Bir Yikimin Çagristirdiklari

Oysa Karaman, birçok kültürle harmanlanan zengin bir geçmise sahiptir. Ancak çok az sehrin gördügü, bir rivayete göre 8, bir rivayete göre ise 11 kez yakilip yikildigini, her bir yikilma, olusturulan kültür ve sehircilik birikimini de yok etmistir. Bu yüzden, tarihte önemli bir kent olmasina ragmen Karaman’da sehircilik açisindan degisik kültürlerin eserlerine pek rastlanmaz.
 
Karamanogullari 500 yil önce bilinen en büyük yikimi Osmanli ile 150 yil süren bir dizi savaslar sonunda yasamis. Fatih’in vezirlerinden Gedik Ahmet pasa ve dönme Rum Mehmet pasalarin demirden eliyle misli görülmemis bir hinçla beylikte tas tas üzerinde kalmamis.
 
Aslinda bu yikim son olmayip yüzyillar içinde devam edegelmistir. Geçtigimiz hafta içinde ise yasi henüz yarim asri doldurmus olan eski Adliye binasi yine bir demirden elli azgin bir makine ile kafasina vurula vurula yikilmistir.
 
Bina, ayni zamanda onlarca kaymakam ve 6 Valiye ev sahipligi de yapmis, hayatimizda önemli rolleri yerine getirmis bir yapiydi. Çocuklugumuzda beton kaldirimlarinda âsik, bilye oynamis, havuzlu bahçesinde katir (Topaç) çevirmis, memurlarinin attigi izmaritleri içmistik. Bu yikimla yalniz bina degil, zamaninda içinde görev yapmis Kel Mahmut’larin kiracisi Can Hindioglu arkadasimizin babasi Ahmet Ziya Özhindi amcamiz, Faruk Evren arkadasimiz ve pek çogunu tanidigimiz nice insanimizin hatiralari da silinip gitmistir. Hem kime zarari vardi asilane duruslu binamizin. Bir kenarda ekmek su istemez durup duruyordu. Hem seni okul yapacagiz, resmi daire yapacagiz dediniz de olmam mi dedi. Sehrin en ücra köselerinde 150 adet park var. Hafriyat kalkinca burasi da park olacakmis. Tabi neden olmasin. Üç kel agaç dikip, beste orani burani acitan bank koyduktan sonra degil mi. Yaz günesi de tepemizde bos duracak degil ya. Gidelim de çevre il ve ilçelere park nasil olurmus görelim.
 
Yikim ara vermiyor…
 
Karaman Kalesi’nin orta kale surlarinin büyük kismi yok olmus, dis kale surlarindan iz bile kalmamis. Daha yüzyil olmamis Hisar mahallesindeki Emir Musa Medresesini yikip kapisini Almanlara para karsiliginda satmis, taslari ile 1. Istasyon Caddesindeki Gazi Ilkokulu’nu yapmisiz. Bir stadyum büyüklügündeki Yunus Emre Zaviye ve müstemilatini imar çalismasi bahanesi ile Yunus Emre’yi günümüzdeki dar bir alana hapsetmisiz. Eski Odun Pazarindaki bir ara hapishane olarak da kullanilan tas Cem Sultan Bedestenini de ayni imar faaliyetine kurban etmisiz. Mezarligin Kirmahalle girisindeki gayrimüslim mezarlarini da kazma kürekle yerle yeksan etmisiz. Günümüzdeki Tartanlar Is Merkezinin oldugu yerde bulunan yine gayrimüslimlerden Patapan’in Tas Hanini temize havale etmisiz. Ama erenler her sey, imar, rant ve para degil ki. Bir Kizildereli atasözü: Son agaç kesildiginde, son nehir kurudugunda ve son balik öldügünde paranin yenmeyecegini ögreneceksiniz diyor. Sanki günümüzü anlatiyor.
  
Yikim sürüyor…
 
Basta Tapucak mahallesindeki o tarihi dokuyu koruyamamis, bir Çesmeli Kilise, bir Tartanevi, bir Hürrem Dayi evi ile kendimizi kandirir hale gelmisiz. Yine ayni mahalledeki 1932 yilinda ilk Ortaokulumuza ev sahipligi yapan Karamanlis’in evi olarak bildigimiz evin karsisindaki iki katli konak geçtigimiz yil içinde bir yanginla ortadan kalkmis, yine eski ortaokul-lise binasi ve yanindaki Günes Ilkokulu yikilip yerine modern fakat ruhsuz yapilar dikilmis, Ermenek’teki Karamanogullari devri eserlerinden tarihi Görmeli Köprüsünü baraj gölü yutmustur. Aslinda sehrin ziynetleri gitmis, geçmise ait izler silinerek tarihimiz ve kültürümüzle baglarimiz koparilmis, budanip atilmistir.
 
