BARIS SÜRECINE KATKI YAPMAK

21 Mart günü, Diyarbakir’da; sari, kirmiz ve yesil renklerle boyanan, tahrik etmemesi için Türk Bayraginin asilmadigi belirtilen, bunun yerine PKK bayraklarinin, Imrali posterlerinin ve “ isgalci TC Kürdistan’dan defol” pankartlarinin asildigi, Kürtçe ve Lazca türkülerinin söylenildigi, Imrali’nin mektubunun Türkçe ve Kürtçe olarak okundugu meydanda baris, doya doya yasanildi!
Yeni bir kapak daha açtik, karsimiza “çekilme süreci” çikti.
Bu öyle bir süreç oldu ki; PKK unsurlarinin nasil çekilecekleri derdine düstük. Meydanlarda, TV kanallarinda, gazetelerde hep bunu tartisir olduk.
Bu süreç tartisilirken çok soruyu da beraberinde getirdi.
Ülke içindeki PKK unsurlarinin:
Sayisi kaçtir, bu sayi nereden biliniyor?
Ülkeden çekilenlerin gerçekten PKK unsurlari olduklarini nasil saptanilacak?
Asil PKK unsurlarinin ülke içinde kalip ta; masum kisilerinin ülkeden çekilip çekilmedikleri nasil bilinecek?
Çekilenlerin, gerçekten PKK unsurlari ise, bunlar bu güne kadar neden adalete teslim edilmedi?
Suç islememis PKK unsurlarinin ülkeye girecekleri belirtiliyor, gelecek olanlari suç isleyip islemedikleri nereden biliniyor?
Bu insanlar suç islemek için daglara gitmemis iseler, su dagitmak için mi gittiler?
Ayrica:
Terörü doguran nedenler ortadan mi kalkti da; terör örgütü; kardeslik, dostluk ve baris istiyor? Ne kadar zamandan beri, ezberlenilmis sloganlarla baris saglaniliyor?
Basbakan, “siz neler vereceksiniz” sorusuna; mutluluk, güven, huzur, istikrar ve refah verecegini söylüyor. Demek ki, Basbakan’in vermeyi vaat ettikleri bu güne kadar yokmus.
Bu ülkede on yildir iktidarda olanlar, bunlari bu süreç içinde neden vermemis, muhalefet mi engellemis?
Içine girilen “çekilme süreci” nde, “ baris sürecine katki yapmak” amaciyla, olusturulmasi düsünülen ve isimlerinin istenilecegi bildirilen“akil insanlar” komisyonunda basarili görevler yapacagina inandigim kisileri simdiden öneriyorum:
Nagehan Alçi, Nazli Ilicak, Sezen Aksu, Yildiz Tilbe, Hülya Avsar, Nihat Dogan, Ibrahim Tatlises, Fatih Terim,
Silahli propaganda mücadele dönemini tamamlayip; siyasi mücadele dönemini baslattigini belirten PKK, siyasi çalismalarinin eksenine Meclis’i almis görünüyor. Yapacagi her hareketinde Meclis’ten karar çikartmaya çalisiyor. Bunu saglamasi durumunda, kendisini mesrulastirip; terör örgütü yerine, siyasi bir kurulus durumuna gelmis olacaktir.
Bunu saglamasi durumunda da PKK, yapacagi bir terör eylemi karsisinda görecegi her türlü karsi koymayi, Kürtlere yapilmis bir saldiri olarak, uluslararasi arenaya tasiyacak ve sorunu terör degil, bir halka karsi yapilan saldiri olarak getirecektir.
Iste bu durumda da “halklarin, kardesligi degil; halklarin savasi” baslamis olur.
Yapilmak istenilen de bu degil mi?
 
YORUM EKLE

banner284