Karaman Haberleri - KGRT Karaman - KGRT Haber - Son dakika - Karamanın Sesi - Radyo 103 FM - Ermenek - Kazımkarabekir - Ayrancı - Sarıveliler - Başyayla - Karaman Güncel Haber
2014-12-15 00:00:00

OSMANLICA DERS OLARAK OKULLARDA OKUTULMALI MI?

KGRT

kgrt@kgrt.com 15 Aralık 2014, 00:00

Osmanlica= Osmanli Türkçesi, XIII-XX. yüzyillar arasinda Anadolu’da ve Osmanli Devleti’nin yayildigi bütün ülkelerde kullanilmis olan, Arapça ve Farsçanin agir baskisi altinda kalan Türk diline verilen ad ( bkz. TDK Türkçe Sözlük s. 1517). Liselerimizin edebiyat kitaplarinda bu dilin önemi ve derecesi islenir. Edebiyat Fakültelerinin ihtiyaç hasil olan bölümlerinde bu dilin ögretimi vardir ama bu bölümlerden mezun olanlarin hiçbiri büyüklerimizin dedigi gibi mezar taslarini okuyacak kadar bu dili ögrenemezler. Ögrenmeleri de da mümkün degildir. Nasil ki bir pratisyen hekim, beyin ve göz ameliyati yapamayacagi gibi, okullarda iki üç saatlik ögretilen Osmanlica ile de tarihi arsivlerdeki belgeler okutulamaz. Ancak, Arap harfleri ile yazilan günümüz Türkçesini insanlarimiz okuyup anlayabilir. Sosyal Bilimler liselerinde yapilan bunlardir. Kur’an okumak ayri, tefsir etmek yani açiklamak yorumlamak nasil çok farkli ve temeli saglam altyapi bilgi ve kültürüne sahip olunmasi gerekirse, günümüz Osmanlicasi’ni da saglam temel altyapi kültürü alarak okuyup gelistirmekle bir yere varilabilinir. Haftada iki saat okutulacak derslerle Osmanlica ögretilemez. Osmanlica yazimi zor, anlasilmasi zor Türkçe, Arapça ve Farsça kelimelerden, tamlamalardan, terkiplerden, deyimlerden olusan bir dildir. Günümüzde pratik bir anlami yoktur. Ancak 1929 öncesi dönemler için arastirma yapan, bilimsel çalisma yapan insanlarin birinci derecede kaynaklara inmeleri için ögrenmek zorunda olduklari dil olsa da çogu arastirmacilarin, yüksek lisans ve doktora ögrencilerinin okuma ve anlama sikintisi çektigi bilinir. Çünkü çok fazla mesai gerektiren ve sürekli kullanilmasi, yazilmasi ve islenmesi zorunlu bir çalismadir.

Istanbul, Cagaloglu’ndaki Eski Osmanli arsivi benim ofisime kus uçusu 200 m’dir. Köyüm Büyükkarapinar kitabini yazarken Osmanli arsivine 2008- 2010 yillarinda haftada bir iki gün gidip gelirdim. Bir defa arsivde yol almak için kesin olarak devirlere göre Osmanlicayi bilmek gerekir. Söyle böyle bilmek de yeterli degil. Kitabima alacagim köyümle ilgili bulmus oldugum belgeleri günümüz Türkçesine çevirtmek için arsivde çalisan onun üzerinde uzman kadrosundaki insanlarla iliski kurarak sonuca gidebildim. Bu uzmanlar islerinin ehli olan insanlar olsa da her dönemin belgesini okuyup yorumlamakta zorlaniyorlar. Bizim eski Türkçeyi okuyan ve yazan insanlar degil, gerçek anlamda okuyup yorumlayan yazan insanlara ihtiyacimiz var. Bu da uzun soluklu bir yatirimdir. Isi siyasilestirerek ciddiyetten uzak bir noktaya tasimak ve halkimiza, Kur’an’in yazildigi Arap alfabesine geri dönüyoruz imaji vermek saglikli bir yaklasim degildir.

Türkçemiz bugün tarihinin en zengin dönemini yasamaktadir. Islek bir dildir. Dis etkenlerden yabanci dillerin hepsinden itina ile korunmali ve yeni Türkçe kelimelerle gelistirilmelidir. Elbette ölü kelimelerden de yararlanmaliyiz.

