Karamanlılar 190 Alo Fetva Hattına En Çok O Konuyu Sordu

Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs sonrasında Karaman İl Müftülüğü “Alo 190 Fetva Danışma Hattına” en çok sorulan soru başlığı namaz oldu.

Karamanlılar 190 Alo Fetva Hattına En Çok O Konuyu Sordu

Dini konularda akıllara takılan soruların doğru cevaplarını almak isteyen Karamanlılar ilk olarak 190 Alo Fetva Hattını arıyorlar ve daha sonra sistem telefondaki kişiyi Karaman İl Müftülüğüne yönlendiriyor. 190 Alo Fetva Hattında görevli vaizlerce cevaplandırılan soruların yanıtı kesin olanlar hemen cevaplanırken, araştırılması gereken bir konuysa alınan notlar sonrasında gerekli araştırmalar yapılarak doğru cevap soruyu soran vatandaşa iletiliyor.
Karaman İl Müftülüğü Fetva Komisyonuna sorulan sorulardan bazıları şu şekilde;   
1. 65 yaş üzeriyim, pandemi sürecinde Cuma namazına gitmeyip evde öğle namazını kılsam caiz mi? Cuma namazı, cemaatle kılınan ve şartlarını taşıyan her mükellefin yerine getirmesi gereken farz bir namazdır. Ancak cana, mala yönelik tehlikeler ve hastalık gibi çeşitli mazeretler, cuma namazına gitmemeyi mübah hale getirir. Koronavirüs hastalığının görüldüğü ülkelerde yaşayan ve yüksek risk grubunda bulunan Müslümanlar, mazeretli sayılacağından cuma namazı yerine evlerinde öğle namazını kılabilirler.  
2- Pandemi sürecinde Cuma namazını evimin yakınındaki caminin imamına uyarak balkondan yahut iş yerimden kılabilir miyim? İmama uymanın geçerli olabilmesi için imam ve cemaatin aynı mekânda olması ve cemaatin imamın tekbirlerini takip edebilmesi gereklidir. Bu bağlamda imam ve cemaat arasında bir arabanın geçebileceği genişlikte, işleyen bir anayol veya bir kayığın işleyebileceği genişlikte su kanalının bulunması iktidaya engel sayılmıştır. Eğer evimiz caminin avlusuna bitişik arada bir yol veya boşluk yoksa caminin avlusunda da yer kalmamışsa uyulabilir. Aksi takdirde caiz değildir.  
3. Pandemi sürecinde cuma namazının kılınmadığı dönemlerde özel bir ortam belirleyerek Cuma namazını kendi aramızda cemaatle kılabilir miyiz? Cuma namazının geçerli olması için belli şartlar vardır: a- Cumayı öğle vaktinde kılmak. b- Namazdan evvel hutbe okunmak.  c- Cuma kılınan yerin herkese açık olması. Muayyen kişileri içeriye alıp sonra kapısı kilitlenen bir Camide Cuma kılınmaz. d- İmamdan başka en aşağı 3 erkek cemaat bulunmalıdır. Bu sayı, İmam Mâlik`de 30; Şâfiî`de 40 kişidir. Ebû Yûsuf`a göre ise iki erkek cemaat de kâfidir. e- Cuma namazını kıldırmak için vazife sahibi, yani, Cumayı kıldırmaya resmen izinli bir kimse bulunmalıdır. Eğer yetkili bir kimseden izin alınmış olmaz da Müslümanlar da namaz için toplanmış bulunurlarsa, içlerinden birini imam yaparak Cumayı kılabilirler. f- Cuma kılınacak yer, şehir veya şehir hükmünde olmalı. Pandemi sürecinde bu şartlardan üçüncü ve beşinci şartın gerçekleşmesi mümkün olmadığından öyle bir mekânda Cuma namazı kılınması caiz değildir.  
