Özgürlügü türbanda arayan bir toplum durumuna geldik, yazik!
Türk kadini, baskalarina benzeme yerine, kendisi olmali…
Hacca gitmek, insani Müslüman yapmaz…
Ayrica; ne basa sarilan türban, ne basa giyilen sarik, ne de sirta giyilen cübbe de insanlari Müslüman yapmaz…
“Islamiyet, bir türbana, bir sariga ve bir cübbeye indirgenemez.”
Müslüman, Allah’a teslim olandir…
Acaba AKP’li bu kadin milletvekilleri, baslarina türban sararak, meclise gelmekle kendilerini ayricalikli mi görüyorlar?
“Islamiyet, esitlikçi bir dindir ve ayricaliklari reddeder.”
Küçücük çocuklarin baslarina türban sararak, yolda ve sokaklarda gezdirildiklerini görüyorum. Demek ki bu çocuklar da böylece inanç ve bireysel özgürlüklerini kullaniyorlar.
Baslarina alli yesilli türban sarilan bu küçük çocuklari gördügümde, nedendir bilmiyorum, bunlari yesil basli ördeklere benzetiyorum.
Ülkemizin temel sorunu kadinlarin baslarina türban sarmalari degildir. Temel sorunumuz: adalet, temel hak ve özgürlükler, bilimsel çalismalar, teknolojik ilerlemeler, sanatsal atilimlar vb. konulardir.
Hatirlayalim:
Osmanli Devleti’nin padisahlari, 1517 yilindan itibaren kendilerine halife dediler.
Osmanli ülkesinde ulemalar olarak tanimlanan; seyhülislam, kazaskerler, kadilar, müderisler vardi. Tekkeler, tekkelerde seyhler, dervisler ve müritler vardi. Çok sayida cemaatler vardi.
Bunlarin var olmasi neyi çözdü?
Bilim yoktu, teknoloji yoktu, sanat yoktu, felsefe yoktu…
Sonuç ne oldu?
Anadolu halki, 1919 yilinin Mayis ayindan itibaren üç yil süren bir Kurtulus Savasi vermek zorunda kaldi.
Kendimizi daha fazla aldatmayalim. Siyasette sikisip kaldik. Türban ve onu basina sardirilan kadinlar üzerinden siyaset yapiyoruz.
Umarim, artik türban bir daha siyaset yapma araci olmaz.
Baslarina türban saranlarin türban, hassasiyetleri oluyor da, laik düsüncedeki insanlarin laiklik hassasiyetleri neden yok sayiliyor?