ELVEDA DEMOKRASİ

10.12.2016 Cumartesi günü AKP, 316 Milletvekilinin imzası ile AKP ve MHP’nin birlikte hazırladıkları ve 21 maddeden oluşan anayasa değişikliğini TBMM Başkanlığı’na verdi.

Demokrasi, eksenine devlet yerine insanı alan ve siyasi partilerin mevcut olduğu; uzlaşma ve kuvvetler ayrılı ilkesine dayalı bir rejimdir.

Demokrasilerde anayasalar ve yasalar, kişilere değil; kişiler, anayasalara ve yasalara uymak zorundadırlar. Bu alanda kişilere hiçbir ayrıcalık tanınamaz.

Durum böyle iken; bu anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanının şahsında merkezileşen bir rejimle karşı karşıyayız.

Yapılan değişikler:

1-550 olan milletvekili sayısı 600 oluyor ve yedek milletvekilliği geliyor.

2-seçimler beş yılda bir yapılacak.

3-Cumhurbaşkanı 5+5 olmak üzere iki kez seçimlere katılabilecek.

4-Seçmen yaşı, 21’den 18’e iniyor.

5-Cumhurbaşkanı, üst düzey yöneticileri atayacak ve görevden alabilecek.

6-Cumhurbaşkanı, Türk Silahlı Kuvvetlerini kullanabilme kararını verebilecek.

7-Cumhurbaşkanı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil edecek.

8-Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri çıkarabilecek.

9-HSYK 12 üyeden oluşacak ve iki daire olarak çalışmalar yapacak; üyelerinin yarısını Cumhurbaşkanı, diğer yarısını da TBMM Üyeleri seçecek. Kurulun Başkanı Adalet Bakanı olacak.

10-Cumhurbaşkanı partili olabilecek. Mevcut Cumhurbaşkanı partisi ile 2018 yılında ilişki kurabilecek.

11-İlk Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2019 yılında yapılacak. Aynı yıl; Yerel ve Genel Seçimler de yapılacak.

Öne çıkan değişiklikler özetle böyle. Bu değişikliklere bakıldığında:

Bu anayasa değişiklikleri, Anayasa Mahkemesi tarafından laiklik karşıtı eylem ve söylemleri nedeniyle mahkûm edilen AKP ile etnik milliyetçilik ekseninde siyaset yapma algısı olan MHP tarafından hazırlanılmıştır.

Bu partilerin oy oranları, %61,4’dür. %38,6 oranında oy alan diğer partiler bu değişikliğe katılmamış olup karşıdırlar. Demokrasi bir uzlaşma rejimi değil midir? Değişikliği gerçekleştiren siyasi partilerin 357 milletvekili siyasi iradeyi temsil ediyor da; değişikliğe katılmayan siyasi partilerin 193 milletvekili, siyesi iradeyi temsil etmiyorlar mı?

Aylardır, “başkanlık da başkanlık” davulu çalınıyor, Cumhurbaşkanlığı seçimi neden kamuoyu yoklamasının sonunda değil de 2019 yılında yapılacak? 1919-2019 aradan yüz yıl geçiyor. Bazılarının TC’yi parantez içine alma yaklaşımları acaba gerçekleşiyor mu?

2018 partili Cumhurbaşkanlığı dönemi başlıyor, 2019’da da üç seçim yapılacak. Mevcut Cumhurbaşkanı, bir yıl kendisi ve partisi AKP için çalışıp, seçimlere hazırlanacak. Bu durum 5+5 yıl daha sürerse 2029 yılına kadar AKP, mevcut Cumhurbaşkanı sayesinde iktidarda kalacak. Bu anayasa değişikliğinin temel amacı da bu olsa gerek.

Ok yaydan çıktı ve geri dönüş yok! Bu anayasa değişikliği, süreç içinde bir AKP Hanedanlığına dönüşür mü? Bilemiyorum ama gelişmeler bunu gösteriyor gibi!

Zira Yürütme Organının Başı olan Cumhurbaşkanı bütün bakanları, vali, Büyükelçi, üniversite rektörü, müsteşar, genel müdür, kaymakam vb. yüksek devlet memurlarını atayacak. Böylece bürokrasiyi kontrolü altına alacak.

Milletvekili listelerini hazırlayıp, patisinin milletvekillerinin seçilmelerini sağlayacak, böylece de Yasama Organına sahip olacak.

HSYK Üyelerinin yarısını kendisi atayacak diğer yarısını da belirlediği milletvekillerinin çoğunu oluşturduğu TBMM tarafından atanacak. Böylece kuvvetler ayrılığı sona erip, Yürütme, Yasama ve Yargı güçleri Cumhurbaşkanına bağlanacak.

Korkarım, bu gelişmeler karşısında, bir vatandaş olarak, bana da “Elveda Demokrasi” demek kalacak…

YORUM EKLE

banner284