“Ben Istanbul’da dagildim zerre zerre
Istanbul damla damla içimde birikti
Mermer tozu gelip gelip içimde olustu bir sehir
Istanbul damla damla içimde birikti
Mermer tozu gelip gelip içimde olustu bir sehir
Bu yeryüzünden ve gökyüzünden ötedeki sehirdir”
Karaman Valiligi bize ulasip davet ettiginde hiç tereddüt etmeden kabul ettim. Bu programdan tamamen habersiz olarak birkaç gün önce yayinladigim köse yazimda (http://www.kgrt.net/Yazarlar/Senem%20Yavuzaslan/57/Gizli-Kahramanlar.aspx) bahsetmistim ilimizin yatirim kahramanindan. Yazimi okudugunu sanmiyorum. Biz tamamen ilimiz Valisi Sayin Süleyman Kahraman’in davetlisiyiz. Yerel basina verdigi önemin bir sonucu. Gittigimiz grup arasinda Vali Yardimcisi ve bes de meslektasimiz; Valilik Basin bürosundan Burhan Yarimoglu, Ömer Naci Aksoy, Yeni Safak Gazetesi muhabiri Ahmet Aydin, Gazete Anadolu’dan Hüseyin ve Ayse Oguz var. Program öncesi aramiza ilimiz Valisi Süleyman Kahraman, Belediye Baskanimiz Kamil Ugurlu ve Il Milli Egitim Müdürü Bekir Aksoy da katiliyorlar. Karaman’dan baslayarak organizasyon mükemmel. Havaalanindan aliniyor ve tanitimin yapilacagi otele geliyoruz. Ortam çok güzel kisacasi. Bekleme salonunda tam dinlenme moduna girmisiz ki Dr. Celal Metin tüm dogalligi ile bizi selamliyor. Bizlerle kirk yildir tanisiyormus gibi sohbete basliyor.
Valimiz hakkinda övgü dolu cümleler. Yatirimdan, sehirleri sehir yapan unsurlardan bahsediyor. “Altyapi saglamsa gelecek de saglam oluyor.” diye basliyor söze. Bu sohbette en dikkate deger buldugum seyler; isine karsi duyulan samimi ask, karsisindakini önemseyen bir mütevazilik, olaylari didik didik eden birçok fakli olaydan çikarttigi ortak sonuca ulasabilmedeki zekâ ve kavrayis. Neredeyse çevresine isik saçiyor sohbet esnasinda. Ayni zamanda tevazu sahibi. Elbette bu kadar büyük yatirimlar yapmak büyük bir özgüven ve yeterlilik gerektiriyor. Karaman’i iyi analiz etmis izlenimi uyaniyor hepimizde. Sohbetin arasinda yapmayi düsündügü otelden, egitime, kimsesiz çocuklara yapacagi desteklerden de bahsetme firsati buldu. Geçen haftaki köse yazimda hiç yanilmamisim. Aksine eksik kalmis anlattiklarim.
Program kokteyle benzer bir yemekle basliyor. “Gelecegin Enerjisi Gelecegin Türkiye'si Için” slogani karsiliyor misafirleri. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakani Sayin Taner Yildiz’in katilimi ile de tanitima geçiliyor. Is dünyasindan önemli sahsiyetler ve ortaklari da var toplantida. Bolca da basin mensubu. Programi bizzat Yönetim Kurulu Baskan Yardimcisi Kerem Metin sunuyor. Projeleri anlatirken heyecanli ama kendine olan özgüveni tam. Önce Kirklareli ilindeki projeden bahsediyor. Kirklareli Eurostar Projesi özellikle Istanbul’un büyüyen enerji ihtiyacini hedef almis ve projenin verimlilik orani % 58. Kapasitesi ise 890 MW. Karaman Projesi; Dervish. Su anda bu alanda yapilmis en verimli proje. Verimlik orani %69. Flexefficiency 50 teknolojisi ile yenilenebilir kaynaklari (Günes ve rüzgâr enerjisi) dogal gaz çevrim santrali ile daha etkin bir sekilde bütünlestirerek, daha temiz, ekonomik ve güvenilir enerji üretmek. Proje kapsaminda çok az su kullaniliyor ve hiç atik su yok. Bir önceki köse yazima ilave edeceklerim simdilik bunlar.
