Otele kalabalik bir gurubun gelisiyle baslayan yüksek sesli konusmalar, Ali’nin etrafina bakmasina neden oldu; Ali, gelenlerin yerli mi yabanci mi oldugunu anlamaya çalisti ve etrafina daha dikkatli baktiginda, sag taraflarinda duvara monte edilmis bir duyuru veya bilgilendirici oldugunu tahmin ettigi bir tabloyu gördü; tabloda, sari zemin üzerinde siyah renkte yazili “otelde kullandiginiz ve gördügünüz bütün malzemeler, araç ve gereçler Zembilli Ali Efendi Organize Sanayisinde üretilmistir.” yazisini okudu.
Ali, okudugu yaziyi yegenlerine de gösterip, onlardan sanayinin nerede oldugunu ögrenmelerini istedi.
Organize Sanayi’nin Karaman’in güney batisinda ve Hacibaba Dagi’nin eteklerinde oldugunu ögrenen Ali, bir sonrasi gün yegenleriyle birlikte sanayi bölgesine geldi ve Yönetim Kurulu Baskani ile bulusarak, sanayi bölgesi hakkinda bilgi almak istedigini bildirdi.
Baskan Mehmet, konuklarini agirladiktan sonra gülerek nereden baslasam? diye, sorarak anlatimini sürdürdü: Karaman’daki nüfusun 25 bini buradaki üretim alanlarinda çalisan beyaz ve mavi yakali emekçilerden olusuyor; bu emekçiler, Karaman’da aileleriyle birlikte yaklasik 75-80 binlik bir nüfus olusturuyorlar, dedi.
Ali:
Oldukça yogun bir nüfus, dedi.
Mehmet:
Bu nüfusun içinde sanayide bulunan dört endüstri meslek lisesi ile iki tekniker okul ögrencileri de dahildir, dedikten sonra; ögrencilerin disindaki insanlar için buralarda konutlar yapildigini, konutlarin bedellerini kira öder gibi ödediklerini anlatti.
Hayretini gizleyemeyen Hasan:
Nasil yani? diye sordu.
Mehmet:
Üretimde verim ve kaliteyi artirabilmek için, öncelikle insan unsurunu motive etmek gerekir; sanayide insaatin bütün malzemeleri üretiliyor, ögrenciler de dahil insan emegi, plan, proje, insaati takip edecek teknik elemenler da var; bunlari bir araya getirecek düsünceyi de üreten kadin Belediye Baskanimiz oldu, dedi.
Ali:
Bu sanayide agirlikli olarak neler üretiliyor ve ne kadar bir girdi saglaniliyor? diye sordu.
Mehmet:
Öne çikan üretimler arasinda iki marka otomobil var; bunlar “ADALET” adini alan ve genellikle de iç pazardan talebi olan bir marka ile “GÜVEN” adini alan ve dis pazardan talep alan marka araba; bunlarin disinda insanlarin gereksinimlerini karsilayan ve katma degeri yüksek olan her türlü üretim yapiliyor; yillik 23-25 milyar dolarlik bir girdi sagliyoruz, dedi.
Hüseyin:
Birkaç raydan olusan demiryollari var, ulasim bunlarla mi saglaniyor? diye sordu.
Mehmet:
Demiryolu, Kazim Karabekir Vadisi baglantili olarak, bir taraftan Konya-Adana yönüne; diger yanda da Seyh Edebali Havaalanina baglantili dedi.
Ali:
Burada okullar da var dediniz, üretimde ögrenciler de yer aliyorlar mi? diye sordu.
Mehmet:
Öncelikle sunu belirteyim: burada yapilan bütün üretim, üniversite ile isbirligi içinde yapiliyor, bu nedenle pazar noktasinda bir sikintimiz olmadigi gibi; bu okullardan mezun olan ögrencilerimiz ulusal ve uluslararasi alanda ara elemani olarak isteniyorlar, dedi ve çay molasi verdi.
Çaylar içildikten sonra Mehmet:
Bilirsiniz; toplumlarin güvenligini; zenginlikleri, özgürlükleri ve demokrasileri saglar ve hayat, egitim ve üretim ekseninde vücut bulur, üretimin projeksiyonu; yasamin her alaninda zenginlikler üretmek ve zenginlikleri paylasmak, paylasilan zenginlikte ayricaliksiz olarak toplumsal esitligi saglamak olmalidir, dedi; biraz durduktan sonra anlatimini sürdüren Mehmet:
Zenginlik, özgürlük ve demokrasi mücadeleleri, egitim ve üretimin iç içe geçmesiyle gerçek basarisina ulasir, bunun içinde sanayi kuruluslari içinde üniversite ile birlikte bir “Egitim ve Üretim Seferberligi” baslattik, dedi.
Ali:
Anladigim kadariyla burada üretim ve egitim iç içe yapiliyor, dedi.
Mehmet:
Evet, biz baskalarini taklit etme ve baskalarinin kuyruguna, pesine takilma yerine öncelikle vatandaslarimizin ilgi, istek ve yetenekleri dogrultusunda yapabilecekleri üretimleri gerçeklestirmek için yerel ve ulusal gereksinimlerimizi ortaya koyduk ve çareler ürettik, elde ettigimiz sonuçlari küresel eksene aktarilmasi çabalari içine girdik; biz daha ucuzunu, daha güzelini, daha kalitelisini, daha fazlasini yapariz mantigini; gücümüzün, egitim ve üretimimizin ve moralimizin kaynagi yaptik, dedi.
Hasan:
Kapitalist bir sistemde, kimin eli kimin cebinde oldugu belli olmayan günümüzde, bütün elleri egitim ve üretimin içine alinmasi ne kadar güzel bir uygulama, dedi.
Mehmet:
“ Kapitalist eksende gelisen küresel ekonominin sorunlarini çözerek, olumsuz etkisinden kurtulmak için; ekonomide finans, pazarlama, hammadde, verimlilik, rekabet, kalite, istihdam; üretimde süreklilik yaratmali, patent almali, ileri teknoloji, bilisim teknolojisi, enerji üreten teknolojiler üretmeli, teknoloji minyatürlestirmeli ve mobillestirilmelidir görüsüyle,” üretim yaparken, üretimi yapanlari üretim alaninin içinde egitilmesi yönüne gittik, dedi.
Ali:
Yapilan üretimlerden ögrencilerden de yararlanildigina göre, ögrencilerin egitilmelerinin yani sira, bir maddi kazançlari da oluyor mu? diye sordu.
Mehmet:
Evet, ögrenciler ulasim ve yemek ücreti vermedikleri gibi ayrica yapilan üretimin niteligine göre aylik; 200, 250, 300 veya 400 lira ücrette aliyorlar, dedi.
Ali:
Biz, yarin Karaman’dan ayrilacagiz; Karaman’da gördügümüz ve bilgilendigimiz son yer sanayi oldu, size çok tesekkür ediyoruz, dedi ve Mehmet’in elini sikarak yegenlerine bakti, Hasan ve Hüseyin de tesekkür ettikten sonra arabalarina binerek, geldikleri yolu takiben Karaman’a döndüler.
SÜRECEK