Insanlar hak ettikleri gibi yönetilirlermis. Bizlerde hak ettigimiz gibi yönetiliyoruz. Yetmis yildir da istikrarli bir sekilde hak ettigimiz gibi yönetilmeye devam ediyoruz.
Birileri haklar veriyor. Tamam diyoruz. Birileri haklarinizi elinizden aliyor yine tamam diyoruz. “Gelene agam gidene pasam” diyoruz. Ilkemiz hiç degismiyor.
Bir seyler verilirken de elimizden alinirken de sorgulamiyoruz. Neden verildi, neden alindi? Demiyor, umurumuzda olmuyor. Kafamizi hiç yormuyoruz.
Emek harcamadan verilenler bizi mutlu ediyor, yüzümüzü güldürüyor. Baskalarinin hakki olani aldigimiz hiç düsünmüyor, vicdan muhakemesi yapmiyor, isin inanç boyutuna hiç düsünmüyoruz.
Her seyi Allaha havale ediyoruz.
Özelestiri kültürümüz yok!
Oturup da ben nerede yanlis yaptim? Üstüme düsen görevimi ne kadar yerine getirdim? Olup bitenlere karsi ne kadar duyarli davrandim?
Birilerinin verdigi haklari sonuna kadar kullanirken hiçbir sikinti yasamiyoruz. Bu haklar nasil kazanildi hiç umurumuzda olmuyor. Hatta birileri bize hatirlatmaya kalktiginda bile sinirimiz bozuluyor.
Insanlarda, “Nasil olsa basima bir is gelmez” mantigi hâkim. Ne zaman basimiza bir is gelir o zaman çevremizdeki çogu sey anlam kazanir.
Kizilay’in doga felaketlerinde aklimiza geldigi gibi…
Hep ben! hep ben! Bencillik diz boyu.
Hayatimizda baskalari yok.
Sirami bekleyeyim yok.
Hakkim olani alayim yok.
Vicdan, adalet, hukuk duygusu hiç yok…
Toplumun menfaatleri mevzu bahisse biz orada olmayiz. Bencillik diz boyudur.
Çok bilgiliyizdir.
Her konuda en üst seviyededir bilgimiz.
Konunun uzmanini dinlemek, bilgi almak, okumak gibi derdimiz hiç olmaz.
Iste hep bunlardan dolayidir basimiza gelen isler.
Iste hep bundandir isler basimiza geldiginde yanimizda kimsenin olmayisi.
Iste hep bundandir ülkede yasanin, hukukun adaletin islemeyisi.
Bizler duyarli olmadikça, baskalari haksizliga ugradiginda seyrettigimizde, hukuksuzlugu baskalarina havale edip direnmedikçe, hakkini, haklarini aramadikça dilim varmiyor demeye ama suçun çogu bizim be! Kardesim.