17 Aralik 2013 tarihinde yapilan “Rüsvet ve Yolsuzluk Operasyonu”na: “Yolsuzluk kilifina gizlenmis bir darbe girisimidir.” dedi.
17 Aralik’ta yapilan operasyonlarda: ayakkabi kutulari içinde dolarlar ve para sayma makineleri bulunmus; operasyonu gerçeklestiren emniyet personelinde görevlerden almalar baslamis, savcinin elinden sorusturma dosyasi alinmis, bes gün sonra da dört bakan ve yedi milletvekili istifa etmis, bakan çocuklari tutuklanmisti.
Ikinci bir operasyon gerçeklestirilememis; savcinin mahkemeden aldigi zanlilarin göz altina alinmalari karari emniyet tarafindan gerçeklestirilmemis, savcinin elinden operasyon dosyasi alinmis ve binlerce emniyet görevlisinin yerleri degistirilmistir.
Bütün bu gelismeler karsisinda Basbakan 17 Aralik Operasyonunu: 27 Mayis, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Subat darbelerinden daha kötü bir darbe oldugunu dile getirerek, bu darbe için; 28 Subat post darbe idi, 17 Aralik ise dost darbesi demistir.
Basbakan, meydanlar basta olmak üzere her platformda;
Illegal örgütler yargi içine çöreklenmisler…
Devlet içinde çöreklenmis çeteler olusmus,
Paralel devlet olusmus,
Inlerine kadar girecegiz,
Malum örgütler,
vb. söylemlerde bulunarak;
Yeni Türkiye,
Yeni istiklal savasi gibi söylemlerine böylece yenilerini de ekleyerek, siyasi literatüre zenginlikler kazandirmistir.
Benim anlayamadigim:
1- Basbakan, acaba bütün bu yaklasimlariyla 17 Aralik operasyonunun üstünü mü örtmeye çalisiyor?
2- Acaba ayakkabi kutularinin içine dolarlari ve odalardaki para sayma makinelerini oralara cemaat mensuplari mi koydular?
2- Basbakan, dindar bir nesil yetistirecegiz diyerek, egitimde ve sosyal yasam alanlarinda bir takim degisiklikler ve yasaklar ortaya koymustu; acaba cemaat mensuplarinin Islamliklarindan bir süphesi mi var da, bunlari çete olarak nitelendiriyor ve paralel devlet kurmakla suçlayarak; bu kesimlerin inlerine girmekten bahsediyor, bunlarin hashas iler olduklarini söylüyor?