'Şişman olmak', 'fazla kilolu olmak', 'ideal kiloda olmamak', 'obez olmak',... Peki biz ne durumda kendimizle ilgili böyle kanılara varabiliriz? Bilimsel olarak beden kitle indeksi (BKİ) dediğimiz, kilogram cinsinden ağırlığımızın metre cinsinden boyumuzun karesine bölünmesiyle elde edilen değer 25'ten büyük olduğu zaman 'fazla kilolu', 30'dan büyük olduğu zaman 'şişman', 35'ten büyük olduğu zaman 'obez', 40'tan büyük olduğu zaman ise 'süper obez' deniyor.
Fazla kilolara sahip olmak ise vücudumuzda hayal edemeyeceğiniz kadar çok sıkıntılara yol açıyor. Bunlardan bazıları; diyabet, hipertansiyon, kalp-damar rahatsızlıkları, böbrek hastalıkları gibi daha birçok kronik hatta ölümcül olabilecek hastalıklar sayılabilir.
Bunun dışında fazla kilolar maalesef ki hayat kalitenizi çok fazla düşürüyor. Bunu belki merdiven çıkarken, belki araba sürerken, belki sadece yürürken, belki bir koltuğa sığmaya çalışırken yani maalesef hayatın her alanında fazlaca hissedebiliyoruz.
Vee tabi durumun bir de sosyal ve psikolojik bir yönü var. Günümüz medyası maalesef öyle bir 'sıfır beden' algısını ön plana çıkardı ki, herkesin morali de psikolojisi de bozuldu. Lakin unutmayın ki sıfır beden olmak sağlıklı olmak demek asla değildir. Sağlıklı olmak kendi ideal kilomuzda olmaktır. Peki olmasak nolur? Bu dünyanın sonu mudur? Eve mi kapanmalı, dışarı çıkmamalı, kimseyle görüşmemeli miyiz? Tabii ki de hayır sevgili okurlar. Siz sadece kilolarından ibaret birer insan değilsiniz. Sizin bir kültürünüz var, bilgi birikiminiz var, tecrübeleriniz var, işiniz var, aileniz var ve daha bir çok şey. Kendinizin farkına varın ve içinizdeki sizi dışarı çıkarın. Şişmanın diye yokmuşsunuz gibi davranmanıza gerek yok.
MUTLU DİYETİSYENLİK - 0 338 212 30 84 - 0 506 888 21 63