Bir toplumun en dinamik kesimi kadınlardır…
Çağdaşlığın en temel göstergesi, kadınların saygınlık ve değer kazanmasıdır…
İnsanlığın en temel göstergesi, kadınların saygınlık ve değer kazanmalarıdır…
Ülkemizdeki kadınların durumlarına baktığımızda:
15-25 yaş arasındakilerden %60'ı eğitim almıyor…
Dört milyonu okuma yazma bilmiyor…
Her üç kişiden biri şiddet görüyor…
Şiddete uğrayanların oranı sekiz yılda yüzde bin dört yüz artmış durumda…
Aşağılanıp, hakarete uğruyor…
Namus ve töre uğruna öldürülüyor…
Tarikat, cemaat ve vakıf yurtlarında sürekli tacize, tecavüze ve cinsel istismara uğruyor…
Sokak ortalarında ya da çocuklarının gözleri önünde, kurşunlanarak ya da bıçaklanarak öldürülüyor…
Boğazları ve bacakları kesilerek bedenlerinden ayrılıyor, parçalanan bedenleri çöp bidonlarına atılıyor.
Bütün bu olumsuzluklar karşısında kadınlarımızdan hiçbir ses çıkmıyor…
Zira kadınlarımızın öz güvenleri gelişmemiştir.
Bunun nedeni kadınlarımızın emirlerle, tehditlerle, baskılarla, yasaklarla ve korkularla yönlendirilmiş olmalarıdır.
Ülkemizde kadınların elde ettikleri 1926 medeni ve 1930- 1934 siyasi haklar, her ne kadar yasalarla güvence altına alınmışsa da; yasalar karşısında eşit olmak pratik yaşantıda yeterli olmuyor.
Çünkü kadınlarımız sürekli olarak susuyor!
Kadınlar sustukça sıra çocuklarına gelmiş görülüyor!
9 yaşındaki kız çocuklarının evlenebilecekleri yönünde dinsel fetvalar verilmeye başlandı.
Hangi bir kadın, hangi bir anne, oyun çağında olan, kucağına oyuncak bebeğini alarak onunla oynamaya çalışan 9 yaşındaki kız çocuğunun evliliğini içine sindire bilir?
Kadınlarımız nerede?
5 yaşında okula alınıp, başına türban sarılan kız çocuklarının, 4+4+4’ün ilk 4’ü bittiğinde 9 yaşında olurlar, evlenirler ve evlerinde otururlar!
İmamlara medeni nikâh kıyma yetkisi bunun için mi verildi?
SMS ile boşanma olacağı fetvaları bunun için mi verildi?
5 yaşındaki kız çocukların başlarına türban sarılarak, kapanma partileri bunun için mi yapılıyor?
Yıllarca “türbana özgürlük” nidaları, bunun için mi atıldı?
Kadınların kıyafet seçimlerine ve de yaşam tarzlarına saldırılar, evlere kapanmalarını gerçekleştirmek için mi yapılıyor?
Bütün bu gelişmelerin altında:
Toplumumuzda kadın, zihinsel bir yaratık olarak değil; bedensel bir yaratık olarak görülüyor.
Bu durumu kadınlarımız ne zaman görecek ve bu olumsuzluklara ne zaman dur diyerek, saygınlığını ve değerini koruyacak?
Evet, bu kadınlarımız nerede?