Öncelikle CHP kendisi olmalı ve kimlik arayışları gibi davranışlara girerek, sağa sola savrulmamalı…

Kemal Kılıçtaroğlu, cesur olmalı ve cesurca davranmalı… CHP’li ve liyakat ve ehliyet sahibi kişileri aday göstermeli…

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip’e alternatif olsun diye önce Ekmelettin İhsanoğlu’nu, son seçimlerde de Muharrem İnce’yi aday gösterdi; sonuç, hüsran!

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için de Mansur Yavaş’ı aday olarak gösterdi; yine sonuç, hüsran!

İnce, şimdi de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olmayı istiyor.

İnce’nin, seçim bölgesi olan Yalova’da belediye başkanlığının birkaç oyla ve zar zor kazanıldığı düşünüldüğünde, İnce’nin İstanbul’un neresini ne kadar bildiğini ve tanıdığını sormam gerekir inancındayım.

Çünkü bu seçimlerde adaylar belirlenirken eldeki ölçünün hangi adayın, hangi kenti daha iyi bildiği ve tanıdığı olmalıdır. Örnek: Tunç Soyer, İzmir için aday olacaksa oluşacak diğer adaylardan daha önde olacağını, İZMİR EXPO 15 çalışmalarında İzmir’in kılcal damarlarına kadar giderek, öğrendiğini ve bu nedenle de bildiğini ortaya koyabilirim.

İnce meselesine gelince; bir önceki yerel seçimlerde Ankara’dan aday olduğunu ortaya koydu; aday yapılmayınca da Genel Başkan yarışına girdi, kaybetti; bir daha girdi, yine kaybetti; Cumhurbaşkanı adayı yapıldı, kaybetti…

Seçimleri kaybetmekle kalmadı, mevcut tek adam rejimine karşı olan %50 ve üstü oyları %30’a düşürdü. Şimdi İnce’nin yapacağı bir şey kaldı; bu da, CHP’nin sırtınsan düşmesidir.

Umarım CHP, aday seçme konusunda geçmişte yaptığı yanlışları ve hataları bir daha yapmaz.

Ülkenin içinde bulunduğu durum, olumsuzluk olarak değerlendiriliyorsa; iktidar kadar olmasa da, bu durumdan Ana Muhalefet partisi olarak CHP’de sorumlu değil midir?

16 yıldan bu yana ülkemizde, Tayyip merkezli politikalar yapılmaktadır.

Takip edilen bu politika yöntemi, Tayyip taraftarlarına Tayyip etrafında daha sıkı bir şekilde birleşmesini sağladığından, kazanan Tayyip; kaybedenler ise muhalefet olmaktadır…

Bu politik anlayış, sadece muhalifler arasında değil; ülkede köksüzlük, yalnızlık, ufuksuzluk ve hedefsizlik yaratmaktadır.

AKP’nin 16 yıllık iktidarında gördüğümüz; siyasi düzen, ahlak kuralları, hukuk ve hukukun üstünlüğü fikri, adalet, akletme, bilimsel ve sanatsal üretim alanlarında, dünden daha ilerdeyiz, denilebilir mi?

Her alanda daha iyiye doğru yüründüğü ve yürüneceği inancında olunabilir mi?

CHP, din üzerinden politika yapılmakta olduğunu bilmiyor mu?

Anlatılanların birer hurafe olduğunu ve bunların din ile uzaktan, yakından bir ilgisi olmadığını, örnekler vererek neden anlatmıyor. Bu anlatılan hurafeler karşısında suskun kalınması, anlatılanların doğru olduğu imajını yaratmış oluyor…

AKP’nin siyasette uyguladığı strateji, propagandadır. Bunu TV kanallarında, Camilerde ve hayatın her alanında kullanıyor.

CHP’liler, Camilerde yapılan propagandaları biliyor mu? Bu propagandaların kimler adına yapıldığı ve kimler etrafında örgütlen ilmede bir etki ettiğini bilmiyor mu?

CHP, AKP’nin bu propagandaları karşısında; Tayyip’le uğraşma yerine, karşı propaganda geliştiremiyor ve AKP’nin ortaya koyduklarının yanlışlığını kamuya aktaramıyor. Böyle olunca da sürekli olarak seçim kaybediyor ve kendisini adeta seçim kaybetmeye mahkûm ediyor.