Geçmek için, geçiş garantili köprüler yapıp; geçenden iki kez, geçmeyenden de bir kez ücret alınması nedeniyle, durduk yere ceplerimizdeki paraları kaybediyoruz…
Hasta garantili hastaneler yapıp; hastaneye gelenlerden iki kez, gelmeyenden de bir kez para alınması nedeniyle, hastaların yanı sıra, var olan sağlığımızı da kaybediyoruz…
Aralarımızdaki ilişkilerimizi yok ederek, birbirimizle olan bağlantılarımızı kaybediyoruz…
Lüks araba kullanmak ya da 4+1 veya 5+1 evlerde oturmak için bankalardan aldığımız kredileri ödemek için sağlığımızı kaybediyoruz…
Yaklaşık her yıl bir seçim yaparak, siyasete ve siyasetçiye olan güvenimizi kaybediyoruz…
Yapılan bütün seçimlerde, sınırsız ve sorumsuzca yapılan savurganlıklar nedeniyle, büyük servetler kaybediyoruz…
Mahkemelerdeki davaların uzun sürmeleri nedeniyle, adalete olan güvenimizi kaybediyoruz…
Çocuklarımızın sürekli olarak istismara uğramaları nedeniyle, etrafımızdaki insanlara olan güvenimizi kaybediyoruz…
Kadınlarımızın, yaklaşık her gün; tacize, tecavüze ve saldırıya uğramaları ve cinayetlere kurban gitmeleri nedeniyle, evlilik kurumuna olan güvenimizi kaybediyoruz…
Üniversite mezunu milyonlarca gencimizin işsiz bir durumda olmaları nedeniyle, eğitim yapmak isteğimizi kaybediyoruz…
Uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması nedeniyle, gençlerimizi ve geleceğimizi kaybediyoruz…
Askerlik görevinin, bedelli askerlik adı altında paralı bir durumuma getirilmesi nedeniyle, askerlik yapma isteğimizi ve askerliğe olan sevgimizi kaybediyoruz…
Değişik zamanlarda ve değişik mekânlarda olan terör nedeniyle, kınalı kuzularımızı kaybediyoruz…
Birbirimize; Türk-Kürt, alevi-suni, sağcı-solcu, ilerici-gerici, dinci-laikçi şeklinde yaklaşarak, birliğimizi ve dirliğimizi kaybediyoruz…
En kötü olanı da; birbirimize olan sevgi, saygı ve güvenimizi kaybederek, insanlığımızı kaybediyoruz…
Kısacası, hayatın her alanında, hiçbir şeyin farkında olmadan, elimizde avucumuzda neyimiz varsa, ürettiğimiz bütün değerlerimizle birlikte, hepsini kaybediyoruz…