Karaman’dan Akil Insanlar Geçti

Son günlerin moda tabiri olan “akil insanlar” söylemi dilimizde pek kullanilmayan bu kelimeyi gündeme getirdi ve popüler etti. Kelime sözlüklerde geçtigi sekliyle akilli, zeki kimse anlamina geliyor. Hatta Yunus Emre bu sözcügü bir siirinde söyle kullaniyor:
“Ben yürürüm yane yane
Ask boyadi beni kane
Ne akilim ne divane
Gel gör beni ask neyledi.”
Ülkemizde otuz yildir kan dökülüyor. Insallah huzur olur akan kan durur bir otuz yil daha böyle gitmez. Akliselim bunu söylüyor, bunu gerektiriyor. Fakat bunun bedeli ne, ne taviz verilecek ya da verildi bunu dillendiren yok.
Ancak bu güne kadar oldugu gibi bu gün de tasin altina elimizi koymadigimiz kanaatindeyim. Heyetlerin sunlarin bunlarin hikâye oldugunu düsünüyorum. Sebebine gelince Iç Anadolu Bölgesi Akil Insanlar Heyetindeki dokuz kisiden ancak besi toplantiya istirak etti bunlardan biri de kendi tabiriyle erkenden kaçip gitti. Demek ki akil insanlar da insan onlarin da baska isleri var.
Toplantiya katilan akil insanlardan üçü çözümü Islam’da, hatta halifeligin yeniden insasinda biri Konya modelinde biri de PKK’yi tanimada görüyordu.
Elbette ki Islam bizim dinimiz, Islam bizim inancimiz, Islam bizim kültürümüz ama gel gör ki terör örgütü mensuplarina Islam’i nasil sevdireceksiniz, Islam semsiyesi altinda birlesmeye nasil ikna edeceksiniz isiniz zor galiba. Zira heyet içinde bile Kürtlerin hepsinin Müslüman olmadigi Süryani Kürtlerin oldugu hatta baska dinlerde Kürtler oldugunu, Islam semsiyesi altinda birlesilemeyecegini söyleyen bir akil insan vardi.
Dinleyiciler arasinda da bu semsiye fikrine sicak bakanlar oldugu hissediliyordu. Saniyorlar ki teröristler kalesnikofu birakacaklar, baslarina takke takip ellerinde tespihle dolasacaklar. Yine de belli olmaz kimin ne zaman nerede hidayete erecegini bilemeyiz. Insallah öyle olur.
Konya modelini savunan üyemiz Konya’da Türklerle Kürtlerin kardesçe yasadigini ama son zamanlarda burada da islerin yolunda gitmedigini, çatlak sesler çiktigini söyledi. Demek ki süreç gittikçe kötüye gidiyor.
Bölgemizin akil insanlarina göre “Ne mutlu Türküm diyene” demeye gerek yoktur. Kürtlere Türküm, dogruyum, çaliskanim demek, dedirtmek zulümdür. Çogunluk milliyetçiligi ülkeyi böler, azinlik milliyetçiligi degil. Terör bizim iç meselemizdir. Burada hemen bir parantez açip sunu sormak istiyorum, Terör bizim iç meselemizse niçin Amerika kendi teröristini yok edip cesedini bile ortadan kaldirirken bizimkini ta Kenya’da yakalayip bize verdi? Acaba bu günler için mi?
Hele bir üye vardi ki tam terör örgütünün agziyla konusuyordu. Terör ve terörist sözcügünü literatürden kaldirmak gerektigini söyledi. Tanzimat Türkiyesinde yasadigimizi “Gavura gavur denmeyecegini” çagristiran bir söylem içindeydi. Kürtlere ana dilde egitim hakkinin verilmesini, sinirlarin önemli olmadigini çikacak bir savasla degisebilecegini söylüyordu. Kendisinin hem Kürt hem Alevi hem Kizilbas oldugunu ifade ediyordu. Sanki hem Türk hem Alevi hem Kizilbas olanlar yokmus gibi konusuyordu. Tabii ki fikirler eyleme dönüsmedikçe masumdur dedik ve geçtik.
Heyet içerisinde Türklerin hakkini savunan bir üye yoktu, vardi da isi çiktigi için gelememis miydi bilmiyorum. Galiba heyetin bir tarafi eksik kalmis.
Akil adam degilim ama toplantida konusulanlari ve talepleri dinledikten sonra Yunus’un dedigi gibi “Ne akilem ne divane” diye düsünmeye basladim. Meger bu ülkenin bu milletin ne çok problemi varmis. Çözüm ne kadar da uzaktaymis.
Belki çogunuz bu ortamda bunlari söyledigim için bana divane diyebilirsiniz ama yine de bendeniz âcizane bir teklifte bulunmak istiyorum. Diyorum ki ey bu ülkenin idarecileri ve vatandaslari!
Cumhuriyetten vazgeçmeyin, Kürdü, Türkü, Lazi, Çerkezi ya da adini zikredemedigimiz ancak bu ülkenin sinirlari içinde yasayan her kes yöneticisini kendisi seçsin, hür iradesini kullansin. Ama birakin kendisi seçsin. Dini siyasete alet etmeyin. Baskani birakin Cumhurbaskani bize yeter. Zira zaten cumhur halk demektir. Cumhurbaskani da halkin baskani demektir. Neyin pesindesiniz ne yapmak istiyorsunuz açik söyleyin hani seffaf olacaktik.
Milliyetçilikten taviz vermeyin, ancak Atatürk milliyetçiligini gerçeklestirin. Zira Atatürk milliyetçiliginde irkçilik yoktur. Bu ülkenin sinirlari içinde yasayan herkes bu ülkenin vatandasidir. Yunan bayragini yerden kaldirtan Atatürk’ün baska milletlere bile saygi duydugunu unutmayin.
Laik olun, ama gerçekten laik olun kimsenin dinine, diline, örfüne, adetine karismayin. Dine diyanete müdahale etmeyin. Devletin laik olacagini ancak insanlarin laik olamayacagini çünkü her insanin bir inanci oldugunu hatta inançsizligin da bir inanç oldugunu aklinizdan çikarmayin.
Halkçiliktan uzaklasmayin, toplumu siniflara bölmeyin, etnik kökenleri ön plana çikarmayin, bu ülkeyi açik denizde seyreden bir gemi gibi görün çünkü gemi batarsa hepimiz boguluruz.
Devletçiligi yabana atmayin, devletin imkânlarini halkin her kesimine esit ve adaletle götürün. Sosyal devlet, baba devlet anlayisini uygulayin.
Inkilâplara sarilin, ülkeyi karanliklara sürüklemeyin, yeniliklere açik olun, yerinizde saymayin. Günün teknolojisini yakalamaya çalisin.
Hukukun üstünlügü içinde terörle topyekûn mücadele edin. Öyle bir sey gelistirin ki ates düstügü yeri degil, millet olarak hepimizi yaksin. Bir bedel ödenecekse hep beraber ödensin.
Ülkeyi bosuna germeyin…
 
YORUM EKLE

banner284