4. Pandemi sürecinde online cuma namazı caiz midir? İslam’ın şiarlarından sayılan Cuma namazı, cemaatle camide veya açık alanda kılınması gereken temel bir ibadettir. Bu namazın, özel hanelerde kılınması caiz değildir. Evlerde kılınan bir namaz Cuma namazı olarak geçerlilik kazanmaz. Cuma namazı da dâhil olmak üzere cemaatle kılınan namazlarda imam ile ona uyanların hakikaten veya hükmen aynı mekânda bulunması şart olduğundan televizyon, internet vb. araçlarla yayınlanan namazlara başka yerlerden uyulması da caiz değildir. Bu sebeple imamın namaz kıldırdığı mekânın hakikaten ya da hükmen dışında olan başka bir mahalde bulunan bir kimsenin o imama uyarak namaz kılması durumunda bu namaz geçerli olmaz.  
5. Covid 19 tanısıyla vefat etmiş kimse tabutla defnedilebilir mi? Hastalığın bulaşma riskine karşı uzmanların tavsiyeleri doğrultusunda gerekli koruyucu tedbirler alındıktan sonra cenazenin usulüne uygun bir şekilde yıkanıp kefenlenmesi ve defnedilmesi gerekir. Alınacak bütün bu tedbirlere rağmen cenaze yıkandığı ve usulünce kefenlendiği takdirde bu hastalığın başkalarına da sirayet etme tehlikesi varsa:
a. Uzaktan cenaze üzerine su tutularak veya serpilerek yıkama işlemi gerçekleştirilir.
b. Bu uygulamanın da riskli olduğu durumlarda yetkililerin de talimatlarına uyularak koruyucu kıyafetlerle cenazeye teyemmüm aldırılır.
c. Cenazeye teyemmüm yaptırılmasının da hastalığın bulaşması açısından riskli olduğu hallerde zaruret sebebiyle teyemmüm de terkedilir ve o haliyle namazı kılınarak defni sağlanır.
d. Cenazelerin, geleneksel yöntemle açılan kabre kefenle defnedilmesinin de riskli olduğu durumlarda, ceset torbası veya tabutla defnedilmesi de caizdir. Zaruretten kaynaklanan bütün bu uygulamalarda Müslüman kardeşimize karşı son dini vazifemizi yaptığımız bilinci ile hareket edilmelidir. 
6. Karantinada olmam nedeniyle  babamın cenaze namazına katılamadım. Daha sonra gidip bir grup yakınımızla cenaze namazını  kılabilir miyim? Salgın hastalık riskinin bulunduğu durumlarda cenaze namazının, olabildiğince az sayıda kişiyle ve bekletmeden kılınması tercih edilmelidir. Ayrıca hastalığın bulaşmaması için gerekli tedbirler alınmalı, bu bağlamda cenaze namazına iştirak edenler arasında yeterince mesafe bırakılmalıdır. Bu durumda birden fazla cenaze varsa hepsi için tek bir namaz kılınması yeterlidir. Hastalığı bulaştırma riski sebebiyle yetkililerce hemen defnedilmiş olan cenazenin namazı daha sonra kabrine karşı birkaç kişiyle kılınabilir. 
 7. Birden fazla cenaze için tek bir namaz kılınabilir mi? Birden fazla cenaze hazır olduğunda, bunların namazlarını ayrı ayrı kılmak daha uygun ise de, hepsi için tek bir namaz kılmak da yeterlidir.
 8. Bilinci kapalı olan insandan namaz ve oruç ibadetleri düşer mi? Bilinci bir günden fazla yerinde olmayan kişinin namazları düşer. Bu itibarla bitkisel hayata giren ve bir daha iyileşemeyen kimse kılamadığı namazlardan dolayı sorumlu olmaz. Bilinci bir günden daha az süreyle kapalı kalanların, ayıldıkları zaman namazlarını kaza etmeleri gerekir. Oruç sorumluluğunun düşmesi için ise, bilinç kaybının bir ay devam etmesi gerekir. Bir aydan daha az olan bilinç kaybında, tutulamayan oruçların kaza edilmesi gerekir. Ancak bitkisel hayattayken henüz bir ay dolmadan vefat eden kişinin tutamadığı oruçlar için kaza sorumluluğu yoktur. Dolayısıyla onlar için fidye vermek gerekmez. 
