“SAVAŞLA GELEN DEMOKRASİLER!”

Günümüzde, savaş aracılığıyla demokrasi üretmek moda oldu, galiba?

Saddam Hüseyin yerine, Irak’ta demokratik bir yönetim kurulması için 1 Mart Teskeresini hazırlandık, bize ne?

Esat yerine, Suriye’de demokratik yönetim kurmak için savaşa girdik, bize ne?

Sonuç: milyonlarca insan; yaşamından oldu, yaralandı, evini yurdunu terk etti, kadınlar dul, çocuklar öksüz kaldı.

Savaşla demokrasi yan yana olamazlar, olamamışlardır da…

Ancak bizim demokrasi havarilerimiz, asırlardır olmamış ve de olması hiç olanaklı olmayacak olan savaşla demokrasiyi örtüştürüyorlar…

Bu demokrasi havarileri, önce bir savaş yapmayı ve bu savaşı da demokrasiyi kurmak için yapacaklarını öne sürüyorlar!

Devlet Bahçeli, 16 Nisan’da demokrasinin Sakarya Savaşını kazanacağız diyor!

Devlet Bahçeli’nin kazanmayı murat ettiği Sakarya Savaşıyla;

Demokrasiyi mi kazanacak?

Yoksa:

İrticayı mı?

Muhalefeti tasfiye etmeyi mi?

Otokrasiyi mi?

Kazanacak acaba?

Devlet Bahçeli, seçmenlerini bir taraflara savurdu; bu Sakarya Savaşını kimlerle kazanacak dersiniz?

Sakarya Savaşı, 1683 yılında, Viyana kapılarında başlayan doğuya doğru çekilme harekâtının son noktası olmuştur. Bu savaş, artık tekrar batıya yönelmeyi sağlamıştır. Başkomutanı Mustafa Kemal’dir.

Devlet Bahçeli, demokrasi için kazanacağı Sakarya Savaşı’nda kendisi mi başkomutan olacak; yoksa başka birisini mi başkomutan olarak atayacak?

Bir de iç savaş çığırtkanlığı yapanlar var…

Bu ülkede iç savaş, 1919-1920 yılları arasında ve Kurtuluş Savaşımız sırasında; özgürlük ve bağımsızlık yanlıları ile onları boğmaya çalışan gerici, tutucu ve

saltanat yanlıları arasında yapıldı. Kurtuluş Savaşını engellemeye çalışanlar, bu savaşı kaybettiler ve darmadağın olup, yeraltına çekildiler.

Bu günlerde, iç savaş çığırtkanlarının, iç savaş için çıkardıkları cılız ve korkak seslerini duyunca, Meclisi dağıtıp, Kurtuluş Savaşını engellemeye çalışan bu zevatları anımsadım ve acaba tekrar bir ders daha mı almak istiyorlar diye, düşündüm.

Demokrasi havarilerinin kafalarında, temel hak ve özgürlükler olan demokrasi yok, bunların kafalarında;

İdam var…

Yatıyorlar kalkıyorlar, idam da idam,

İç savaş var…

Demokrasi havarileri;

İdam la iç savaş la, vurmak la, kırmak la, yıkmak la, yakmak la, suçlamak la, karalamak la demokrasiyi kuracaklar!

Osmanlı, askeri temeller üzerinde kurulan bir imparatorluktur. Bu nedenle savaşlara yatırım yağmış ve savaşlardan gelir elde etmiştir. Sonuç: ülkenin parçalanmasını öngören Sevre Antlaşması ve ekonomisini sıfırlayan Duyun-u Umumiye…

Durum böle olunca da; Osmanlı’da, demokrasiyi kurmak hayal bile edilemezdi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kültür temelleri üzerinde kurulmuş bir devlettir. Bu nedenle de; aklı ve bilimi rehber edinerek, çağdaşlaşma hedefini önüne koymuş, bunun için de: yurtta barış, dünya da barış diyerek, barışa yatırım yapmış ve barıştan da; huzur, güven ve refahı gerçekleştirecek demokrasiyi kurmuştur…

Bu durumu, geriye döndürecek hiçbir güç yoktur, diyorum…

YORUM EKLE

banner284