Hacı Mustafa (ERTAŞ) 1296 (1881) YILI Sarıveliler’de doğdu. Yahşiler mahallesi (Merkez Mahallesi) Kadılar sülalesindendir. Sarıveliler ilçesi merkez mahallesi Nüfus deflerinde KADILAR sülalesi, Arap harfleri ile (VELİ KADIOĞLU) kaydı vardır.
Hacı Mustafa’nın babası Osman (ERTAŞ), anası Ayşe hanımdır. Yedi kardeşi vardır. 1- Hacı Hüseyin Mekke’de muallim iken orada ölür. 2- Ali (Ertaş) Çanakkale savaşında Seddül bahirde şehit olur. Kardeşi ile Çanakkale’de savaşa katılan Hacı Mustafa sol elindeki yüzük parmağı ile küçük parmağının yarısı savaşta atılan şarapnelle koptuğundan gazi olur. Vatan ve milletini düşündüğünden gazi maaşı bağlatmaz. 3- Abdül Latif (Hacı Molla) Sarıveliler’de ölür. 4- Mükremin gittiği askerlikten on bir yıl sonra döner; Sarıveliler’de ölür. 5- Ismahan ve 6- Rabia rahmetli olurlar. 7- Ebiş (ERTAŞ) Fariske’ye (Göktepe) gelin gider.
Sarıveliler kadısı, önce Sarıveliler’de, sonra Konya’da daha sonra da İstanbul’da medreselerde okur; o devrin hükumetinin onayı ile Sarıveliler ve çevresinin kadısı olur.
Hacı Mustafa ERTAŞ, öğrenimini Sarıveliler merkezindeki vakıf yeri diye bilinen medreseyi bitirir. Konya’da Gühertaş medresesi bitirdiği yıl, (İstanbul’da birkaç kez medrese bitirdiği için büyük alim denilen (Hacı Hüseyin) padişah tarafından Mekke’ye Baş Muallim olarak gönderilen büyük kardeşi Hacı Hüseyin (Ertaş) ‘ in yanına davetli olarak gider. Mekke’de de uzun süre (17 yıl) okur. Kardeşi Hacı Hüseyin Mekke’de rahmetli olur. Hacı Mustafa’nın kendi ifadesi ile “Hecin devesine bindik (iki hörküçlü deve) şap denizi (Kızıldeniz) yolu ile Türkiye’ye Sarıveliler’e döndük” der. Sarıveliler’e gelince İbişler sülalesinden Yusuf Ünsal’ın kız kardeşi Alime hanım ile evlenir. Bu evlilikten iki oğlu, iki kızı dünyaya gelir. Oğlu İsmail 1934’te ölür. Kızı Anakız 1998’de rahmetli olur. Büyük kızı Akkız da 2006 yılında rahmetli olur. Oğlu öğretmen emekli Mustafa ERTAŞ 1933 doğumlu olup hayattadır. Günümüzde emekli öğretmen Mustafa Ertaş’ın oğlu Mustafa Murat Ertaş da Konya Selçuklu Anadolu Lisesi’nde Almanca öğretmenidir.
Hacı Mustafa 1.ci Cihan harbinde askere alınır. Taşkent’in Alata kasabasından Abbas Çavuş (Ünal) ile beraber İngilizlerle savaşmak için Yemen’e götürülür. İngilizlerle savaşırken esir düşerler. İki Türk esiri askeri Kuveyt’e götürürler. Bir İngiliz doktorunun yanında çalıştırırlar. Abbas Çavuş bir yolunu bulur ve Kuveyt’ten kaçar. Hacı Mustafa (ERTAŞ) silah yere edilince, “terki silah” anlaşma sonucu bin bir güçlükle Türkiye’ye döner. Bu sefer de Balkan savaşı patlak verir. Hacı Mustafa Bulgaristan’da savaşa katılır. Buradan Çanakkale savaşına kardeşi Ali (ERTAŞ) ile beraber katılır. Kardeşi Ali Seddülbahir’de şehit olur. Top atılınca kardeşi Ali’nin kafasını yere düşerken görür.Hacı Mustafa’nın sol elinin küçük parmağı ile yüzük parmağının yarısını atılan şarapnel kopardığı için gazi olur. Bu nedenle yüzük parmağının yarısı eğri idi. Sarıvelilerden de İstiklal savaşımıza eli silah tutan herkes askere alınır. Hacı Mustafa deneyimli olduğu için askere gönüllü yazılır.
Büyük Taarruz kesin zafer 26 Ağustos – 9 Eylül 1922
Yunanlılar Sakarya’da yenildiği halde, “İngiliz Başvekili Türkler mağlupturlar, Batı Anadolu kendilerine asla verilmeyecektir” der. Ayrıca İngiliz Delegesi Lord Balford, Mustafa Kemal “aşkıya reisidir” der.
