Ne zaman bir değişim sözcüğünü duysam, CHP’yi hatırlarım. CHP’de kaybedilen her seçim sonrasında, hemen değişim davulları çalmaya, imzalar toplanmaya ve de kurultay çığlıkları atılmaya başlanılır.
Her seçim sonrası, yüksek telden yapılan söylemlerde, değişim adı altında, seçim kaybetmenin faturası genel başkana kesilmek istenilir, neden? Sanki partide il ve ilçe örgütleri yokmuş gibi…
Sanki il ve ilçe örgütleri, dokunulmazlık zırhına bürünmüşler gibi…
CHP, hep demokrasiyi savunuyor ama CHP’de demokrasi, adeta başarısızlığın bir kişiye fatura edilmesi olarak anlaşılıyor ve uygulanmaya çalışılıyor…
Günümüzde de, 24 Haziran seçimleri sonrasında, Muharrem İnce’nin CHP’de genel başkan olması için kurultay toplamak amacıyla imza toplanılmaya başlanıldığı bildirilmektedir.
Herakleitos, “dünyada değişmeyen tek şey değişimdir,” der.
Toplumlarda ve kurumlarda değişim; din, teknoloji ve ideoloji temelinde gerçekleşir.
CHP, 1946 yılında çok partili parlamenter sisteme geçti ve 1965 yılında da “Ortanın Solu” ya da Sosyal Demokrat bir parti kimliğine girerek, değişime uğradı.
Durum böyle iken, sürekli olarak değişimi gündeme getirenlerin:
Değişimden muratları ne?
Neyi değiştirecekler?
Niçin değiştirecekler?
Nasıl değiştirecekler?
Evet, CHP içinde değişiklikler değil; CHP iktidar için değişmelidir.
Yani CHP, demir attığı ve de mahkûm olduğu ana muhalefet partisi olmaktan artık çıkıp, iktidar olmak üzere değişmelidir.
Bunun için de: halkla arasında elleriyle ördüğü duvarları yine elleriyle yıkıp, kalka dokunarak ve halkla birebir ilişkiye geçerek yapmalıdır.
Fildişi kulelerde oturarak ve sürekli bir şekilde parti içinde değişim adı altında genel başkanları değiştirerek, iktidar olunmuyor!
CHP’de kavgalar, parti içi iktidar için değil, bütün enerjisini toplayarak, buyurgan ve baskıcı düzene son vermek için yapmalıdır.
Ancak, kutsallık üzerinden siyaset yapıldığı sürece, tüm uğraşlarına karşın, CHP’nin iktidar olma şansı çok azdır.
Bu nedenle; CHP’nin iktidara gelmesi, ancak dinin, siyasetin kıskacından kurtulup özgürlüğüne kavuşmasıyla olanaklıdır, diyorum…