“Kâgit “ yazmasini bile bilmeyen insanlar tarafindan teklif olarak, 19. Milli Egitim Surasi’na ders olarak okutulmasini istedikleri Osmanlicayi birakiniz, günümüz Türkçesi ile ilgili

yazilmis temel kitaplardan kaç tane okuduklari sorusuna verecekleri cevap yok denecek kadar azdir. Arap harfleri ile yazilan Türkçenin ögretilmesinden çok ve ondan önce, Arap harflerle yazilmis metinlerin özellikle edebî eserlerin büyük kismini Latin alfabesi ile yapilmis baskilarini ilgi ve begeniyle, merakla okuma yeteneginin ögrenciye kazandirilmasi amaçlandirilmalidir.

Latin harfleri ile yazdigimiz Türkçe metinlerde kullanilan yazim tarzinda bugün bile tökezledigimiz bir gerçek iken, yüzlerce yazim kurali olan Osmanlicayi nasil yazacagiz. Yazimda çok büyük bir kargasa yaratacagindan kuskumuz olmasin! Çevrenizde Latin harfleri ile yazilan dini yayinlarda bunun örnegini görürsünüz.

Ülkemizde kitap okuma aliskanligi yilda “ alti kisiye bir kitap” gibi son derce düsük bir ortalama.OECD-PISA verilerine göre “ okudugunu anlama “ becerisi bakimindan son siralarda yer alan bir ortaögretim düzeninden söz etmekteyiz.Bu gerçekler karsisinda ,eski harflerle yazilmis Türkçenin ögretilmesinden önce , eski ve yeni Türkçe eserlerin okutulmasi ve anlasilmasini tesvik edici yöntemler gelistirmek zorundayiz.

1876 yilindan ( Teskilat-i Esasiye’nin Kabulü ) 2003 yilina kadar olan sürecin siyasi tarihi, kültür tarihi, ekonomi tarihi 12 yildir iktidari elinde tutanlar tarafindan derinlemesine ögrenilip anlasilmadigini düsünüyorum.

“Bu alfabe meselesini, daha dogrusu Arap harfleri ile zor bela yazilan Türkçeyi islah etme meselesini kafamiza takali nerdeyse 180 yil oluyor. Mustafa Kemal’den önce Enver Pasa, ondan önce Sultan Abdülhamid Osmanlicay i islah etme meselesine kafa yormuslar. Hatta Enver Pasa, klasik Osmanlica ile yazili emirlerin cephede kargasa yarattigini görmüs . Cephedeki askere kendi icadi olan “Enveri Yazisini” kullandirmis.(1)

Cumhuriyetin ilk yillarinda alfabenin degistirilmesi için her yil bütçeye ödenek konulmus ama bir türlü 928 yilina kadar Latin harfleri ile ilgili yaziya geçilememistir. Ismet Pasa’nin bu konuda direnci biliniyor. Harf Inkilabi kabul edildikten sonra da en iyi uygulayicisi da Ismet Pasa olmustur.

MEB Müfredatini gelistirme ve yeni dersleri ve saatlerini ayarlama konusunda daha gerçekçi bir yaklasimla Osmanlica derslerini uygulayan Sosyal Bilimler liselerindeki basariyi görüp ona göre saglikli bir degerlendirme yapilabilir.

Bu konuda

Türkiye’de tek otorite olan Istanbul Üniversitesi Eski Türk Edebiyati porfesörlerinden hemsehrimiz Kemal Yavuz Bey’in bilgisine basvurdum.

Kemal Bey,” her dilin tarih içinde dönem dönem yazma ve konusma sekli var. Bir dönemi/devri okuyan uzman diger bir dönemi okuyamaz. Usun soluklu ve gayretli bir çalisma yapmak gerekir.” diyor Islami Ilimler ve Ilahiyat fakültelerinde 1980 li yillarda mecburi olarak okutulan Osmanli Türkçesi sonradan ögretim üyelerinin talebi üzerine kaldirilmis, yakin bir tarihte de seçmeli olarak tekrar konulmus.

Alinan karar tartisilmadan, olgunlasmadan, pilot denemeleri yapilmadan, salt bir sendikanin tabanina ve varligini borçlu oldugu siyasi bir yapiya hizmet amaciyla Sûra’da Osmanli Türkçesinin okutulmasina karar verilmesi sonucu yapilacak uygulamayi görecegiz.

Sonuç olarak, Osmanlicayi okullarda ders olarak okutulmasi fikrini destekleyenleri ve onaylayanlari gerçekçi bulmuyor, siyasi bir uygulama ve Cumhuriyetin temel degerlerini asindirma, itibarsizlastirma gayreti olarak gördügümüz gibi muhafazakâr seçmenlere dindarlasiyoruz mesajini vermekten öteye gitmeyecek ve gündemi oyalayacak söylemlerden

ibaret olarak görüyoruz. Gençlerin enerjisi dogru zamanda ve dogru yerde kullanilip yönlendirilemiyor. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.