Mustafa Kemal gizli bir toplantıda; “ Memleketimizde bulunan düşmanları silah kuvvetiyle çıkarmadıkça milli mevcudiyet ve kudretimizi göstermedikçe, diplomasi alanında ümide kapılmanın doğru olmadığı hakkında imanımız kesindir.” der. Bu nedenle Büyük Taarruz için memleketimizin bütün kaynakları Türk ordusuna verilir. Yokluk, kıtlık içinde imanlı kafileler, silah, yiyecek ne bulurlarsa cepheye akmaya başlar. Büyük Taarruz planı: “Ani bir baskınla düşmanı çevirip imha etmektir.” 26 Ağustos sabahı Mustafa Kemal, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir paşa, İnönü ve diğer kumandanlar taarruzu yönetmek için Afyon Kocatepe’de toplanırlar.
Afyon cephesinde Yunanlılar kendi ordu birliklerinin çevresini yedi kat dikenli tel örgü ile kapatır. İngiliz kurmay başkanı: “Türkler burayı yedi yılda alabilirlerse yedi saatte aldık diye öğünsünler” der.
Ani bir baskın yaparak yedi kat tel örgüyü kesmek için makaslar hazırlanır. Tel örgülerin içindeki düşman nöbetçilerini sessizce yok etmek
için kesilen tel örgüler çarık giyen Türk askerlerinin hücumu anında ayaklarına büyük zarar vereceği problemi ortaya çıkar. Tam bu sırada Hacı Mustafa ortaya atılır.
“Bizler memleketinizde, Taşeli’nde canavarlar keçi ve koyunlarımızı yemesin diye tel örgü örneği yüksek kuzluklar yaparız. Kuzlukların içine girmek için üsten hareketli dört ayaklı merdivenler yaparız. Merdivenin iki ayağını kuzluğun içine iki ayağını da kuzluğun dışına koyarız. Böylece kuzluğun içine sessizce iner çıkarız. Böylece düşman nöbetçilerini de ani baskınlarla yok ederiz. Keçeye kesilen teller geçmez. Keçeden çarık yapmasını biliriz. Askerlerimiz keçeden çarık giyerlerse ani baskınlarımızla düşmanları yok ederiz.” der. Bu görüş doğru bulunur. Bu buluş, Atatürk ve komutanlarda iz bırakır. Böylece bütün hazırlıklar tamamlanır.
Atatürk “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir, ileri!” emrini verir. Saat 5:30’ da Türk ordusu düşman mevzilerine şiddetli saldırır. Ateş açar. Bir saate varmadan düşman mevzileri bozulur. Düşman susturulur. Bozulan düşman Balmahmut ovasında büyük kayıplar vererek İzmir’e doğru kaçmaya başlar. Türk orduları 9 Eylül 1922’de İzmir’e girer. Düşman denize dökülür. Vatan kurulur.
Hacı Mustafa o tarihlerde tren yolları savaşta tahrip edildiğinden, karayollarında da taşıtlar olmadığından doğum yeri Taşeli’ne Sarıveliler’e dönemez. “Aydın, Ortaklar, Balatçık köyünün üstünde Karaçakal yörüklerinin yanında misafir idim. Mustafa Kemal Paşa oraya geldi. Karaçakal yörükleri bana “sen askersin, misafirsin. Mustafa Kemal Paşa ile önce sen konuş” dediler.
“Ben Afyon cephesinde vatan ve milletimiz için canla başla nasıl savaştığımızı, tel örgüleri nasıl parçaladığımızı, Allah Allah nidaları ile düşmana nasıl saldırdığımızı anlatınca, dünyada eşi benzeri olmayan büyük kurtarıcımız, Gazi Mustafa Kemal Paşa beni de hatırladı. Bizleri taltif etti. Doğum yerime dönemediğimi öğrenince, bana on beş lira verdi. Ellerimizi sıktı, hatıralarımızı sordu. Allah Gazi Mustafa Kemal Paşa’dan razı olsun.” “Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın yanında olan bir bey fotoğrafımızı çekti. Sorular üzerine ben Taşeli’nde yapılan “saya oyunu” nu da anlattım. Benim
bütün bu konuşmalarımı, saya oyununu, fotoğraflarımızı Aydın Tarihi’ne yazmışlar” dedi.
Hacı Mustafa birkaç yıl sonra doğum yeri Sarıveliler’e döner. 1952 yılında imamlık yaptığı Mut ilçesinden Sarıveliler’e dönerken Mut’un Alacam köyünde hastalanır, orada rahmetli olur. Oğlu Mustafa Ertaş 1952 yılında İvriz Köy Enstitüsü’nde okuduğu için babasının ölüm haberi verilmez. Cenazenin Mut ilçesinden, doğum yeri Sarıveliler ilçesine getirilmesi bazı imamlar tarafından uygun görülmez. Öğretmen olan oğlu Mustafa ERTAŞ Diyanet işleri Başkanlığı’ndan olur izni alınarak yirmi beş yıl sonra Hacı Mustafa’nın cenazesi Mut’un Alacam köyünden doğum yeri Sarıveliler’e getirilir. Mezarlıkta, imam Mustafa Demirci’nin kıldırdığı cenaze namazından sonra dualarla kabrine konur. Allah makamını cennet etsin. Ölüm tarihi 1952’dir.Bir yıl sonra da oğlu tarafından mezarı güzel olarak yaptırılır.