Otuz yildir toparlanmaya çalisan bu kesimler, Cumhurbaskanligi seçimleri öncesinde Cumhurbaskani adaylarindan Sayin Ekmeleddin Ihsanoglu’nun etrafinda birlesme sürecine girdiler.
Yani;
Gelir gelmez Ihsanoglu,
Birlestirdi sagi solu…
Son günlerdeki açiklamalara göre; CHP ve MHP’nin çati adayi olan Sayin Ekmeleddin Ihsanoglu, ülke içinde huzurun, ülke disinda da itibarimizin sifirlanmasi noktasina gelmekte oldugunu gören, on üç siyasi partiyi de bu eksende birlestirmis görünüyor.
Bu gelismelere karsin gerek CHP ve de gerek MHP’li kesimlerden, “Ekmeleddin Ihsanoglu’nu tanimiyoruz” seklinde yaklasimlar gelmektedir.
Dogrudur; Sayin Ekmeleddin Ihsanoglu ayakaltinda dolasan, TV kanallarinda sabah aksam bagirip çagiran ve din taciri olan bir kisi degildir.
Aslinda bu yaklasimlar, tamamen bir AKP tertibidir, propagandasidir; “taninmayan ve siyasi olmayan bir kisi nasil Cumhurbaskani olur,”seklindeki AKP’lilerin koro halinde ve tüm TV kanallarindan yaymaya çalistiklari bu yaklasimlara maalesef bazi kesimler de pabuç birakma egilimine girdikleri görülmektedir.
Kisiler, baskalarinin davulunu çalma ve baskalarinin sözlerini ezberleyerek, papagan gibi sürekli tekrar etme yerine, akillarini kullanmalidirlar.
Her insanda akil vardir, ancak önemli olan o var olan akli isletmektir.
Simdi, Sayin Ekmeleddin Ihsanoglunu tanimadiklarini dillendirenlere benim de bir sorum olacak:
Yillardir oturdugunuz apartmandaki, bir veya iki kat asagida veya yukarida oturan komsularinizdan kaçini taniyorsunuz, kaçinin acisini ve sevincini paylastiniz?
“Komsu komsunun külüne muhtaç” atasözünün ürettigi, külün etrafinda birlesen bir komsuluk kültürümüz vardi; günümüzde bu kültür, geçerlilik kazanmiyor gibi, zira ne kül kaldi nede o küle muhtaç komsuluk.
Günümüzde “vatandas, devletin kömürüne ve de makarnasina muhtaç” durumuna geldi.
Böylece de devletle vatandas arasinda yeni bir “kömür ve makarna kültürü olustu.”
Son olarak benim, AKP’lilere sorularim olacak:
Siz, gerçekleri saptirarak, insanlara adaylari taninmadigi yönünde bir takim olumsuz yaklasimlarda bulunuyorsunuz; acaba siz, kendi adayinizi taniyor musunuz?
Taniyor iseniz, nasil taniyorsunuz?
Ve siz, adayinizin neler yapmak istedigini ve de bunlari neden yapmak istedigini biliyor musunuz?