Karaman Dervish Projesine özel olarak hazirladiklari Proje Maketi ise verdikleri önemin bir göstergesi. GE Enerji Bati Avrupa ve Kuzey Afrika Baskani Ricardo Cordoba da konusanlar arasinda. Dr. Celal Metin konusmasinda Karaman’a da deginiyor. “Biz bu sirketi kurarken adini "Comet" koymustuk. Ama Karaman'a olan sevgimizden "K" yaparak "Komet" yaptik. Bu bölgenin bütün dünyaya felsefeleriyle temiz düsüncesiyle taninan Mevlana'dan kaynaklanan "Project Dervish" adini verdik. Sayin Karaman Valisi ve Belediye Baskani nezdinde Karamanlilara sevgimi gönderiyorum” derken Ilimiz Valisinin de burada konusmasi gerektigini düsünüyorum. Ama yok maalesef. Sira Bakan Yildiz’a gelince Türkiye'de sira disi yatirimlarla alakali önemli bir örnekle karsi karsiya olundugunu söylüyor. Sira disi. Vali Kahraman’in cümleleri anlam kazaniyor bu mekânda. Karaman’in sira disi potansiyeli deger kazaniyor kisacasi. Ilimiz Valisi ve Belediye Baskaninin ayni karede Karaman’i temsilen bulunmalari ilimizin yillardir özledigi tablo.
Toplanti bitisinde bayan dayanismasini da ihmal etmedim elbette. Sirket Yönetim Kurulu üyesi Irem Kinay ile de ayaküstü sohbet etme firsati buldum. Mekâni dolduran bir isigi ve ben is kadiniyim havasi vardi üzerinde. Çok iyi bir özgeçmisi oldugu belli her halinden. Ülkemizin geleceginde söz sahibi olan tüm kadin girisimcilere örnek bir kisilik. Daha fazla tanima firsatim olursa eger, kendisi hakkinda daha uzun yazmak isterim elbette.
Toplantidan çikip bir Istanbul havasi alalim diye niyetlenirken bakiyoruz ki Valimiz yine bos durmuyor yatirimci potansiyeli olan kisilerle sohbet edip ilimize davet ediyor. Çalismalarina program sonrasi da devam edecekler. Okullarimizdaki derslik ihtiyacini gidermek için Karamanli isadamlarindan randevu almislar. Baska söze ne hacet. Belediye Baskanimiz Kamil Ugurlu, Il Milli Egitim Müdürümüz Bekir Aksoy ile yola çikiyorlar. Biz de ayriliyoruz yavas yavas. Kafamizda Vali Yardimcisi Latif Memis’in bir cümlesi kaliyor. “Karaman için tarihi bir olaya sahitlik ediyoruz.”
Jean Michel Berts imzali The Light of Istanbul ( Istanbul’un Isiklari ) adli bir de kitap hediye aldik çikarken. Bambaska bir gözle Istanbul. Tüm gören gözlere inat sanki görünmeyeni anlatmaya çalisan bir eser. Dünyaca ünlü fotograf sanatçisi Jean Michel Berts tarzini 'nesnellik ve yanilsama arasinda gidip gelen mimari ve estetik fotografçilik' olarak tanimliyor. "Fotograflarimda sadece günes isigini kullaniyorum. Sabahin erken saatlerini tercih etmemin nedeni; istedigim isigi bu saatlerde yakalayabilmem. Keskin bir derinlik kattigi için çalismalarimda eski siyah beyaz filmleri kullanmayi tercih ediyorum." Kitapta yer alan fotograflari, Italyan arastirmaci Alessandra Ricci hikâyelendirmis. Büyük bir ustalikla islenmis bir Istanbul saheseri. Fotografçinin besinci kitabi Istanbul’a dair.
Kisacasi Istanbul’un isiklari Karaman’a dogru çoktan yola çikmis. Bu tarihi ana taniklik ederken duydugum hazla bitiriyorum günü. Degerli hocamiz Oguz Gülay’in misafirperverliginde Bogaz’i selamliyoruz.
-----------------------------------------------------------------------
Kardeslik Zamani
Istanbul’u apar topar birakip Karaman’a dönmek, tatil-is arasi bir moddan tekrar eve, ise dönmek zor elbette. Ama KASIAD Genel Sekreteri Faruk Bey’e davetiye takdim ettikleri ziyaretlerinde programa katilacagima dair söz vermistim. Bu programa mutlaka katilacagim diye. Isin gerçegi merak da ediyordum. Kimse Yok mu Dernegi’nin organize ettigi toplantida Valimiz Süleyman Kahraman, esleri Hanimefendi Muhsine Kahraman, kizlari Semiyye Munise Kahraman ile milletvekilimiz Av. Mevlüt Akgün’ün yani sira birçok bürokrat ve mümtaz bir kalabalik var. Kadin, erkek ve çocuk sanki Karaman salona dolmus. Bini askin insan var. Bu denli kalabaligi hangi salonda misafir ettiler diyeceksiniz. Yeni açilan Demosan Otel elbette. Otel ilk ciddi sinavlarindan birini verdi.
