“ Geçen bir hafta boyunca, ülkemizin yaklasik 30 vilayetinde okullar, büyük çapta, hava muhalefetinden dolayi kapandi. Bakanligim döneminde de en ufak hava olumsuzlugunda okullarin tatil edilmesine hep karsi çiktim. Bence, valiliklerimiz kolayi seçiyorlar. En büyük sikinti tasimali egitimde yasanir. Türkiye 70’li yillarin sartlarini yasamiyor. Her seye ragmen ‘kapali yol ‘ kabul edilemez. Basta Milli Egitim Bakanimiz Sayin Avci olmak üzere valilerimizi ve egitim yöneticilerini uyariyorum. Zor sartlarda egitim de egitimin bir parçasidir.
Bizdeki bu mantiga göre Iskandinav ülkelerinde, Baltik cumhuriyetlerinde, ABD, Kanada ve Rusya’nin önemli bölümünde okullar hiç açilmaz. Belediye Baskanlari ,yollari açik tutamiyorlarsa kendilerini sorgulasinlar. Büyük sehir statüsünde olmayan 51 vilayette eger yollari açik tutamiyorlarsa valilikler, il özel idareleri kendilerini sorgulasinlar.”
Sayin Çelik büyüksehir statüsündeki iller için bir öneri getirmiyor. Hâlbuki büyük sehir statüsündeki illerde kis sartlari ilçelere göre indirgenerek degerlendirilmeli ve buna göre tatil karari alinmali.
Sayin Hüseyin Çelik AK Parti Dönemi’nde en uzun Milli Egitim Bakanligi yapan sahsiyetlerden biridir. Müfredat Programinin bir kismi onun zamaninda yeniden yazilmistir. Ilkögretim ve orta ögretim ögrencilerine 100 temel eserin okunmasi için tavsiye ve eserlerin seçimi ve nesriyati onun zamaninda oldu. Yardimci ders kitaplarina okullarda okutulmasi için Talim Terbiye Kurulu kararinin aranmamasi ( Ben yayinci bir yazar olarak incelenmesinden yanayim. ) onun zamaninda gerçeklesti.
Hüseyin Çelik, son yerel seçimlerden sonra sesi solugu kesilmis bir kösede beklerken birden bire Twiter hesabindan gönderdigi açiklama gündeme bomba gibi düsmesi hiç sasirtici degil. Yukaridaki açiklamalarinda haklilik payi büyüktür. Gökyüzünde sinek gibi kar tanelerinin uçustugu bir zamanda okullarin tatil edilmesi niye? Özellikle büyük kentlerde servis minibüslerinin lobisinin bu tatillerde etkili oldugu bilinmektedir. Sayin Çelik’in açikladigi gibi günümüz Türkiye’si 70’li yillarin Türkiye’si degil! Sayin Çelik, kis sartlarinin en zor en çekilmez bir yerinden Van’dan geliyor. Kis sartlarini bilerek valilere, il özel idarelerine ve belediyelere sitem ediyor. Bir anlamda da uyarici muhalefet yapiyor. Özellikle büyük kentlerde okullar kapatilmak suretiyle enerji tasarrufu mu yapilmak istenmistir!
Yaklasik bir buçuk milyon sekizinci sinif ögrencisi Temel Egitim Okullarindan Orta Ögretim ( TEOK ) kurumlarina geçmek için bir sinava yarisi içindeler. Böyle bir yaris ortaminda yasayan ögrencilerin bir kismin tatil ortamina sokarak okullari kar nedeni ile tatile sokmak ögrenciler arasi rekabet ortamini da etkiler. Kar tatili nedeni ile islenmeyen 6 saatlik matematik veya fen dersleri çocugun gelecegi ile çok yakindan ilgilidir. Öyle anlasiliyor ki, Sayin Çelik, yerlesim merkezleri arasindaki yollarin bakimi, elektrik iletiminin düzenli gelip gelmedigi, okullarin isi sorunu vb. etkenlerin çözümlendigi kanisinda.
Son yillarda adrese dayali kayit sistemi de uygulandigindan çocuklarin bir ilçeden diger ilçeler gitme gibi sorunlari da yok denecek kadar az. Olsa bile servis araçlari ile okullarina gidip gelmeleri engel degil. Sayin Çelik’in dedigi gibi “ Zor sartlarda egitim de egitimin bir parçasidir.” Sözüne katilmamak elde degil. Egitim, davranislarin istenilen yönde degistirilmesi diye tanimlarsak, egitim sistemin içinde keyfiligi degil zorlayiciligi görürüz. Sayin Hüseyin Çelik ile ilgili ortak bir noktada bulusacagimiz hiç ama hiç düsünmemistim.