06.12.2017 tarihinde, ABD Başkanı Donalt Turump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan ederek, Tel Aviv’deki elçiliğini Kudüs’e taşıyacağını bildirdi.
Bu gelişme karşısında, koro halinde İsrail’e veryansın edilmeye başlanıldı.
Kararı alan ABD, tepki duyulan, tartışılan ve gösteriler yapılan İsrail.
Hukuk dediler…
Adalet dediler…
Evrensel değerler dediler…
Bu iş, hukuk işi değildir…
Bu iş, adalet ve hakkaniyet işi değildir…
Bu iş, güçlü olma işidir.
Bu iş, güçlülüğün karşısında birlik olma işidir.
Nasıl birlik olunacak?
Türkiye ile Mısır’ın ve Suriye’nin arası açık.
Suudiler ile İran, Katar, Yemen ve Lübnan’ın arası açık.
İslamlar, bu durumda nasıl birleşecekler ve Kudüs’ün geleceğini kurgulayacaklar?
Nasıl güçlü olunacak?
İslam Konferansı Örgütü (OIC) 57 üyesi ülkelerin tümünde 500 adet üniversite bulunmaktadır. Sadece ABD’de 5758 üniversite vardır.
2004 yılında hazırlanan “Dünya Üniversitelerinin Akademik Değer Listesinde” Müslüman ülkelerinden ilk 500 e giren üniversite yoktur.
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı %90 ve bunlardan 15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkede okuma-yazma oranı %100 dür. Müslüman dünyasında ise okuma-yazma oranı %40 dır.
Hıristiyan dünyasındaki okur-yazarın %98 ilkokulu bitirmişken, Müslüman dünyasında bu oran %50 dir.
Hıristiyan dünyasındaki okuryazarların %40 üniversite mezunudur. Müslüman dünyasında bu oran %2 dir.
Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerde toplam bilim adamı sayısı 230 olup, her bilim adamına düşen Müslüman sayısı 1 milyon kişidir. ABD her 1 milyon
Amerikalıya karşılık yaklaşık 4000 bilim adamı, Japonya 5000 bilim adamına sahiptir.
Müslüman ülkelerindeki gayri safi milli hasılanın yalnızca %0,2 sini araştırma-geliştirme (AR-GE) bütçesi olarak ayırmaktayken, Hıristiyan dünyasında bu oran %5 dir.
OIC üyesi 57 ülkenin gayri safi milli hasılasının toplamı 2 trilyon doların altındadır. (Petrol zengini Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Katar hep birlikte 500 milyar dolarlık mal ve hizmet üretmektedir ve bunların çoğu petroldür.) ABD, tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte, Çin 8 trilyon dolar, Japonya 3,8 trilyon dolar ve Almanya 2,4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır.
İslam ülkeleri güçlü olmazsa, bu gün ABD; yarın, bir başka ülke Kudüs’ün geleceğini kurgulamaya yönelir.
Kudüs ve Ortadoğu’nun geleceğini, okyanus ötesi ülkeler değil; Ortadoğu ülkeleri güçlenerek ve aralarında birlik oluşturarak, belirlemelidirler. Bunun somut örneği, Türkiye, İran, Irak ülkelerinin birlikte hareketleri sonucunda, Suriye barış görüşmeleri başlamış ve Barzani’nin bağımsızlık hayalleri suya düşmüş, ayrıca yönetimden de uzaklaştırılmıştır.
Türkiye’nin Ortadoğu siyasetinde belirleyici olabilmesi için de, öncelikle ülke içinde bir toparlanmaya gidilmesi gerekli inancındayım.