Anayasa, toplumsal sözleşmedir ve bir devletin yönetim şeklini belirtir.
Anayasa, devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceklerini belirler.
Anayasa, bir ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanma yetkisinin devlete ait olduğunu belirtir.
Anayasalar, diğer bütün hukuk kurallarından ve yapılardan üstündür ve hiçbir kanun ve yapı, anayasaya aykırı olamaz.
Anayasa, genel olarak:
Temel hak ve özgürlükleri…
Bireylerin topluma karşı görev ve sorumluluklarını…
Genel hükümler ile yürütme, yargı ve yasama gibi devlet organlarını tanımlayan bölümlere sahiptir.
Toplum olarak anayasa ile 1876 yılında Osmanlı Devleti zamanında tanıştık. Bu anayasa, “Kanuni Esasi” adını alıyordu. Daha sonra 1908 anayasası yapıldı.
Cumhuriyetle birlikte yapılan ilk anayasa “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu” idi. Bu anayasayı; 1924, 1961 ve 1980 yıllarında yapılan anayasalar izlemiştir.
Anayasalar, bir meclis tarafından yapılır. Anayasaları yapan meclislere “Kurucu Meclis” denir.
Kurucu Meclis Üyeleri, anayasaları, “Milli İrade”ye (Kurucu İrade) dayalı olarak yaparlar.
Kurucu nitelik taşımayan meclisler, anayasa yapamazlar. Bu özellikte olan meclisler, sadece anayasalarda değişiklikler yapabilirler.
Çünkü bu özellikteki meclisler, “Milli İrade”yi değil; “Siyasi İrade”yi temsil etmektedirler.
2017 yılında, “anayasaya uyulmuyorsa, anayasayı kişiye uyduralım” anlayışı sonucunda, mevcut anayasada değişikliklere gidilerek; demokrasi rejiminden otokrasi rejimine, başbakanlık hükümet sisteminden de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmiş oldu.
Son günlerde, mevcut otokrasi rejimi ve Cumhurbaşkanlığı bakanlık sistemi temelinde, yeni bir anayasa yapılması tartışmaları yapılmaktadır.
Bazı siyasetçilerin anayasanın değiştirilmesi ya da anayasada bazı değişikliklere gidilmesi, sürekli olarak dillendirilmektedir; ayrıca bazı kesimlerce de 1921 ve 1924 tarihli anayasalar referans gösterilmektedir.
1921 tarihli anayasada 29.10.1923 tarihin de yapılan değişiklikte:
Madde 2.- (Değişik: 29.10.1339 (1923) - 364 S. Kanun) Türkiye Devletinin dini, Dini İslâm’dır. Resmi lisanı Türkçedir. Denilmektedir.
Devletin dini olmaz. Devlet bir teşkilat, bir örgüttür. Bu nedenle de tüzel kişiliğe sahiptir. Tüzel kişiliklerin değil, özel kişiliklerin yani insanların dini olur.
Aslında 1928 yılında, “Devletin dini İslam’dır” ifadesi kaldırılmış ve 1937 yılında da “laiklik İlkesi” anayasada yer almıştır.
Bu anayasalarda “Güçler Birliği” ilkesi de yer almaktadır.
Bu durumlara bakarak, anayasa yapılması;
Anayasa Mahkemesini kaldırmak,
Devletin dini İslam’dır ifadesini tekrar yazmak,
Güçler birliği ilkesini getirmek.
İçin mi istenilmektedir? Sorusu akıllara takılmaktadır.
Yeni bir anayasa yapmak isteyenler, ülkedeki hangi sorunu çözmek için böyle bir anayasa yapacaklar?
Hemen belirteyim: Yeni bir anayasa bu meclisle yapılmaz. Çünkü bu meclis, kurucu meclis değildir ve milli iradeyi değil, siyasi iradeyi temsil etmektedir.