Terör kâbusunun üzerimize çöktügü bu günlerde onlarca Karamanlinin Diyarbakir’daki Kurban Bayraminin hikâyesi ile basladi program. Kimse Yok Mu Dernegi Diyarbakir Subesi Yönetim Kurulu Baskani Ahmet Dabanoglu, Diyarbakir Dicle Koleji Mezunlar Dernegi Genel Sekreteri Ali Bilen ve Is Adami Basri Konuskan da programin konuklari. O kalabaligin içinde olmak agir bir sorumluluk. Sadece Diyarbakir’la sinirli degil kurban programlari. Afrika’nin en ulasilmaz yerlerine ulasmislar. Kenya’dan Mogolistan’a kadar 6 ülke saydim ben. Kurbanlarini buralardaki halka göndermis insanlarimiz. Bununla kalmamislar o ülkelere gitmisler. Diyarbakir’da kendi elleriyle kurban eti dagitmislar. Yüzyillardir kardes olan insanlarin dayanismasi bu. Birbirlerinden hiç vazgeçmemis ve vazgeçmeyecek kardeslerin bulusmasi.
Diyarbakirli misafiri dinlerken duygulandik hepimiz. Öyle bir heyecanla anlatti ki her seyi. Öykülerle süsledi. Mekânlarla, olaylarla yasadik Diyar-i Bekir’i. Görme firsatim olmustu Diyarbakir’i. Sasirtmisti beni. Gerçekten bir kültür kenti. Burada ögrendim ki bir Peygamberler ve Sahabeler sehriymis ayni zamanda. Burada insanlarla da yasama firsatim oldu. Kardeslik zamaninin yasadim kisaca. Milletvekilimiz Akgün “ Önden giden atlilara tesekkür etti.” Konusmasinda. Valimiz Kahraman Yunus Emre’nin ‘Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim’ sözü ile basladigi konusmasinda; “ Karaman kabugunu kiriyor.” Dedi. Yasanan acilarin insana dünyanin fani oldugunu hatirlattigini ifade eden Vali Kahraman, hayatin anlaminin yapilan iyiliklerle, dünyanin ve Türkiye’nin dört bir yaninda yardima muhtaçlara dostça kardesçe uzatilan ellerle ortaya çiktigini belirtti. Kisaca kardeslik mesajlari verdi. Sevgi ve kardesligin sehrinde sevgi ve kardeslikten dem vurdu.
Program tesekkür belgeleri ve misafirlere plaketlerle sona ererken hepimiz duygusal anlar yasadik. Yine de program beklentilerimin çok altindaydi. Bu kadar özel bir kalabalik daha iyi hazirlanmis bir programi hak etmislerdi. Otel henüz mekanik sorunlarini çözememisti. Protokol hatalari bir yana sunucu geceye damgasini vurdu. O kadar çok konustu ki konusmasi gerekenlere söz birakmadi. Misafirlerin sözünü kesti. Konusma yapmaya çalisanlarin sözüne müdahale etti. Yapmamasi gereken her seyi yapti kisacasi.
Her sey bir yana bu programlara ihtiyaç oldugunu düsünüyorum. Sevgiyi ve kardesligi pekistirmeye.
-----------------------------------------------------------------------
Vatandasin Zararini Karayollari mi Ödeyecek?
Son günlerde Konya’ya düstü mü yolunuz bilmiyorum. Benim düstü ve o “yeni asfalt kaplamasi” yapilmis yol üzerinden seyahat etme ayricaligina sahip oldum. Yani eskiden yoldu demek daha dogru olur. Eski hali kesinlikle çok daha iyi olan asfalt yol. Devletin kaynaklari ancak bu kadar çarçur edilir. Bu isin sorumlusu Karayollari ne diyecek merak ediyorum. Tahmin edelim. Mevsim uygun degildi, kaplama oturmadi. O zaman neden mevsiminde yapmazsiniz? Mevsimi degilse neden yaparsiniz? Müteahhide tekrar yaptiracaklari yolunda bir açiklama da gelebilir. Peki, taslardan zarar gören binlerce araba? Siçrayan taslardan kirilan, çatlayan araba camlari, hasar gören kaportalar, yipranan lastikler ve kaza tehlikesi de cabasi. Yazik, çok yazik. Insanlar sanki canlarini, mallarini sokakta buluyorlar. Acaba sorumlular hakkinda kim hangi yasal islemi yapacak merakla bekliyorum.