ISID, aylardir Suriye’den giriyor, Irak’tan çikiyor; Irak’tan giriyor, Suriye’den çikiyor. Ortadogu’yu hallaç pamugu gibi dagitiyor, katliam üzerine katliam yapiyor.
ISID, Irak’i ortasindan üçe bölüyor, dillerimizden düsürmedigimiz Musul’u isgal ediyor, Türk topraklari sayilan Konsoloslugumuza giriyor, Bayragimizi indirip kendi bayraklarini asiyor ve Konsolosluktaki vatandaslarimizi rehin aliyor; Kerkük, Kürtlerin denetimine geçiyor, Telafer’de Türkmenler ve çocuklar katlediliyor, bu gelismeler karsisinda ise Basbakan, sadece rehineleri serbest birakmalari için ISID’ den rica ediyor.
Hani, Irak’in toprak bütünlügü ve Irak’taki Türkmenler, AKP Hükümeti’nin kirmiziçizgileriydi? Ne oldu kirmiziçizgilere, ISID yesile mi çevirdi?
Bir zamanlar; yolsuzluk, yoksulluk ve de yasaklar olarak belirledigi “3Y” ile mücadele edecegini ortaya atan AKP Hükümeti, bunlarla mücadele etmek bir yana bu “3Y” artarak sürdügü gibi, bunlara toplumda görülen yozlasmalar sonucunda bir “Y” daha eklendi, bu da “yobazlik” oldu. Basbakan’in bir zamanlar mitinglerinde gösterdigi dört parmak bunlar olmasin?
Suni bir örgüt oldugu ve Siilere karsi savastigi belirtilen ISID, 1948 yilindan beri Israil’in yaptigi iskence ve zulüm altinda inleyen Müslümanlari bu mezalimden kurtarmak için, Israil’i isgal edip, bu zulümlere son verse ya!
Israil, havadan, karadan ve denizden Gazze’yi ates çemberi içine almis, günlerdir yaptigi saldirilarla, yüzlerce insani; çocuk, yasli kadin demeden öldürüyor ve binlercesini de yaraliyor.
10 Haziran 2005 tarihinde, Amerika Musevi Komitesi Baskani Jack Rosen’den “Yahudi Cesaret Nisani”ni alan Basbakan, Israil’in Gazze’ye karsi giristigi bu katliamlari adeta seyrediyor, kiniyor.
Kinamanin ötesinde “kuru siki” tabancalar gibi ses getiren bir seyler yapilsa.
Örnegin:
Basbakan, Malatya Kürecik’teki Füze Kalkan Üssü’nü kapatarak askeri, Ticari Anlasmalari uygulamadan kaldirarak, Kerkük petrolünün Hatay üzerinden Israil’e satmayarak ekonomik ve Diplomasi ve diyalog yaptirim güçlerini Israil’e karsi kullansa olmaz mi?
Peki, Basbakan ne yapiyor?
Basbakan, öncelikle her seyi çok iyi bildigi için! Dis temsilciliklerdeki görevlilere “monser” diyerek, onlari asagilama ve küçük görme egilimine giriyor.
Basbakan elinde mikrofon, kadinlarin ön saflarda birbirleriyle türbanlarini Basbakan’a gösterme yarisina girdikleri ve arkalarda da takkelilerin bulundugu; adeta birer dedikodu arenasini andiran mitinglerde, ülkenin ve de ulusun gelecegine dair hiçbir anlatimda bulunmadan; aklina gelene çatiyor, kiziyor, suçluyor, yargiliyor ve sonunda da mahkûm ediyor.
Basbakan, Cumhurbaskani adayi olduktan sonra yaptigi bu mitinglerde, Basörtülü bacilarina ve takkeli kardeslerine “Yeni Türkiye Masallari”ni anlatiyor.
Yoksulluklardan ve fakirliklerden, haktan, hukuktan, adaletten, demokrasiden bahsediyor, bunlarin gerçeklesecegini söylüyor. Hani derler ya; “kirk yillik kani olur mu yani” diye, bizim ki de buna benziyor. 12 yil gerekenleri yapma, “Yeni Türkiye” de yapacagim de!
Disisleri Bakani ise telefonlari çok seviyor, durmadan her tarafa telefon ediyor. Sonuçta da komsularimizla “0” sorun dedi, simdi “0” komsumuz kaldi. Hakkini yememek gerek, Barzani yakin zamanda ülkemize biriken petrol paralarini almaya geldi. Olsun! Geldi ya.
Iste böyle. 12 yildir iktidarda bulunan AKP’nin dis politika karnesine bir daha göz atalim:
“0” sorun, “0” komsu.