Eskidir yeniyi doguran.
Eski zamanini doldurunca yeni baslar. Yenide bir zaman gelir eskir. Sonra eskiyen yenin yerine yeni gelir. Bu döngü devam eder gider.
Idealistler, eskiyi ve yeniyi birbirinden ayri görür.
Hatta zamani hep duragan algilar.
Yasami hep duran olarak tanimlar.
Yenin içinde eski; eskinin içinde yeni yatar.
Her sey birikimli ilerler. Birbirinin içinde dogar.
…
Yasami anlamlandirabilmek için; insanlar zaman içinde bir sürü deger, kavram yaratmislar. Bu kavramlar hayatimiza yön vermis. Bir yasam biçimi haline gelmis.
Gün, hafta, ay, yil üretilen bu kavramlardan sadece bir kaçidir.
365 gün için bir yil demis.
Bir yas için 365 gün yasanmasi gerekir demis.
…
Bir yil geride kalmistir.
Tam bir yil yasanmis ve bitmistir.
Yil, yeni bir yildir.
“Dolu dolu yasamak” denir ya!
Biz insanlara düsen, yilin her anini en güzel sekilde yasamak; günün, haftanin, ayin, yilin hakkini vermektir.
Üretmek, güzelligin kaynagidir!
Üreten insan degerlidir.
Her gün ayni gün degildir.
“Allahin günün bitmez” denir ya. Yanlis bir algidir. Oysa her sey biter.
Hiçbir gün geri gelmez.
Günlerde, haftalarda, aylarda, yillarda biter.
Her sey biter.
Geriye dönüp söyle bir bakarsak, ne demek istedigim çok daha iyi anlasilir.
Dünden ne kalmistir?...
Her sey degisir, gelisir; yenisine birakir yerini.
Dogadaki canlilar dogar, büyür ve ölürler.
Cansizlarda eskirler; zamanla yok olur giderler.
Her sey yerini yenilere birakir.
Yeni yilda öyle!