 9. Salgın hastalıkta sosyal mesafeyi korumamak kul hakkına girer mi? Sağlık, Rabbimizin bize emanetidir. Mü'mine düşen, bu emanete sahip çıkmak, onu korumak için gayret göstermektir. Bu sayede Allah’ın yardımıyla huzura kavuşuruz. Dertlerimize deva, hastalıklarımıza şifa buluruz. Öyleyse yaşadığımız salgın hastalık karşısında hem kendi sağlığımızı hem de çevremizdekileri korumak için tedbirli davranalım. Aksi halde kendi sağlığımız yanında başkalarının sağlığını da tehlikeye atacağımızı, bunun da kul hakkı olacağını unutmayalım. Elbette Rabbimizin bir takdiri vardır. Mü'mine düşen ise tedbir almaktır. Mümin her haliyle mutedil ve dengelidir.
 10. Pandemi döneminde hava şartları müsait değil ve camide de yer yoksa Cuma namazı kılamayanlar ne yapmalı? İslam dini hayat ile sağlığın korunması ve bunlara zarar verecek şeylerin giderilmesi yönünde son derece açık hükümler getirmiştir. Müslümanlar, bu hükümlerin gereklerini yerine getirmekle ve ilgili tedbirleri almakla yükümlüdür. Özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı gereken tedbirlerin alınması dinimizin bir gereğidir. Ayrıca hastalıkların bazı ibadetlerle yükümlü olmayı kaldıran bir mazeret olduğu bilinen bir hükümdür. Bu bağlamda, Cuma namazıyla yükümlü olmanın şartlarından birisi de, cemaate katılmaya mani bir mazeretin bulunmamasıdır. Zira meşru bir mazeretin varlığı, Cuma namazının farziyetini düşürmektedir. Hastalık, şiddetli yağış, aşırı sıcak ve soğuk gibi elverişsiz hava şartları yanında salgın hastalık da kişiye cumanın farz olmasını düşüren bu tür mazeretler kapsamındadır. Tüm dünyayı etkileyen Kovid-19 salgını ile ilgili tedbirler, kış mevsiminin getirdiği elverişsiz hava şartlarıyla birleştiğinde, cemaatin bir kısmının camide yer bulamaması ve Cuma namazını kılamamasına yol açabilmektedir. Camide mesafe şartını sağlayacak şekilde yer bulamayanların, hem kendilerini hem de cemaati tehlikeye atacak şekilde içeriye girmeleri doğru değildir. Bu şekilde Cuma namazını kılamayan kişilere, diğer meşru mazeretlerde olduğu gibi, öğle namazını kılmak farz olmaktadır. Dolayısıyla bu durumdaki kişiler imkân buldukları bir yerde öğle namazını kılmakla yükümlüdürler.
 11. Cemaatle namaza salgın hastalık durumunda ara verilebilir mi? Temel gayelerinden biri de insan hayatını korumak olan İslam dini, insanların hayatını riske atacak uygulamalara asla cevaz vermez. Nitekim Peygamber Efendimiz; “Bir yerde veba hastalığı çıktığını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba hastalığı çıkarsa o bölgeden de ayrılmayınız” buyurarak karantina uygulamasına dikkat çekmiş; “Bulaşıcı hastalık taşıyan kişi, sağlam kişinin yanına gitmesin” buyurarak salgın hastalıklara karşı tedbirli olmanın gereğini vurgulamıştır. Dolayısıyla hastalığın yayılma tehlikesi ortadan kalkıncaya kadar Cuma namazı başta olmak üzere cami ve mescitlerde cemaatle namaza ara verilmesi İslam’ın ilke ve maksatlarının bir gereğidir. 
 12. Her yıl mutad olarak kesmiş olduğum kurbanı pandemi sürecindeki zorluklar nedeniyle kesmesem olur mu? Akıl sağlığı yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan bir müminin Hanefî mezhebinde tercih edilen görüşe göre  kurban kesmesi  vaciptir. Pandemi döneminde bazı vatandaşlarımızın sokağa çıkma  kısıtlamaları nedeniyle kurban satın alamaması ve kurbanını kesecek imkân bulamaması durumunda varsa  yerine birini vekil tayin etmesi gerekir. Böyle bir imkânı da yoksa vekâletle kurban organizasyonu ile kurbanını kestirme imkânı bulunmaktadır. Bu imkânlardan hiçbirine sahip değilse kurban kesmeyebilir. Haber: Senem YAVUZASLAN

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284