Yaşasın Sağlık Emekçileri

Dünya virüsle alt-üst olmuş, ölümler gün gün üstüne çoğalırken, dört duvar arasına sıkışıp kaldık. Zaman, tüm ağırlığıyla insanlığın üzerine abanmış. Önlem, korku içindeyken bir film izledim. Bir doktorun savaşımını anlatıyordu. Doktor Kanadalıydı. İsmi Norman Bethine’ydi. Sağlık konusundaki uğraşları, sözünü sakınmayışı, hükümetinin duyarsızlığı dört bir yandan onu kuşatmıştı. Tuttu İspanya’ya gidip Cumhuriyetçilerle buluştu. Neylersiniz ki oradan da ödün vermezliği nedeniyle, istenmeyen adam oldu.
Vereme yakalandı. Kendi yöntemiyle, kendi üzerinde akciğerini ameliyat edip iyileşti. Veremin ameliyatla sağaltılabileceğini gösterdi. Sonra ver elini Çin. Orada komünistlerle çalıştı. Sağlık konusunda eğitim verirken pek çok ameliyat yaptı. Japon işgalcilerine karşı, ülkelerini koruyan Çinli devrimcilerin yanında oldu. Yaptığı bir ameliyat sonunda kan zehirlenmesi sonucu öldü.
Doktorun yaşamını düşünürken, ülkemizdeki doktorları, sağlık çalışanları geldi gözlerimin önüne. Uykusuz, geceyi-gündüzüne katan, evine bile gitmeyen sağlık emekçileri. Hepsi birer kahraman. Uğraşları sırasında birçoğu, yaşamını yitirdi. Gene de yılmadan halka hizmet vermeyi sürdürüyorlar. Onlar Hipokrat’ın izinden gitmeyi hiç boşlamadılar. Ölüm karşısında geri adım atmadılar.
Bunca uğraşıları sırasında uğradıkları saldırıları gördükçe insanın kanı donuyor. Gün geçmiyor ki bir saldırı olmasın. Bilinçsiz, çözümsüz insanlar sağlık çalışanlarını, o elleri öpülesi insanları linç etmeye çalışıyorlar.
Hiçbir kurala uymayan, hiçbir önlem alınmayan magandalar ortalıkta dolaşıyorlar. Bunlara “serseri mayın” desek yerinde olur. Canları yanınca, ölüm yakalarına yapışınca anlıyorlar Hanyayı-Konya’yı ve doktora koşuyorlar. Olmadı öldürmeye çalışıyorlar. Aşağıdaki karikatür bunlardan birini gösteriyor. O denli çoklar ki, saymakla tükenmez.

 

YORUM EKLE

banner284