Toplum olarak tarihi atalarımızın mezar taşlarıyla övünmek olarak mı? Algılıyoruz diye çok düşünmüşümdür.
Zira tarihsel olayları gerçek ekseninde değil de sanki işimize geldiği gibi görür ve algılarız adeta!
Ayrıca olayları içinde geçtiği zaman ve mekânın dışında, çelişkiler içinde, bazen olumlu bazen de olumsuz olarak yansıtmaya çalışırız.
Acaba neden?
1299 yılında kurulup 1 Kasım 1922 yılında da fiilen ve hukuken siyasi varlığı son bulan ve Üçüncü Roma İmparatorluğu olarak da bilinen Osmanlı İmparatorluğu, altı yüz yılı aşkın süreçte, otuz altı padişah tarafından yönetilmiştir.
Toplum olarak bu otuz altı padişah içinden sadece Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman olmak üzere çokça üç padişahın adını anarız. Otuz üç padişahın ise isimlerini pek bilmeyiz ve de pek anmayız!
Acaba neden?
27 Mayıs 1960 yılında oluşan askeri darbe, demokrasimizin bir kırılma noktasını oluşturduğu gibi aynı zamanda da demokrasimizi kesintiye de uğrattı.
Darbeyi gerçekleştirenler, 27 Mayıs’ı resmi bayram olarak kabul ettiler ve de uygulayıp uygulattılar; ne var ki, bir süre sonra 27 Mayıs resmi bayram olmaktan çıkarıldı.
Darbeciler, oluşturdukları mahkeme aracılığı ile olmayacak konuları ortaya atarak yaptıkları yargılamalar sonucunda, Başbakan Adnan Menderes ile iki bakanı idam cezasına çarptırıp, idamı gerçekleştirdiler.
İdama mahkûm edip idam ettikleri Adnan Menderes’in ismini daha sonra, yerleşim alanlarına, havaalanlarına, bulvarlara vb. yerlere verildi.
Acaba neden?
1955 yılından itibaren Rumların Kıbrıs’ın tamamını ele geçirmek amacıyla Kıbrıs’taki Türklere karşı başlattıkları katliamlar karşısında 1974 yılında, Kıbrıs’taki katliamlara son vermek amacıyla dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Barış Harekâtı yapılması kararını verdi ve harekât başarıyla sonuçlandı.
1984 yılında, Kıbrıs Barış Harekâtının onuncu Anma ve Kutlama yılı nedeniyle yapılan programda, Barış Harekâtı kararını alan Bülent Ecevit’in ismi hiç geçmedi ve hiç anılmadı.
Acaba neden?
12 Eylül 1980 yılında tekrar bir askeri darbesi daha yapıldı. Darbeyi gerçekleştirenlerin yaptırdıkları anayasa %92 oranla kabul edildi.
Darbecilerin lideri durumundaki Kenan Evren, önce oluşturulan konseyin başkanı oldu; daha sonra devlet başkanı ve cumhurbaşkanı oldu.
Yıllar sonra Kenan Evren ve konsey üyelerinde hava kuvvetleri komutanı Tahsin Yalçınkaya, anayasayı zorla değiştirme nedeniyle, yargılandılar.
Acaba neden?
Askeri alanda belli yetkilere sahip olmuş ordu ve kuvvet komutanlarının ve emekliye ayrılmış Genel Kurmay Başkanının da içinde olduğu yüzlerce komutan, yıllarca cezaevlerine konularak, özgürlüklerinden yoksun edilmiş, nihayet pardon “size kumpas kuruldu” denilerek, özgürlüklerine tekrar kavuşturulmuşlardır.
Acaba neden?
Vakıflar, insanlar içindir anlayışı; son günlerde vakıf yurtları ve vakıf evlerinde gündeme gelen ahlak dışı olaylar nedeniyle, bazı yetkili kişilerin, bu olayların oluştuğu yerlerin yasal durumları, denetim durumları ve bu ahlak dışı oluşumların oluştuğu vakıfların yetkilileri için gerekli yasal işlemlerin yapılması yerine vakfı savunan bir tavır içinde olmaları;
İnsanlar, vakıflar için midir anlayışına mı dönüştü algısını yaratmıştır.
