Milletimizin ortak hafızasını, hatıralarını, duygu ve düşüncelerini, gelenek ve göreneklerini yansıtan bir ayna olan Türkçemiz, geçmişle gelecek arasında bir köprüdür.
Dilin gücü düşünceyi yaratmasından ileri gelir ve dil gelişmezse düşünce de gelişme olanağı bulamaz. İnsanın insan olması, kendi kimliğini bulması, kendinin bilincine varması da dile bağlıdır ve kullandığımız dilimiz aynı zamanda kimliğimizdir.
Bir toplumun düşünce alanında gelişmesi, öncelikle dilinin yetkinliğine, zenginliğine bağlıdır.
Tarihimizi, kültürümüzü, gelenek ve göreneklerimizi koruyabilmemiz ancak ve ancak dil sayesinde mümkündür. İşte bu sebepledir ki dilimizin her kelimesi bizi birbirimize bağlayan en güçlü bağlardan biri olmuştur.
Türkçenin başkenti, Anadolu’ya Türk mührünü vuran Karaman; “Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması millî hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün ata yurdudur.
Bilindiği gibi, Karamanoğlu Mehmet Bey, 745 yıl önce Türk dilinin unutulmaya ve Türk kimliğinin yok olmaya yüz tuttuğu bir dönemde “Bundan sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka bir dil konuşulmaya” dil fermanını yayınlamış ve Türkçeyi devlet dili olarak ilan etmiştir.
İnsanlık tarihinde kimi önemli kişilikler vardır ki onlar, yaşadıkları süre içerisinde yaptıklarıyla, kendi milletine ve insanlığa bıraktıkları milli ve evrensel miraslarıyla hatırlanırlar. Karamanoğlu Mehmet Bey de, Anadolu Türk tarihindeki önemli kişiliklerden birisidir. Bu yüzden, O’nun adı; nerede ve hangi ortamda gündeme gelirse gelsin, Türk Dili ile birlikte anılır.
Anadolu’da Türk kimliği, Türk kültürü ve Türk Dili’nin savunulması kavramları ile birlikte anılır. Bir başka deyişle, milli onurumuz olan kimliğimiz, kültürümüz ve dilimiz Türkçe üzerine, herhangi bir konu gündeme geldiğinde ilk akla gelen kişi, Karamanoğlu Mehmet Bey’dir.
Sonsuza kadar millet olarak kalacaksak, kültürümüze sahip çıkmak zorundayız. Çünkü kültürlerine sahip çıkamayan milletler diğer kültürlerin karşısında yok olmaya mahkûmdur. Unutulmamalıdır ki, güçlü medeniyetler güçlü dillere sahip olmakla olur. Güçlü medeniyete sahip olmak istiyorsak önce dilimizi güçlendirmek mecburiyetindeyiz.
Ses bayrağımız olan güzel Türkçemizi semalarda dalgalandıran, yaşaması ve daha da gelişmesi için çaba sarf eden tüm kişi ve kurumlara şükranlarımı sunuyor, aramızdan ayrılanları saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.
Güzel Türkçemizin ufkumuzda yeni kapılar açması ve Türkçemize olan sevdamızın daim olması dileğiyle, Karamanlı hemşehrilerimi saygı ve sevgiyle selamlayarak, 745.Türk Dil Bayramını kutluyorum” dedi.