Konya Şeker Merkez Kampüsünde gerçekleştirilen genel kurulda Başkan Konuk ile adayların yan yana salona girerken, adayların yaptığı ortak protokol çerçevesinde uzlaşma ile Divan Kurulu oluşturuldu, yine ortak kararla adaylar salonda konuşma yapmadı. Divan Kurulu’nun oluşturulması ile başlayan Genel Kurul’da Yönetim ve Denetim Kurullarının ibrasından sonra, üreticilere seslenen PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, genel kurulun ve nöbet değişiminin kurum ve üreticiler için hayırlara vesile olması dileğiyle başladığı konuşmasında “Bugün oylarımızı kullanacağız yarın kazananın arkasında hepimiz bir olacağız, birlik olacağız ki bayrağı taşıyacak arkadaşımız yoklukla, yoksullukla mücadelemizde daha güçlü olabilsin, daha çok üretme ve üreterek zenginleşme yarışımızda bayrağı daha şevkle taşıyabilsin. Ben bunun ne kadar kıymetli olduğunu biliyorum. Bu 22 yıl boyunca arkamda sizin dağ gibi gücünüz olmasaydı, cesaretimize cesaret katan desteğiniz olmasaydı bu 45 tesis de, Torku gibi bir marka da olmazdı. 22 yıl nasıl aramıza ayrılığı gayrılığı sokmayıp, yani duvarda çatlak açılmasına ve o çatlaktan nifak zehrinin evimize girmesine müsaade etmediysek yarın da yeni seçilecek arkadaşımızın arkasında duvar gibi duracağız ki elimizdekileri muhafaza edip üstüne yenilerini ekleyebilelim” dedi.
22 yılı Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanlığı, 3 yılı da Belediye Başkanlığı döneminde Çumra Şeker Projesi olmak üzere çeyrek asırdır, kurumun ve pancar üreticisinin işini büyütmek için mesai verdiğini, gece gündüz çalıştığını söyleyen Başkan Konuk, “Kredi vermediler, kaynak oluşturmayı öğrendik. Eski fabrikayı rehabilite ettik, küspe ve melasta kalan şekeri almayı başardık, enerjiden, işçilikten tasarruf ettik, kendi kaynağımızı toparladık. O fabrikanın temelini attık, bitirdik. Yapmıyoruz diyenler, Konya Şeker’in 1999’daki bilançosuna bakıp, kredi notunuz sıfır bu projeyi yapamazsınız diyenler hayalimizin Konya Ovasında vücut bulmasını ancak ve ancak 4-5 sene geciktirebildiler. Fabrikalar kuracağız, çikolata bisküvi üreteceğiz deyince insanlar deli misiniz dediler. Sermayemiz zayıftı, biriktirdik, tesisler yaptık. Bilmiyorduk öğrendik. Ticaretin kaygan zemininde ayağa kalkmayı ve yürümeyi sonra da koşmayı öğrendik. Biz ilerledikçe yolumuza döşenen çivilere basmamak için kabiliyetlerimizi geliştirdik. Önce iç pazarda vitrine çıktık, sonra dünya pazarlarına açıldık. Biz başarıya mahkûm bir şirketiz. Görevi devralacak arkadaşlarım da eminim bu yoldan dönmeyecek. Niçin başarıya mahkûmuz? Bu toprakların çocukları için. İki çocuk aynı gün doğuyor. Biri Konya’nın bir köyünde diğeri Hollanda’nın, Almanya’nın, Belçika’nın bir köyünde. İkisinin de doğumdaki boyu kilosu aynı. İkisinin de anası babası pancar üreticisi. İkisinin de doğuştan zihni melekeleri aynı, kabiliyetleri eşit. Ama biri kişi başı yıllık geliri 3-4 bin dolar olan bir ailenin çocuğu olarak doğuyor diğeri 45-50 bin dolar olan bir ailenin çocuğu olarak doğuyor. Konya’nın bir köyünde doğan o çocuğun karşı karşıya kaldığı eşitsizlik sadece sınırlarımızın ötesiyle de sınırlı değil. Bu ülkenin şehirlerinde İstanbul, İzmir hatta Konya’da doğan çocuklara karşı da hayat eşit şartlarda başlamıyor. 22 yıl boyunca benim bir tane amacım oldu o da, bu hayata geriden başlayanları öndekilere yetiştirmeye çalışmak. Konya’nın köylerinde doğan çocukların şehirlerdeki akranlarıyla aynı ekonomik imkânlara kavuşması için çalıştım. Konya Şeker bir eşiği artık atladı. O pazara girdiğimiz dönemde önümüze çekilmek istenen setler yıkıldı. Biz bir kapı araladık ve o kapıdan girip daha önce adım atamadığımız market raflarını, pazarları fethetmeye başladık. Karşımızda mevzi tutanların mevzileri şimdi bizim elimizde. Artık buradan geriye dönüş yok. Biz de kendi ekonomik hâkimiyet alanımızı kurduk. Elimizde yabancı memleketlerde taklitleri üretilen bir marka ve yüzlerce ürün çeşidi var. Rakiplerimizin ayağına basa basa kendimize yer açtık. Şimdilik geriye çekildiler, kabullendiler. Bükemedikleri bileğin ucundaki eli sıktılar. Ancak kimse unutmasın ki, özellikle emaneti devralacak arkadaşlarım unutmasın ki gözleri hala ellerinden aldığımız mevzilerdedir” ifadelerini kullandı.
