Çanakkale Savaslari’yla ne kadar ögünsek, ne kadar heyecanlansak ve ne kadar gurur duysak azdir. Çünkü Çanakkale Savaslari, ülkemizde yasayanlari bir arada tutan en önemli harçlardan biridir.
Benim burada dile getirmek istedigim Çanakkale Savaslari’ndan sonra ülkemizdeki yasantilardan az da olsa kesitler aktarmaktir.
Çanakkale Savaslari’nda iki yüz elli bine yakin insanimiz sehit oldu. Bu sehitlerimizin büyük bir çogunlugunun evli oldugu düsünüldügünde ve çok esliligin geçerli oldugu da göz önüne alindiginda en az üç yüz, üç yüz elli bin kadin dul kaldi. Her annenin dört çocuk dünyaya getirmis olabilecegi düsünüldügünde de bir milyonun üzerindeki çocuk da öksüz kalmistir.
Sanayinin olmadigi; tarimin, sari öküz ve kara sabanla yapildigi bir dönemde, Balkan ve Birinci Dünya Savaslari nedeniyle, yeterli insan ve hayvan gücü olmadigindan, topraklarin uzun süre islenememis olmasi da düsünüldügünde, topraktan ne elde edilebilir?
Sanayi ve tarimdan gelir elde etmeleri olanaksiz olan bu anneler, saglikli beslenme bir yana, çocuklarinin karinlarini nasil doyuracaklar? Verem, tifo, tifüs, kolera, sitma vb. hastaliklardan çocuklarini nasil koruyacaklar? Çocuklarini egitimlerini nasil saglayacaklar?
Diger taraftan:
Osmanli, Kirim Savasi öncesinde borçlandi. Borçlarin ödenmesi için borç veren devletler Genel Borçlar Idaresi (Duyun-u Umumiye)ni olusturdular ve tuz, tütün vb. devlet gelirlerine el koydular. Bu nedenle, bu alanlardaki gelirlerin de devlet hazinesine girmedigi ve savas ortaminin bütün hiziyla devam ettiginden anneler, devletten de gerekli yardimlari alamadilar.
Sanayi ve tarim gelismedigi için gerekli çalisma ortamlari bulamayan, devletten de gerekli yardimi alamayan anne ve çocuklar, açlik, yokluk ve yoksulluk içinde yasamla savas vermeye mecbur kaldilar.
Yari aç, yari tok olarak anneler, kanaviçe ve oya üretip; henüz kemikleri bile gelismemis erkek çocuklar, bulduklari günlük islerde çirak olarak çalisip varliklarini sürdürdüler.
Aci çektiler, hasretlik çektiler, izdirap duydular. Gözyaslari akittilar. Fakir fukara, garip guraba oldular. Yikilmadilar, yasamlarini sürdürdüler.
Bütün sehitlerimize, eslerine ve çocuklarina minnettarim.
M. Kemal’in komutasinda ve yaninda, Kireç tepe eteklerindeki baglarda, alnindan vurulup tertemiz yatan sehit Ibrahim dedeme, bütün sehitlerimize tekrar Allahtan rahmet diliyorum.
Çanakkale Sehitlerimizi hiç unutmayacagim.
Ruhlari sad olsun.