Demokrasi rejimlerinde geçerli olan demokratik cumhuriyetlerde; üst düzey yöneticiler, belirli zamanlar için ve vatandaslar veya vatandaslarin temsilcileri tarafindan seçimle bu görevlere getirilirler; bu görevlerden en önemlisi de Cumhurbaskanligi görevidir.
Vatandaslarin seçimiyle görevlere gelen bu yöneticilerin yaptiklari her türlü icraatlarindan da birinci dereceden vatandaslar sorumludurlar. Zira bu yöneticileri görevlendiren vatandaslardir. Bu nedenle vatandaslar, sorumluluklari geregi, kime ve hangi nedenlerle oy vereceklerini çok iyi bilmelidirler.
Seçmen durumundaki vatandaslar:
12 yildir iktidarda olan, Cumhurbaskani adayi Basbakan’in ortaya attigi;
“Milletin Adami,”
“Yeni Türkiye,”
“Yeni Türkiye’nin Mimari,”
Baskanlik Sistemi,
Siyasal Islam,
Federal Devlet,
Ne demektir, bunlarin ne olduklarini biliyorlar mi?
Seçmen durumundaki vatandaslar:
17 ve 25 Aralik Rüsvet ve Yolsuzluk Operasyonlarinda ortaya çikanlar nelerdir, bunlari da biliyorlar mi?
Ayrica;
Sorumlu olduklari halde gerekli önlemi almadiklari için Soma’da yasamlarini yitiren 301 kisinin,
Uludere’de 36 kisinin,
Gezi Olaylarinda 10 kisinin,
Reyhanli’da 54 kisinin,
Ölmelerini,
11 Haziran’dan bu yana Musul Konsoloslugumuzdaki 49 kisinin ISID’in elinde rehin tutulmalarini,
Komsularimizla “0” sorun denilirken, “0” komsumuzun kalmis olmasini,
Içlerine sindirebiliyorlar mi?
03.08.2014 günkü Izmir mitinginde Basbakan, Kiliçtaroglu için “Kiliçtaroglu sen Alevi olabilirsin ben de Sünni’yim” ve Demirtas için ise “Kendisi Zaza” ifadelerini kullanmistir; sikça tekrarladigi bu tür söylemleri ve davranislariyla Basbakan, toplumun bazi kesimlerini de asagilamaktadir.
Demokrasi, bu ifadelerin ve davranislarin neresinde vardir? Bu tür yaklasimlar, toplumda kargasalara ve ayrismalara neden olmaz mi?
Seçmen vatandaslarimiz, Basbakan’in toplumumuzda dinsel inanç ve etnik yapilarina göre ayristirma algisini yaratabilecek söylem ve davranislarini da içlerine sindirebiliyorlar mi?
Basbakan’in, sürekli olarak tekrarladigi bu tür söylem ve davranislari sonucunda; ülkede olusacak bir kargasanin ve ayrismanin ahlaki, vicdani ve siyasi sorumlulari kimler olacaktir? Basbakan mi, yoksa Basbakan’i bu göreve getiren seçmen vatandaslar mi?
Evet, seçmen vatandaslarimiz 10-24 Agustos seçimlerinde verecekleri oylariyla, bilmedikleri ve de içlerine sindiremedikleri halde bir kisinin pesine takilarak, bir maceraya mi sürüklenecekler; yoksa cumhuriyet degerlerine sahip çikarak, bu degerlere bagli mi kalacaklar?
Ben, seçmen vatandaslarimizin kisilerin çikarlarina hizmet etme yerine, ülke ve toplumumuzun çikarlari için sagduyulu davranacaklarina inaniyor; sorumluluklarinin geregini yerine getirerek, baskalarini da sorululuklarina ortak etmemelerini bekliyorum.