Günlerce, Başbakanlık için düşük profilli bir siyasetçinin aranıldığı iddiası, kamuoyunda tartışıldı ve bunun kim olduğu merak konusu oldu. 

Nihayet, İzmirlilerin, İzmir’i yönetemez diye İzmir’e belediye başkanı olarak seçmediği bir kişiyi; Cumhurbaşkanı, gel Türkiye’yi yönet diyerek, parmak işaretiyle Başbakan olarak atadı. 

Başbakan, icraatlarına yıldırım hızıyla başladı ve hızını alamayarak ilerlerken, bir de, dönüp şöyle geriye bakarak, referandum çalışmaları için gittiği Sinop’ta ilginç bir açıklama yaptı:  

Başbakan, "Abidik gubidik birtakım işler oluyor. Bir bakıyorsunuz hiç aklımıza gelmeyen biri başbakan olmuş" diyerek, dehasını göstermiş ve böylece de ne kadar isabetli bir kararla başbakan olarak atandığını da kanıtlamış oldu! 

Ülke olarak hala kedinin fareyi yakalamasını bırakmışız, kedinin rengiyle uğraşıyoruz; beyaz mı olsun, siyah mı olsun, diye… 

Yoksulluk, sefalet, işsizlik almış başını gidiyor; üstüne üstlük bir de huzur ve güven ortamı yer yer terör eylemleri nedeniyle vatandaşlarda endişe yaratıyor. 

Şimdi bunlar bir yana bırakıldı; yıllarca bu ülkeye hizmetlerde bulunan onlarca insanların icraatlarına,  abidik gübidik işler diyenlerin ortaya koydukları partili cumhurbaşkanlığı projesi sabah akşam tartışılıyor. 

Böyle bir ortamda, kedi fareyi nasıl yakalayacak? 

Ülke olarak nasıl kalkınacağız? 

Toplumsal refaha nasıl ulaşacağız? 

Hukuku nasıl geçerli kılacağız? 

Adaleti nasıl dağıtacağız? 

Barış ortamını nasıl sağlayacağız; 

Bunlardan hiç bahseden yok!  

Ortaya düşünce atan yok!  

Ortaya bir proje koyan yok! 

Bir başkanlıktır tutturduk gidiyoruz…  

Bu da başkanlık olsa bari! 

Ne yapacağız? 

Partili cumhurbaşkanlığı rejimine geçeceğiz! Yani tek adam rejimini getireceğiz! 

Tek adam rejimleri, demokrasi olur mu?  

Demokrasiyi yok sayacağız; demokrasi rejimi yerine, otokrasi rejimini getireceğiz! Neden? 

Hayır diyenlere terörist, katil diyeceğiz…  

90 yıldır Cumhuriyet döneminde yapılan işlere “abidik gübidik işler” diyeceğiz! 

Öylemi? 

Şimdi “bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” zamanı galiba? 

Son olarak: “gün ola harman ola” diyorum…  

Türkiye, demokrasiyi bir tarafa iterek, otokrasiyle bir yerlere varamaz… 

Bu böyle biline…  

Çünkü 

Sonuç, felaket olur… 

Diyorum…