KOLTUK YARISI

Bazi milletvekillerinin,10 Agustos 2014 tarihinde yapilan Cumhurbaskanligi seçiminde basarisiz olunmasini dile getiren ve de basta Kiliçtaroglu olmak üzere parti yönetimini elestiri ötesinde suçlamaya varan bir dil kullanarak, Kiliçtaroglu’nun istifasinin istemeleri karsisinda; parti tüzügünün Genel Baskanlara tanidigi hakki kullanan Kiliçtaroglu kurultay karari almistir.

Basarisizligin nedeni, Kiliçtaroglu hakkinda olumsuz saibeler mi, olumsuz iddialar mi, Kiliçtaroglu yeteri kadar çalismadi mi? Ben anlayamadim.

Basarisizligi ortaya koyanlar, basarisizligi bunlardan hangisine baglayarak, Kiliçtaroglu’nun istifasini istemislerdir acaba?

Henüz seçim çalismalari baslamadan, kendi aralarinda Genel Baskan’in belirledigi ve kamuoyuna aday olarak deklare ettigi kisi karsisinda, kendi aralarinda aday olmaya kalkanlar ve de yeterli milletvekili sayisina ulasamadiklari için aday çikaramayanlar, seçim çalismalarinda nerelerde ve neler yapmislardir, nasil çalismislardir?

Gerçek bir basariyi isteyenler, bir koltuk yarisina degil; ülkenin içinde bulundugu durumu görerek, halkin refah ve huzur içinde yasamasini saglayacak, projeler yarisina girerler.

CHP’de proje yarislari yerine yilardir hep koltuk yarisi görülüyor, bu tablo karsisinda da vatandaslar hakli olarak iste CHP bu diyorlar.

Ülkede; Sünni, Alevi ve Zaza gibi ayrismayi ve ayristirmayi çagristiran söylemlerin ayyuka ulastigi; hukukun ve adaletin adeta askiya alindigi ve geçersiz kilindigi ortamlarin yasanildigi bir dönemde, CHP’liler, parti olarak birbirlerine kenetlenecekleri yerde anlamsiz parti içi kisir çekismelerle, halk için harcayacaklari enerjilerini tüketmektedirler.

CHP parti örgütü ve partili milletvekilleri enerjilerini; kapanmayan cari açik, yeterli tasarruf olmadigi için ortaya çikan sicak paraya olan bagimlilik, yükselme trendine giren enflasyon, yavaslayan büyüme ve bunun yarattigi gelir dagilimindaki adaletsizlik ve ulusal gelirdeki azalma, yoksulluk, fakirlik ve adaletsizlik gibi olumsuzluklarin son bulmasi için tüketmelidirler, derinligi olmayan ve partiye ve ülkeye hiçbir yarar saglamayan sig çekismelerle degil.

Genel Baskanlik için aday olan Muharrem Ince, adayligini açikladigi ortamda, Genel Baskan’in gösterdigi bunca çabayi, döktügü bunca alin terini ve harcadigi bunca emegi yok sayarak, Kiliçtaroglu için “diktatör” suçlamasinda bulunmustur.

Muharrem Ince’nin bu yaklasimini talihsiz bir yaklasim olarak degerlendiriyorum, bu yaklasimini siyasi, insani ve etik açidan da dogru bulmuyorum ve bu yaklasimindan dolayi da Muharrem Ince’yi kiniyorum.

Çünkü bu ülkeye demokrasiyi getiren CHP’de hiçbir yönetim hiçbir zaman “diktatör” olmamistir. Bu “diktatör” yaklasimini CHP’yi tanimayan ve de tanimak istemeyenlerin ortaya attiklari bir karalama ve kötüleme kampanyalarindan biri olarak degerlendiriyorum.

Muharrem Ince, bir takim çevrelerin gazina gelip, bu ve benzer çikislariyla bu çevrelerin “günah keçisi” durumuna gelmemelidir, diye düsünüyorum.

Kurultaylarda parti baskanligina aday olmak, demokratik bir haktir; ancak bu hak, hiç kimseyi suçlamayi mesru kilmaz… 

YORUM EKLE

banner284