Başkan Konuk, “Bu kurum benim evladım gibi oldu. Benim 3 tane çocuğum var, dördüncü çocuğum da burasıdır. Çok zaman ayırdım buraya 22 yılımı gece-gündüz burada geçirdim. Buraya ben her şeyimi verdim. Çok şükür bir ceketle geldim, kafamda hayallerim vardı gerçekleştirdim bugün de ceketimi alıp çıkacağım. Ama burası baki kalmalı. Nasıl kalacak? Benim yokluğumda benle çok özdeşleşen bu kurum nasıl gidecek bakalım. Benim yokluğumda da bu kurum benim çizdiğim yolda devam etmeli. Kim seçilirse seçilsin bu böyle olmalı, etmezse zaten müdahil oluruz” ifadelerini kullandı.
Bütün dünyada pandemi döneminde tahsilat sürelerinin uzadığı, ekonomik şartların zorlu olduğu, çok sayıda işletmenin kapandığı bir dönemde Konya Şeker’in tek kuruş vergi, SGK Primi borcu olmadığını, üreticisine vakti geçmiş ürün bedeli ödemesinin bulunmadığını, kurumda maaş ödemelerinin tek gün gecikmediğini ve finansal durum ile ilgili gerçeğe dayanmayan sözlerin söylenmesinin kurumun marka değerine zarar verdiği hatırlatmasında bulunan Recep Konuk, “1999 yılında toplam ciro 49 milyon TL, 2020 yılında ciro 250 katına çıkarak 12 milyar 300 milyon TL’ye ulaşmıştır. 2021 yılı sonunda ise ciro 16 milyar 500 milyon TL olarak gerçekleşecektir" dedi. Konuk, 1999 yılında Konya Şeker'in bilançosundaki net rakamın 427 milyon dolar borç gözüktüğünü ifade ederek, “Borç harç derken doğruyu söyleyeceksiniz, yanlış bilgi vermeyeceksiniz. Bu kadar emeği yok saymayacaksınız. Kim bir şey gizliyorsa edepsizlik yapıyordur bu millete ihanet ediyordur. Bu milletin yanında olmak, sağlam durmak, önce doğruyu söylemekle başlar. Yanlış bilgiler, yarın bu kurumun marka değerini aşağıya çeker. Yöneteceğiniz yerde sıkıntı yaşarsınız. Bu kurumun marka değerini kimse al aşağı etmemeli. Aklından bile geçirmemeli, eğer geçirirse, eğer buraya yanlış yaparsa, ben evet direksiyonu size devredeceğim. Bunda bir sorun yok ama bende o arabada olacağım, o arabanın bir koltuğunda oturuyor olacağım. Eğer yanlış yapılırsa bu milleti tekrar davet eder, bu yanlışın önüne geçeriz. Fitne ve fesadı aranıza sokmayın, sokarsanız, bu kurumlara yazık olur. İlmek ilmek dokuduk biz bu kurumları. Gecemizi gündüzümüze kattık, günlerce uğraştık. O kadar çok cephede savaştık ki. Sadece buradaki fitneyle mi uğraştık? Bu kurumun rakipleri var. O raflara girmek, oralarda yer almak kolay değildir. Orada rakipleriniz var. Onların türlü türlü oyunları, farklı farklı hesapları var. Onları aşmazsanız, onlarla mücadele edip onları yenmezseniz siz o malı rafa çıkaramazsınız, o malı oraya koyamazsınız. Koyacaksanız, tutacaksınız daha da çok çoğaltacaksınız. Bu gururu hep birlikte yaşatacağız arkadaşlar” diye konuştu.
Başkan Konuk’un konuşmasını tamamlamasının ardından Özkan Taşpınar, Ramazan Erkoyuncu, Yusuf Erdem, Alişan Taşpınar ve Mehmet Öğdüm’ün Başkan adayı olarak yarıştığı genel kurulda seçimlere geçildi. İHA