Urfa’nın 28 km. yakınındaki Göbekli Tepe’de insanlar buğdayı; buğday da insanları evcilleştirdiler. Evcilleştirilen buğdayların fazlasını ellerine geçirenlerin dışındaki insanlar, barınma ve çoğalma dışında hangi alanlarda etkili oldular? Sorusuna: “tarihi yaratanlar” oldular yanıtı vermek gerekir inancındayım.
Çünkü İnsanlık Tarihi, buğdayın fazlasını eline geçirenlerin değil; kan, ter, gözyaşı dökenlerin, acı ve ıstırap çekenlerin tarihidir.
İnsanlığın tarihi; firavunların, nemrutların, Şahların, çarların, padişahların, kralların, sultanların, hakanların ve hanların tarihi değil; açlık, yoksulluk, fakirlik çeken insanların tarihidir…
İnsanlık Tarihi, firavunlara mezar yapmak için 160 metre yukarılara iki buçuk ton ağırlığındaki taşı taşımaya çalışan ve o taşların altında ezilen yüz binlerin tarihidir…
İnsanlık Tarihi, İskender’in ve Sezar’ın peşine taktığı ve hayatlarını; Galya, Makedonya, Anadolu, Suriye, Mısır, İran ve Hindistan’da kaybedenlerin tarihidir…
İnsanlık Tarihi, Fransa ve İngiltere arasındaki iktidarı elde etmek için 100 yıl boyunca sürdürdükleri Yüz Yıl Savaşları’nda yaşamını yitiren yüz binlerce insanın tarihidir…
İnsanlık Tarihi, saraylarında oturup, hamaset nutuklar atan sahte kahramanların değil, savaş meydanlarında, cephelerde ve siperlerde yaşamlarını yitiren milyarlarca insanın tarihidir…
İnsanlık Tarihi, Ebu Lehep, Ebu Cehil, Ebu Süfyanların işkenceleri altında inleyen binlerce insanın tarihidir…
İnsanlık Tarihi, din adına insanların dinsel duygularını sömüren Papaların ve Halifelerin değil, inançları uğruna yaşamlarını yitiren milyarlarca insanın tarihidir…
İnsanlık Tarihi, Çin Denizi’nden Tuna Nehrine kadar uzanan toprakları egemenliği altına alan Moğolların, bu coğrafyalarda yaşayanların gövdelerinden ayırdıkları kafalarıyla piramitler yapılan insanların tarihidir…
İnsanlık Tarihi, Osmanlılar tarafından isyan bastırma bahanesiyle, kafaları gövdelerinden ayrılarak, kuyulara atılan binlerce suçsuz insanların ve katliamlara uğratılan binlerce alevinin tarihidir…
İnsanlık Tarihi, Kortes ve Pizarro tarafından yok edilen Aztek ve İnkaların; İngilizler tarafından yok edilen Kızılderililerin tarihidir…
İnsanlık Tarihi, mezheplerin üstünlüğü ve özgürlüğü için Avrupa’da ortaya çıkan ve Mezhep Savaşları adı verilen ve 30 yıl süren savaşta yaşamını yitiren milyonların tarihidir…
İnsanlık Tarihi, kiliseler tarafından kurulan engizisyon mahkemelerinde yargılanıp, büyücü veya cadı oldukları yargıları sonucunda yakılan binlerce kadının ve giyotinle boyunları kesilen binlerce insanın tarihidir…
İnsanlık Tarihi, Fransız Devrimiyle ortaya atılan; eşitlik, özgürlük ve kardeşlik ilkelerini yerle bir eden Napolyon’un, Avrupa içlerinde ve Moskova önlerine götürdüğü ve soğuk, açlık ve hastalıktan yaşamlarını yitiren milyonların tarihidir…
İnsanlık Tarihi, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında; Allahüekber Dağları ve Moskova önlerinde donarak; Filistin, Yemen, Afrika çöllerinde yanarak ölen milyonlarca insanların tarihidir…
İnsanlık Tarihi, Hiroşima, Nagazaki, Kore, Vietnam’da ve İran-Irak savaşlarında, Filistin’de yapılan katliamlarda yaşamlarını yitiren milyonlarca insanın tarihidir…
İnsanlık Tarihi, Irak’ın işgali ve Suriye iç savaşı sırasında yaşamlarını yitiren milyonlarca insanın tarihidir.
İnsanlık Tarihi, köle pazarlarında kafesler içinde köle olarak satılan, toprağa bağlanan, makinelere zincirlerle bağlanan ve bir türlü bu zincirlerini kıramayan milyarlarca insanın tarihidir.
İnsanlık Tarihi, kalelerde, şatolarda, saraylarda, köşklerde, kasırlarda, rezidanslarda yaşayanların değil, onları üreten elleri nasırlı emekçilerin tarihidir…
İnsanlık Tarihi, fabrikalara ve onların içindeki makinelere sahip olanların değil, o fabrikayı ve makineleri üreten ve o makineleri çalıştıran işçi ve emekçilerin tarihidir…
İnsanlık Tarihi, 1 Mayıslarda yaşamlarını yitiren yüz binlerce emekçi ve işçilerin tarihidir…
İnsanlık Tarihi, Asya, Afrika, Amerika ve Avrupa’da; açlıktan, sefaletten, yoksulluktan yaşamlarını yitiren ve halen yitirmekte olan; dul kalan, öksüz olan milyarlarca insanın tarihidir…
İnsanlık Tarihi, “bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir,” diyen Churchilllerin değil; “zaruri olmadıkça savaş bir cinayettir,” diyen M. Kemallerin tarihidir…