Ali:
Evet, isteriz, dedi.
Birlikte yürüyen merdivenlerle önce AVM’ ye girdiler. Burada çok kalmayarak, bazi isyerlerinin önlerinden geçtikleri sirada, Ali:
Daha fazla zaman yitirmeden siginaklara gidelim, dedi.
“SIGINAKLARA GIDER” yönlendirici yazisina baglantili olan yürüyen merdivenlerle, asagiya indiler, siginaklara geldiler.
Siginakta olan biteni anlamaya çalisan Ali ve yegenlerinin dalginligini gören Muhtar, açiklamalara basladi:
Gördügünüz bu küçük odalar, tuvalet ve banyo odalari; su gördügünüz paketlerlerin içinde yiyecek ve içecekler var; aydinlanma , su gördügünüz cihazlarla saglanacak; saglik malzemeleri, karsida gördügünüz dolaplarda duruyor; insanlar arasinda ve disariyla olan baglantilar, duvarlardaki araç ve gereçlerle yerine getirilecek, Yanimizdaki sandiklarda kitap, defter, kalem ve baska kirtasiye malzemeleri var, su karsidaki renkli siralarin üzerlerindekiler bilgisayarlar, yataklar ve battaniyeler, arka taraftaki dolaplarin içinde, yataklar sisme yatak diyerek, anlatimini tamamladi.
Ali:
Çok mükemmel düsünülmüs ve gereksinimlerin karsilanilmasi saglanilmis, dedi ve bunlarin kimler tarafindan ve nasil kullanildiklari biliniyor mu? diye de sordu.
Muhtar, evet tatbikatlar da yapiliyor dedikten sonra, siginaga girisler on ayri yerlerden yapiliyor, dedi ve bu kadar yeter mi? diye de sordu.
Ali ve yegenleri, birlikte:
Yeterli, dediler.
Geldikleri yürüyen merdiveninin karsisindaki yürüyen merdivenle yukariya çiktilar, biraz yürüdükten sonra, bir lokantadan içeriye girip, Karaman’a özgü yemeklerden istediler.
Yemege baslamadan Ali:
Kahvalti lokantasinda yabancilara karsi fiyat uygulamasini hatirladi ve bunu Muhtarla paylasti.
Muhtar:
Evet, böyle bir uygulama var; hatta ihtiyaç sahipleri için de ayri bir uygulama daha var. Bu uygulama; yiyecek, içecek, giyecek, kalem, defter ve kitap gibi temel ihtiyaçlarla kültürel uygulamalari kapsiyor, dedi.
Ali:
Bu uygulama nasil oluyor? diye sordu.
Muhtar:
Bu uygulama, Karamanogullari Devletinde baslatilmis, Osmanli zamaninda ve Cumhuriyet zamaninda da kesintiye ugrasa da sürmüs; yeni kadin Belediye Baskanimiz, bu uygulamayi yeniden gündeme getirdi, dedi. Bu uygulama: hangi madde aliniyorsa, alan kisiden ve satici olan esnaftan belli oranlarda para kesilip biriktiriliyor, ihtiyaci olan kisinin aldigi ihtiyacini karsilayacak maddenin ücreti bu kesintiden karsilaniyor. Yapilan harcamalarin denetimi esnaflardan seçilen bir komite tarafindan yapiliyor; ne güzel degil mi?
Ali:
Bu uygulama, insani ve de esitlikçi bir uygulama; bunu gerçeklestirenleri kutluyorum, bu topraklarda bos yere Yunus Emre çikmamis, dedi.
Muhtar:
Gülerek; Osmanli Beyligi’nin kurucusu olan Osman Bey’in kayinbabasi olan Seyh Edebali, 1503-1526 yillari arasinda II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman zamanlarinda tam yirmi üç yil sürekli Seyhülislamlik yapan Zembilli Ali Efendi ve Kitab-i Bahriye eseri ile Piri Reis Haritasi olarak bilinen haritayi üreten Piri Reis’te Karamanli dedi, daha sayayim mi diye de ekledi.
Muhtar’in verdigi bilgiler, lokantada bir huzur ortami yaratti ve bu huzur ortami içinde muhtar ve konuklari yemeklerini yedikten sonra Ali ve yegenleri, Muhtar’dan izin isteyip, ilçeden ayrildilar.
Tertemiz bulvarlardan ve kanallar üzerindeki çelik köprülerden geçerek, aksamin bir saatinde otellerine deldiler.
Hüseyin, yol boyunca Ayse’nin dört dili nasil ögrendigini düsündü, Ayse’yi tekrar gördügünde sormayi kafasinda, planlar kurarak hayal etti. Otele geldiklerinde, odasina çikmadi, sabahki yerine tekrar oturdu ve Ayse’yi düsündü.
Ayse, on bes yirmi kisilik bir grupla otele girdi, yorgun görünüyordu ve adeta ayakta zor duruyordu.
Hüseyin, Ayse’yi görünce, hafifçe düzeldi, Ayse’ye bakip bakmama arasinda tereddüt etti, ancak Ayse’nin kendisine bakmasini görünce, elini kaldirip selam vermek istedi, yapamadi, parmaklariyla selam veriyormus gibi yapti.
Ayse, etrafini saran kisilerden kurtularak, Hüseyin’in yanina yaklasti, selam verdi ve oturdu.
Yorucu bir çalisma oluyor diye söze baslayan Ayse, Karaman çok zengin bir doga ve kültüre sahip oldugundan, eko turizm gezisi birkaç güne yayiliyor, dedi.
Hüseyin, kelimeleri bir türlü bir araya getirip de cümle kuramadi.
Ayse:
Nasilsiniz, bu gün neler yaptiniz? diye sordu.
Hüseyin:
Çok iyi, Yunus Emre Ilçesine gittik, dedi ve ekledi:
Biz de katilabilir miyiz bu gezilere? sorusunun yanitini beklemeden; bu dört dili nasil ögrendiniz? diye de sordu.
Ayse: Iki gün sonra yeni bir grup gelecek, onlarla sizi de aliriz, dedikten sonra, dilleri Belediye Baskanliginin açtigi dil kurslarinda ögrendim, dedi.
SÜRECEK