Acaba neden?
Zira tarihsel olayları gerçek ekseninde değil de sanki işimize geldiği gibi görür ve algılarız adeta!
Ayrıca olayları içinde geçtiği zaman ve mekânın dışında, çelişkiler içinde, bazen olumlu bazen de olumsuz olarak yansıtmaya çalışırız.
Acaba neden?
1299 yılında kurulup 1 Kasım 1922 yılında da fiilen ve hukuken siyasi varlığı son bulan ve Üçüncü Roma İmparatorluğu olarak da bilinen Osmanlı İmparatorluğu, altı yüz yılı aşkın süreçte, otuz altı padişah tarafından yönetilmiştir.
Toplum olarak bu otuz altı padişah içinden sadece Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman olmak üzere çokça üç padişahın adını anarız. Otuz üç padişahın ise isimlerini pek bilmeyiz ve de pek anmayız!
Acaba neden?
27 Mayıs 1960 yılında oluşan askeri darbe, demokrasimizin bir kırılma noktasını oluşturduğu gibi aynı zamanda da demokrasimizi kesintiye de uğrattı.
Darbeyi gerçekleştirenler, 27 Mayıs’ı resmi bayram olarak kabul ettiler ve de uygulayıp uygulattılar; ne var ki, bir süre sonra 27 Mayıs resmi bayram olmaktan çıkarıldı.
Darbeciler, oluşturdukları mahkeme aracılığı ile olmayacak konuları ortaya atarak yaptıkları yargılamalar sonucunda, Başbakan Adnan Menderes ile iki bakanı idam cezasına çarptırıp, idamı gerçekleştirdiler.
İdama mahkûm edip idam ettikleri Adnan Menderes’in ismini daha sonra, yerleşim alanlarına, havaalanlarına, bulvarlara vb. yerlere verildi.
Acaba neden?
1955 yılından itibaren Rumların Kıbrıs’ın tamamını ele geçirmek amacıyla Kıbrıs’taki Türklere karşı başlattıkları katliamlar karşısında 1974 yılında, Kıbrıs’taki katliamlara son vermek amacıyla dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Barış Harekâtı yapılması kararını verdi ve harekât başarıyla sonuçlandı.
1984 yılında, Kıbrıs Barış Harekâtının onuncu Anma ve Kutlama yılı nedeniyle yapılan programda, Barış Harekâtı kararını alan Bülent Ecevit’in ismi hiç geçmedi ve hiç anılmadı.
Acaba neden?
12 Eylül 1980 yılında tekrar bir askeri darbesi daha yapıldı. Darbeyi gerçekleştirenlerin yaptırdıkları anayasa %92 oranla kabul edildi.
Darbecilerin lideri durumundaki Kenan Evren, önce oluşturulan konseyin başkanı oldu; daha sonra devlet başkanı ve cumhurbaşkanı oldu.
Yıllar sonra Kenan Evren ve konsey üyelerinde hava kuvvetleri komutanı Tahsin Yalçınkaya, anayasayı zorla değiştirme nedeniyle, yargılandılar.
Acaba neden?
Askeri alanda belli yetkilere sahip olmuş ordu ve kuvvet komutanlarının ve emekliye ayrılmış Genel Kurmay Başkanının da içinde olduğu yüzlerce komutan, yıllarca cezaevlerine konularak, özgürlüklerinden yoksun edilmiş, nihayet pardon “size kumpas kuruldu” denilerek, özgürlüklerine tekrar kavuşturulmuşlardır.
Acaba neden?
Vakıflar, insanlar içindir anlayışı; son günlerde vakıf yurtları ve vakıf evlerinde gündeme gelen ahlak dışı olaylar nedeniyle, bazı yetkili kişilerin, bu olayların oluştuğu yerlerin yasal durumları, denetim durumları ve bu ahlak dışı oluşumların oluştuğu vakıfların yetkilileri için gerekli yasal işlemlerin yapılması yerine vakfı savunan bir tavır içinde olmaları;
İnsanlar, vakıflar için midir anlayışına mı dönüştü algısını yaratmıştır.
Acaba neden?