Akan kanin durmasini ve analarin gözyaslarinin dinmesini akliselim her insan ister.
Kanin, kimler tarafindan ve de neden döküldügü; analarin gözyaslarinin, neden aktigi da çok açik olarak bilinmektedir.
1974 Kibris Baris Harekati’ni takiben olusturulan Ermeni Asala Terör Örgütü’nün, dis temsilcilerimize karsi yaptiklari terör eylemleri sonucunda onlarca insanimiz hayatini kaybetti.
Bu örgüte vurulan öldürücü darbenin ardindan 1984 yilinda ortaya çikan PKK terör örgütü, katliamlarina basladi ve bu güne kadar binlerce insanimizi katletti.
Bu günlerde, Hükümetin, akan kanin durmasi ve analarin gözyaslarinin dinmesi adina; Kürt sorunu olarak dillendirilenleri görüsmek için geçmiste kesin adres bulamayip, oldukça yalpaladiktan sonra, simdi bu sorunu, Imrali ile “entegre çözüm” adi altinda çözme atagina geçtigi görülmektedir.
“Entegre çözüm” ne anlama geliyor?
Çözüm için dogru zaman ve dogru adres mi seçilmistir?
Yoksa bu süreç, taktiksel bir süreç midir?
Bu süreçte:
AKP, 2014 seçimlerine girerken dikensiz bir gül bahçesi mi yaratmak istiyor?
PKK, verdigi agir kayiplardan sonra toparlanmak mi istiyor?
Dokunulmazliklari gündeme gelen ve dokunulmazliklarinin kaldirilacagi kesin olarak görülen BDP Milletvekillerinin aklanmasi mi?
Yillardir Kürt vatandaslarimiz üzerinden siyaset, Kürt vatandaslarimiz üzerinden ticaret ve Kürt vatandaslarimiz üzerinden TV kanallarinda programlar yapilmaktadir. Kürt vatandaslarimiz, bu durumlara meydan vermemelidirler artik.
Kafamizi kumdan çikarip, bir türlü dünyadaki gelismelerden haberimiz olmuyor. Sonuç, maalesef terör örgütünün istedigi müzakere noktasina da gelinmis oldu.
Parlamentoda birlikte anayasa çalismalarinin yapildigi bir siyasi parti asilip, Imrali ile görüsülüyor. Bu, ne anlama geliyor?
Kürtler üzerinden siyasi çalismalar mi yapiliyor, yoksa dile getirilen akan kan mi durdurulmaya çalisiliyor?
Akan kan durdurulmak isteniliyor ise, yillarca bebek katili olarak anilan Imrali’daki degil; halkin temsilcisi olarak görülen BDP muhatap olarak alinmalidir.
Imrali’daki halkin temsilcisi midir? Neden halkin temsilcileri dururken, Imrali’daki muhatap aliniyor?
Sorunu, siyasi olarak görmek ve algilamak yanlistir. Sorun,tüm vatandaslari kucaklayacak demokrasi sorunudur.
Müzakere masasinda; bir üçüncü veya daha çok taraftar olacak mi?
PKK’ya lojistik, siyasi, askeri, medya ve ekonomik destek verenlerde olacak mi?
Masada neyin müzakeresi yapilacak, ne verilip, ne alinacak?
Terör örgütü; spor olsun diye kurulmadi, piknik yapmak için de daga çikmadi ve binlerce insanimizi da bos yere öldürmedi.
Bu terör örgütünün istekleri gerçeklestirilirse: istekler ardi arkasina gelecektir. Istekleri gerçeklestirilmedigi taktirde de “kan dökerim ha” tehdidi, toplumun üzerinde bir demoklesin kilici gibi sallanip duracaktir.
1804 yilindan itibaren görülmeye baslayan Sirplarin, Rumlarin ve Bulgarlarin daga çikislari hangi nedenle, hangi asamalardan sonra, hangi sonuca ulasildigi bilinmektedir.
Çözümün adresi Imrali degil; Parlamentodur.
Çözüm, üretim ve paylasim ekseninde ve bu eksenin ürettigi demokrasidedir. Demokrasi, kisiye, gruplara ve etnik kökenlere dönük bir gelisme degil, bütünü kucaklayan olmalidir.
Bunun için lokal bir irade, yaygin bir iradeye dönüsmelidir.
Çözüme: siyasi partiler, sendikalar, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri,akil adamlar, gazeteciler vb. demokrasi potasinda aralarinda olusacak uzlasmanin parlamentoda kabul görmesiyle ulasilmalidir.
Atilacak yanlis bir adim, sadece ülkeyi bir kaosa sürüklemekle kalmaz, AKP’yi de bitiren yanlis bir adim olur.