Edebiyat Fakültesi tarafindan düzenlenen ve Yeni Türk Edebiyati Anabilim Dali Ögretim Üyesi Prof. Dr. Alaattin Karaca tarafindan verilen konferansa KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dekani Prof. Dr. Osman Çevik, akademik ve idari personel ile çok sayida ögrenci katildi.
27 Aralik 1936 yilinda vefat eden Istiklal Marsi sairimiz Mehmet Akif Ersoy’un anisina saygi durusunda bulunulmasi ve Istiklal Marsi’nin okunmasiyla baslayan konferans KMÜ Karamanoglu Mehmetbey Salonunda düzenlendi.
Konferansi veren KMÜ Edebiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Alaattin Karaca, Istiklal Marsimizin sairi Mehmet Akif Ersoy’un vefatinin yildönümünde onu yâd etmek üzere bu konferansi tertip ettiklerini dile getirerek, “Milletimizin kalbinde yer etmis olan Mehmet Akif’in dirilis umudunu siirlerinden örnekler vererek anlatmaya çalisacagim. Yikilmak, yok edilmek istenen bir medeniyetin hikâyesini ve bu milletin yikima karsi vermis oldugu direnisi özetleyen Safahat’tan sizlere kesitler sunacagim.” dedi.
“Mehmet Akif dili dilimize, gönlü gönlümüze uygun bir sairdi”
Mehmet Akif Ersoy’un ülkemizin en çok okunan, en çok sevilen sairlerinden oldugunu belirten Prof. Dr. Karaca, Ersoy’un, milletinin duygularini, inançlarini ve geleneklerini dile getiren bir sair oldugunu söyledi. Prof. Dr. Karaca söyle devam etti: “Mehmet Akif toplumuna yabancilasmis bir sair degildi. Dili dilimize, gönlü gönlümüze uygun bir sair olarak halkin içinde olmayi, halkla beraber yasamayi tercih etmisti. Sairi bu kadar hünerli kilan sanatsal degerlerinin yani sira sanatina yükledigi anlamdir. Siirlerindeki inanç ve fikirleri ile milletimizin gönlünde taht kurmustur.”
“Mehmet Akif’in derdi, medeniyet meselesiydi”
Mehmet Akif Ersoy’un, siirlerinde güzeli göstermek degil, dogruyu söylemek amacinda oldugunun altini çizen Prof. Dr. Karaca, sairin estetik kaygilardan çok, toplumsal sorunlara deginmeyi amaç edindigini belirtti. Mehmet Akif’in derdi, medeniyet meselesiydi diyen Alaattin Karaca, “Bu medeniyetin sinirlari ise tüm Islam cografyasidir. Bu cografyanin merkezinde her ne kadar Osmanli Devleti olsa da tüm Islam âleminin dertlerini konu almistir. Safahat Islam medeniyetinin çöküsünü sorgulayan bir eserdir. Bundan dolayi Mehmet Akif Ersoy tüm Islam ülkelerinde okutulmasi ve ögretilmesi gereken bir sairdir.” seklinde konustu.
“Mehmet Akif’in siirleri toplumsal uyari siirleridir”
Ülkemiz de dâhil tüm Islam dünyasinin yasadigi medeniyet krizine dikkat çeken Prof. Dr. Karaca, Mehmet Akif’in siirlerinde isaret ettigi tehlikelerin günümüzde halen geçerliligini sürdürdügünü belirterek, “Akif’in fikirlerini barindiran siirler halen yasayan ve günümüze isik tutan siirlerdir.” dedi.
Prof. Dr. Karaca, Osmanli Devletini odaga alarak tüm Müslümanlari uyarmak amacinda olan Mehmet Akif’in siirleri hakkinda su yorumda bulundu: “Akif’in siiri toplumsal bir uyari siiridir. Siirlerinde bir medeniyetin çöküsünü adim adim izlemek mümkündür. Islam cografyasini ve Türk milletini uyandirmak için siir yazmistir. Siirlerinde teblig dili vardir. Imgesel süslü siirler yerine, söyleyecegini apaçik sekilde söylemeyi ve gerektiginde sert elestiriler yönelterek çekinmeden yazmayi yeglemistir.”
