EREĞLİ’Yİ SEVMEK II

Birinci bölümde bahsettiğim yazıda Ereğli için ayrıca: Ereğli 80’li 90’lı yıllara kadar sosyal hayattan başka tarımda, ekonomide, sporda Karaman’dan daha ileri idi. Devlet yatırımları açısından bugün (2004) bile ileridedir. Şehir imar yönüyle özellikle merkezi oldukça düzenli. Büyük şehir havası var. Adana karayolu üzerindeki Belediye Tesisleri (Regülatör) son derece çağdaş, bir spor ve sosyal aktivite kompleksi. Yüzme havuzu, mini açık hava tiyatrosu, lüks lokantaları, tenis kortları ve birkaç futbol sahası büyüklüğünde ortasından dere geçen piknik alanı ve daha neler neler… Bereket, Karaman bir ara il olmuş. Ama Ereğli bugün il olsun, yarın bizi geçer beyler. Sosyo-kültürel manâda Ereğli’nin bugünün arabesk İstanbul’undan daha ileri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Dikkat ederseniz Ereğli’den bahsederken bilmem nerenin Ereğlisi ifadesini özellikle kullanmadım, diye yazmıştım. Yazımı: Çünkü kişiliğini bulmuş, karakteri oturmuş Ereğli’nin başkasıyla anılmaya ihtiyacı yok, diye de bitirmiştim.

Son zamanlarda Karaman basınında zaman zaman: Ereğli Karaman’a bağlanmalıdır, bağlanıversin canım nolacak, minval üzre görüşler dile getiriliyor. Bundan en çok ben bahtiyar olurum. Fakat bu gerçekçi bir görüş değildir. Karaman, Ermenek ve Ayrancı ile kucaklaşmasını hâlâ tamamlayamamışken, bu gözü açık rüya görmek olur. Tarihi, coğrafi, ekonomik sebepler bir araya gelse dahi, psikolojik ve sosyolojik olarak bu birliktelik mümkün değil. Mutsuz yuva tüm aile bireylerini üzer. Karaman ve Ereğli aynı babanın birbirini seven iki çocuğu gibidir. Bir araya gelemezler. Ama Karaman, Mersin’in Mut ilçesi ile olur. Çünkü birbirlerini istiyorlar.

Ne mutlu bana ki; Karaman şehriyle evliyim. O’na yüze yakın şiir yazdım. Onunla mutluyum. Ama Karaman’ı sevmem, Ereğli’yi sevmeme mani değil. İsteyip de Yapamadıklarım başlığı ile bir başka yazımda: Ömrümün en az 10 yılını Ereğli’de yaşamak isterdim, diye yazmıştım. Ereğli benim için sevip de kavuşulamayan liseli sevgilidir. Zaten Liseli sevgililer kavuşamazlar ki. Napayım elimde değil. Ben Ereğli’yi liseli sevgiliyi sever gibi seviyorum.

Ben Ereğli’yi aşkın bu kırık haliyle seviyorum olamaz mı?

Başkasını bilmem, başkasına karışmam. İsteyen başka başka sevgililer sevsin beyler. Ben Bolkar güzelini severim. Fırsat buldukça onunla İstasyon Caddesi’nde gizli gizli buluşurum ve el ele tutuşurum. Kimseler görmez, kimseler bilmez. Zaten bilmesi de gerekmez. Her şey aramızda.

İvriz Çayı ne kadar soğuksa, Ereğli insanı o kadar sıcakkanlıdır. Barışçıl, çelebi ve şehirlidir. Nice şehirler kasabalı iken O, en az 50 yıl önceden şehirliydi. Küçük İstanbul’du. Ve böylece anılırdı.

Küçük İstanbullulara mutluluklar ve il olma yolunda başarılar diliyorum.

YORUM EKLE

banner284