tür tedbirler olabilir tüm bunları kurum temsilcileriyle de konuştuk. Yine çocuk istismarını önleme adına kurulmuş sivil toplum kuruluşları var. Bunların içerisinde akademisyenler de var. Bunları da komisyonumuza davet ederek bu tür üzücü hadiselerin ülkemizde meydana gelmemesi için ne tür tedbirler alınması gerekir onların da görüşlerini aldık" dedi.
"ÇOCUKLAR BİZİM GELECEĞİMİZ"
Tunç, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Çocuk önemli çocuklar bizim geleceğimiz. Onların en iyi şartlarda yetiştirilmesi, sağlıklı ortamlarda eğitim hayatlarını sürdürmesi hepimizin görevi. Ailelerin, devletin görevi. Bu anlamda son yıllarda gerçekten çok önemli ilerlemelerde sağlandı. Çocuk koruma kanunu 2005 yılında çıkarılmıştı. Çocuk mahkemelerinin kurulmasıyla beraber. Çocuklara yönelik alınacak olan tedbirlerle alakalı yasal düzenlemeler 2005 yılından bu yoğun bir şekilde gerçekleştiriliyor. Türk Ceza Kanunu’nda çocuk istismarını önleyecek cezai tedbirler anlamında da özellikle 2014 yılında ağırlaştırıcı hapis cezaları verildi. Cezalar artırıldı. Bu anlamda buna rağmen bu yasal düzenlemelere rağmen çocuk hakları sözleşmesini ilk imzalayan ülkelerden biriyiz. Yine 2011 yılında Avrupa Konseyi Çocuk İstismarını Önleme Sözleşmesini de imzalayan bir ülkeyiz. Bu anlamda sözleşme taraf devletleri yükümlülükler yüklüyor. Bunları yerine getiren ülkeyiz. Çocuk cezaevlerinin şartları gün geçtikçe iyileşiyor. Sincan Çocuk Cezaevi ve Eğitim Evinde incelemeler yaptık. Ondan önce mağdur çocukların ifadelerinin alındığı çocuk izlem merkezinde incelemeler yapmıştık. Burada tabi her toplantıda anılması gereken tedbirlerle alakalı hususlar karşımıza çıkıyor. Bunları tespit ediyoruz. Çocuk mahkemelerinin sayısının çoğaltılması çocukla ilgilenen tüm ister özel sektör, sivil toplum, devlet sektörü olsun eğer bir yerde çocuk varsa bu bir risk alanıdır, burada çalışacak olan öğretmen onların hizmetlerinde bulunan herkesin belirli bir eğitimden geçmesi yönünde komisyonumuza öneriler sunuldu. Bu anlamdaki tekliflerimizi rapor halinde ilgili kuruluşlara da en başta TBMM’ye Genel Kuruluna sunacağız. Bu tür moralimizi bozan ve zaman zaman haberlerde duyduğumuz çocuk istismarı olaylarının en aza indirilebilmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Çocuklar bizim geleceğimiz. Onlara sahip çıkmak hepimizin görevi. Komisyon üyesi arkadaşlarımız da iktidarıyla muhalefetiyle bu konuda samimi bir çalışma sergiliyoruz. Karaman’daki olay hepimizi üzdü. Burada Karaman’daki bu musibetten bir ders çıkarıp bundan sonra bu tür olayların Türkiye’nin hiçbir yerinde olmamasını istiyoruz. Bu anlamda da meclis olarak üzerimize düşen görevi yapmak için buradayız."
"EK SÜREYE İHTİYACIMIZ OLACAK, EK SÜRENİN SONUNDA RAPORUMUZU HAZIRLAYACAĞIZ"
Gazetecilerin, saha çalışması yaparak bir bilgi kirliliğinin olduğuna dair bir izlenim edinip edinmediklerinin sorulması üzerine Tunç, "Buradaki il müdürlükleri kamu görevlileri buradaki sosyal hizmet uzmanları psikologlar yaptıkları çalışmaları bize aktardılar. Çocuk konusu önemli çocuk hakları sözleşmesinin en önemli ilkesi çocuğun üstün yarardır. Yine biz 2010 yılında anayasa değişikliğiyle çocuk haklarını ve çocuğun üstün yararını yasamıza da koyduk. Bu konuyu araştırırken ya da bu konuyla ilgili haberler yapılırken çocuğun üstün yararının gözetilmesi lazım. Bu konuda son yıllarda farkındalık arttığı için haberlerin çok olması insanımızın tabi ki moralini bozuyor. Acaba bu olaylar çok mu arttı? Neden sürekli gündeme geliyor şeklinde... Bizim derdimiz bu haberler hiç yapılmasın yapılmaması içinde hepimiz gerekli tedbirler almak zorundayız. Çocuklarımızı koruyucu her türlü tedbiri alacak güçte olan bir devletiz. Aile Sosyal Politikalar Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız özellikle son yıllarda bu konuda çok önemli çalışmalara imza atmaya başladılar. Strateji planlarına baktığımız zaman daha yapılacak çok iş var. Çocuk izleme merkezlerinin tüm yurtta yaygınlaşması şuanda 24 ilde var. Yine çocukların eğitim gördüğü barındığı yurtlarda denetimlerin sıklaştırılması okuldaki rehber öğretmenlerin sayısının artması bu anlamda yapılacak çalışmalar var. Rehber öğretmenler eskiden sayısı çok daha azdı. Şu anda belirli bir artış trendinde yeterli mi? Değil. Bunun sayısının daha da fazla olmasını hatta her sınıfa bir rehber öğretmen mümkünse yetiştirilmesini, üniversitelerimize de burada çok büyük görevler düşüyor. Bu anlamdaki uzmanları bir an önce yetiştirip devletinde bu alanda kadroları açıp çocuklarımızın hizmetine sunmamız gerekiyor. Raporun 3 aylık süresi var. 1 ayda ek süre bu süre içerisinde tamamlanması gerekiyor. Tabi meclis tatile girerse bu süre Ekim, Kasım ayına uzayabilir ama onun öncesinde çalışmayı bitirebilir miyiz? İnceleyeceğimiz yerler var. Aile Sosyal Politikalarına bağlı çocuk bakım evlerinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yurtlarda oralarda da belki çalışma ziyaretleri gerçekleştirebiliriz. Ek süreye ihtiyacımız olacak. Ek sürenin sonunda raporumuzu hazırlayacağız" dedi.
9 AK Parti’den, 4 CHP’den, 1 MHP’den ve 1 de HDP’den olmak üzere 15 milletvekilinin bulunduğu komisyon inceleme ve araştırmalarını tamamladıktan sonra Karaman’dan Ankara’ya gitmek üzere ayrıldı.