Söyleşide konuşan Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Diğler, oryantalizm akımının İslamofobi üzerine yansımaları hakkında bilgi verdi.
“Oryantalizm sanat akımı İslam dünyası üzerine kurgulanmıştır”
Doç. Dr. Mustafa Diğler, oryantalizmin Avrupa resim sanatında 13’üncü yüzyılda ortaya çıktığını ve 19’uncu yüzyılın başından itibaren de kendini hissettirerek bir sanat akımı olarak anılmaya başlandığını ifade etti.
Diğler, “Batı resminde oryantalizm kavramı ilk ortaya çıktığı andan itibaren Batı ve Doğu ayrımı üzerine inşa edilmiştir. Tüm doğuyu içine alan Oryantalizm sanat akımı İslam dünyası üzerine kurgulanmıştır. Oryantalist Batılı ressamlar her daim öteki olarak gördükleri Doğu’yu kendi değerleri içinde yabancılaştırmaya çalışmışlardır. Oryantalizm kavramı Fransız sanatçıların öncülüğünde ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. Modernizmin ilk evrelerinde ortaya çıkan Oryantalizm sanat akımı resim ile başlamış ve diğer sanat dallarına da yayılmıştır. ‘Ötekileştirmeyi’ konu edinerek pratikte gelişmiştir. Batı’nın Doğu’yu egemenliği altına alarak onları koloni haline getirmek istemesi ile Oryantalizm fikri kültürel, siyasal güç unsurunun ve uzmanlığın ismine dönüşmüştür. Oryantalist resme konu olan coğrafi bölgenin kültür ve sanatı primitif sanat olarak nitelenmiştir.” dedi.
İslam dünyasının sosyal ve kültürel dünyasının betimlenmesinde resmin aracılık yapması ile birlikte Batı’nın Doğu’ya ait görsel belleğin ve Doğu’ya ait basmakalıp yargıların oluşmasında çok etkin rol oynadığını ifade eden Diğler, “Doğu coğrafyasına ait mekânların farklılıkları ressamların tuvallerinde nesnelerin temsilindeki tercihleri ile birlikte homojen bir Doğu tasvirine bürünmüştür. Batılı Oryantalist ressamların resimlerinde Doğu, masalsı bir dil ile gerçekte var olmamış gibi işlenmiştir.” diyerek sözlerini tamamladı.