Içinde yasadigimiz çagda da dijital teknoloji çikti, mertlik bozuldu.

Zira arkadan vurmalar, bel altindan vurmalar, olmayanlari olmus halde sunmalar, bunlarin hepsi ve benzerleri dijital teknolojinin kullanilmasiyla gerçeklestirilmektedirler…

Ülkemizin üzerinde, sanki çekim gücü çok güçlü bir el var gibi. Bu el, ülkemizi içinde bulundugu eksenden baska bir eksene çekmeye çalismakta adeta. Bunun içinde, önemli kurumlari üzerinde operasyonlar yaparak, belirsiz süreçler yaratmaktadir.

Önce, askeri alanda baslatilan operasyon, Anayasa’da yapilan degisikliklerle yargida gerçeklestirildi; nihayet, Sayin Deniz Baykal’a yapilan komplo ile de siyasi alanda da gerçeklestirilmis oldu.

Sayin Deniz Baykal, 10.05.2010 Pazartesi günü, CHP Genel Baskanligi görevinden istifa ettigini yaptigi basin toplantisinda açikladi. Bazi internet sitelerinde; kendisine ait oldugu ileri sürülen bir görüntüyü, kendisine yapilan bir komplo olarak degerlendirdi ve istifasini buna dayandirdi.

Öncelikle sunu söylemek isterim: Böyle bir yayin yaparak, Sayin Deniz Baykal’a komplo hazirlayanlarin Türk ve Islam ahlakini ve kültürünü almis kisiler olarak görmüyorum. Bunu yapanlari siddetle ve nefretle kiniyorum.

Bu komployu, Sayin Baykal’a degil; Türk siyasetine ve Türk demokrasisine yapilmis olarak degerlendiriyorum.

Van Olayini tezgahlayanlarin, suikast hazirlayanlarin, muhalefet boslugu oldugunu her ortamda ve her vesileyle dile getirenlerin ve “Baykal’a ragmen CHP’ye oy verdik” diyen ve böylece yüksek siyaset yaptiklarini sanan bazi siyasi aymazlarin gözleri aydin diyorum…

Nihayet Sayin Baykal’dan kurtuldular!...

Her zaman kendilerini milletle; CHP’yi de devletle özdeslestiren ve her seyi kisisellestirmeye çalisan zihniyet sahiplerinin, komplo olayi karsisinda neden savunmaya geçtiklerini anlayamiyorum...

Bu zihniyet sahiplerinin: Sayin Baykal, “bu bir komplodur” dedigi halde; “neden inkâr etmedi” demelerini anlayamiyorum...

Bu komplonun zamanlamasi ve mantigi çok önemlidir. Mantigi: Türk siyasetinin ekseninin degistirilmek istenilmesi; zamanlamasi ise, Anayasa oylamalarinin yapildigi sirada komplonun baslatilmasi, 22-23.05.2010 tarihinde CHP’nin Genel Kurulu’nun olmasi, Anayasa degisikligi ile ilgili halk oylamasinin yapilacak olmasi ve bir yil sonra da genel seçimlerin yapilacak olmasidir.

Sayin Deniz Baykal’in, Kutlu Dogum Haftasi nedeniyle yaptigi konusma ve bu konusmanin ülkedeki her kesimde biraktigi olumlu yansimalarini hatirliyor musunuz?

Ayrica, Sayin Baykal, son zamanlarda kendisinin ve partisinin dini alandaki hassasiyetlerini dile getirmeye de baslamisti. Sayin Baykal, bu davranislariyla acaba fincanci katirlarini mi ürküttü? Yani bazilarinin siyasi alanlarina mi girmeye basladi da bu komployla karsilasti.

Hani, CHP için “dinle arasi iyi degil” propagandasi geçerliligini yitirmeye basladi da bazi kesimler bundan mi ürktüler, ne dersiniz?

Sayin Deniz Baykal’a yapilan bu komplo karsisinda:

Sayin Deniz Baykal, dogru olani ve kendisinden beklenen onurlu davranisini yapmis, istifa etmistir. Bundan sonra, kesinlikle geri dönmemelidir.

CHP Örgütü, Sayin Baykal’i geri döndürme gibi bir hareketin içine girmemelidir. Siyasi çalismalarini ve siyasi mücadelelerini Sayin Baykal olmadan sürdürmelidir. Ancak, bu komplonun ortaya çikartilmasi ve aydinlatilarak faillerinin ortaya çikarilip adalete tesliminin yapilmasini gerçeklestirmelidir.

Hükümet, bir komplo üzerinden siyasi rant elde etmek yerine; komployu yapanlari ortaya çikararak adalete teslim etmelidir.

Unutmayalim: ülkemizde, siyaset adami çok az yetisiyor. Bunlari da komplolarla harcayip bitirmeyelim. Ülke insanlari olarak, her türlü sömürü, ahlaksizlik, yolsuzluk, komplo ve benzeri insanlik disi

yaklasimlara karsi duralim ve bu tür hareketlere kültürümüz içinde yer vermeyelim.

Sayin Deniz Baykal’a maruz kaldigi bu komplo karsisinda geçmis olsun diyorum.

Türk soluna ve Türk siyasi hayatina yaptigi katkilarindan ve hizmetlerinden dolayi tesekkür ediyorum ve adaletin er geç yerini bulacagina bütün kalbimle inaniyorum.