Osmanlının I. Murat zamanında başlattığı ve II. Mehmet döneminde devşirme asker ve paşalarla yoğunluk kazandığı;
Ve bu dönemde yerle bir edilen kentin ve o kentte yaşayan halkın, önce İstanbul’a sonra da Balkanlara mısır taneleri gibi savrulan ve nihayet, 100 yıl süren Osmanlı savaşları sonucunda, II. Bayezid döneminde 1487 yılında siyasi varlığı son bulan siyasi oluşum, Karamanoğulları değil; Karamanlı Devleti’dir…
247 yıl, her türlü saldırılar karşısında, siyasi ve kültürel varlığını sürdüren bir örgüt, beylik olur mu?
Ayrıca bir beyliğin sınırları ancak birkaç bin metre kare kadardır.
Oysa Karamanlı Devleti’nin sınırları:
Güney’de, Akdeniz’e kadar uzanan,
Doğu’da, Kayseri’nin ortalarına kadar dayanan,
Kuzey’de, Ankara yamaçlarına varan,
Batı’da, Isparta vadilerini de içine alan, mekânlardır.
Devletin merkezi de Karaman’dır.
1240 yılından 1487 yılına kadar bir nevi Selçuklunun mirasçısı olarak görülen Karamanlı Devleti’nin Anadolu’da oluşturduğu güçlü kültürün; yönetimi altında tuttuğu Yörük, Türkmen, Hıristiyan, Yahudi, Mecusi, Alevi, Suni, Bektaşi, Babai, Mevlevi, Ahi, Tahtacı, Kızılbaş gibi unsurlar, yapı taşları olmuşlardır.
Yunus Emre, Taptık Emre, Mevlana, Karacaoğlan, Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı Bayram Veli gibi değerleri bağrında taşıyan…
Anadolu’nun İslamlaşmasını ve Türkleşmesini sağlayan, Sofileri, Alperenleri, Bektaşileri, Mevlevileri, Ahileri, koruyup kollayan…
Ermenileri yenip topraklarını ele geçiren ve Moğolları yenerek Konya’dan kovan, Türk Dili’nden başka dil kullanılmayacak diyen Mehmet Bey’in yetiştiği…
Sonraları, Osmanlı Şehzade Sancağı olan…
Atatürk, Kazım Karabekir, Kemal Reis, Piri Reis, Şair Avni, Karacaoğlan, Zembilli Ali Efendi’yi yetiştiren…
Ve asırlarca bir siyasi ve kültür merkezi durumunda olan Karaman, günümüzde tarihinden soyulmuş, arındırılmış, tüm değerleri altüst edilmiş, bir araba mezarlığına dönüştürülerek, sosyal ve fiziki kirlilik yönünden Avrupa’nın ilk on kenti içine girmiştir.
Karaman’ın bu duruma gelmesindeki sorumlu ya da sorumluları kimlerdir?
Bundan böyle Karaman’a ve Karaman’da dünden bu güne üretilmiş ve elde avuçta kalan tüm değerlere sahip çıkılacak mıdır?
Odun Pazarına ne oldu?
İstasyon Caddesi’ndeki parke taşlara ne oldu?
Karaman Halk Kütüphanesine ne oldu?
Hisar Mahallesine ne oldu?
Kaz alpa Çayına ne oldu?
Şar özü Bağlarına ne oldu?
Umarım, hiç dokunulmamıştır ve hatıralarımdaki gibi tüm cıvıltısıyla duruyordur, Semerciler Sokağı…