Iste Müzenin bahçesinde içinde Degle Piskoposu Michael’a ait olan yüzlerce tarihi materyal açikta ve doganin acimasiz hoyrat eline terk edilmis ki, kimin umurunda. Sehrin göbegindeki Hatuniye Mezarliginin taslarini, kimimiz Pinarbasi köyüne ilkokul, kimimiz bahçe duvari, kimimiz evimizin kapisina esik tasi yapmisiz.
 
Fakat hayret ki, yolun ortasina yapilmis islevsiz koca yapilar varken, Ismetpasa Caddesinde savas uçaklari ile bombalanmisçasina mahzun, kolu kanadi kirik eski Emlak Kredi Bankasi dururken, demiryolu üzerindeki beton ucube 30 yildir yikilmayi beklerken, sen kalk Ismetpasa caddesindeki Ihtiyarlar Kahvesini, Mehmet Gürle’nin bakkal dükkânini, Hamit Tartan ve Nevzat Baysal’in Yayla Bakkaliyesini yik. Yerine çagin son harikasi kilitli tastan bir ise yaramayan lüzumsuz alan yarat. Nasil olsa arayan yok, soran yok. Niye yaptin diyen yok.
 
Elbette bazi seyler yikilabilir, yikilacakta… Tek sart: Yerine daha iyisini koymak.
 
Yikima devam…
 
Hazir elimiz degmisken, 1. Istasyon Caddesindeki Jandarma binasini, Musalla karsisindaki Tas Askerlik Subesini yikalim. Geçiyorken Eski Sinemayi unutmayalim. Sinema demisken Hanci-Sinemaci Orhan’in Yazlik Sinemasini tepelemeden geçmeyelim, Yeni Sinemayi hatiralarimizdan ciger söker gibi alip geçelim. Engel olan mi var, dur diyen mi var.
 
Bir suyumuz temiz kalmisti. Lale köyü ve daha sonra 1936 yilinda sehir içme suyu sebekesine dahil edilen Gökçe köyü kaynak suyu, 15-20 bin nüfuslu Karaman’a bes ayri noktada kaynak suyu sagliyordu. Medeniyet adina alt yapi, üst yapi derken suyun da ruhuna fatiha okuduk. Son 25 yil içinde 105 sokak çesmemizin kimini yiktik, kimini kösesinde kaderiyle bas basa biraktik, kimini de kendisinden el kadar tas kullanmadan bir izini bile birakmadan restore ettik. Yeni adreslerine götürüp koyduk.
Yikim hiz kesmiyor…
 
Elimizde bir tek Sümerbank Tekstil Fabrikamiz kalmisti. Önce, devlet iplik mi, atlet mi, külot mu yaparmis diye degersizlestirdik, zarar ettirdik. Içinde bin kisinin çalistigi, ürününü Avrupa’ya ihraç ettigi fabrikayi satip tüketim merkezi yaptik. Peki, bugün içinde ne satiyoruz? Biraz önce Devlet yaparmiymis dediklerimizi… Artik bir diyecegim kalmadi. Sen aklima mukayet ol yarabbi.
Kendi payima, özellikle Konya’dan Karaman’a her dönüsümde sehrimin gelecegi ve kültürüne olan ümidim iyiden iyiye azaliyor.
 
Satalim, yakalim, yikalim erenler. Karaman kem talihine alisiktir. Bu aslinda tarihinde devlet kurmasini bilen bir medeniyetin garip gerçegidir. Karaman’in makûs talihidir.
 
Bugün Karadag’i yiksaniz, eleyip un etseniz kimsenin giki çikmaz, dönüp de bakan olmaz.
 
Bizim önümüze kimse çikmasin. Çikarsa da hiç önemli degil. Önümüze kim çikarsa çiksin, ne çikarsa çiksin yikar ezer geçeriz evelallah.
 
Yikilirken yalniz binalar, yapilar mi yikiliyor dersiniz. Keske öyle olsaydi.
 
Bu azgin isteha önüne geleni deviriyor vesselam.
 
Yikim devam ediyor…
YORUM EKLE

banner284