Yüzüncü Yilinda Sarikamis Savasi ve Karaman

Tarihimizde önemli yer tutan Sarikamis yenilgisini hazirlayan gelismeler söyle bir süreç takip etti:
10 Agustos 1914 günü iki Alman savas gemisi Türk karasularina girdi. Bunlarin Osmanli Devleti tarafindan satin alindigi açiklandi. Personeli de Osmanli ordusunun hizmetine alindi. Daha sonra bu gemilerin de içinde bulundugu Osmanli donanmasi, 29 Ekim 1914 günü, Karadeniz’de Rus gemileriyle çatismaya girdi. Odessa ve Novorossisk limanlari bombalandi. Bunun üzerine Ruslar 1 Kasim 1914’te Kafkas sinirindan Osmanli topraklarina saldirdi.
Ruslarin bu savastaki amaçlari Dogu Anadolu’yu istila ederek güneye dogru ilerleyip Akdeniz’e ulasmak, Karadeniz’de Trabzon’u alarak Istanbul’a varmak ve Dogu Anadolu üzerinden Firat-Dicle havzasindan geçerek Basra Körfezi’ne çikmakti.
Osmanli Devleti’nin de buna karsilik üç amaci vardi. Bunlar:
1- 1877-1878 Osmanli-Rus Harbi sonunda kaybedilmis olan Kars, Ardahan ve Batum’u geri almak,
2- Kafkaslarda, Rus boyundurugu altinda yasamak zorunda kalan Müslüman halki kurtarmak,
3- Hazar Denizi civarinda ve Orta Asya’da yasayan Türklerle temas kurarak Pan Turanizm fikrini gerçeklestirmekti.
Ruslar yukarida belirtilen amaçlara ulasmak için 2 Kasim 1914 günü Oltu ve Kagizman üzerinden harekete geçerek siniri astilar ve Dogubayazit ile Diyadin’i isgal ettiler. Osmanli Devleti de kendi amaçlari dogrultusunda bir harekât baslatti. Bu maksatla 5 Kasim 1914 günü 3’üncü Ordu Komutani Hasan Izzet Pasa, Köprüköy taraflarina gelen Rus kuvvetleri üzerine bir saldiri emri verdi. Ancak 8 Kasim’a kadar devam eden muharebelerden kesin bir sonuç alinamadi.
Burada ugranilan basarisizliga ragmen Enver Pasa’nin Istanbul’dan verdigi emir dogrultusunda Hasan Izzet Pasa, 10 Kasim günü Rus ordusu üzerine yeni bir saldiri baslatti. Rus ordusu bu taarruz karsisinda kuvvetlerinin yüzde kirkini kaybederek geri çekilmek zorunda kaldi. Ancak Ruslari takip eden Osmanli ordusu yine basarili olamayinca 17 Kasim’da taarruz durduruldu.
3’üncü Ordunun Rus kuvvetlerini yok edememesi Enver Pasa’yi üzdü ve Enver Pasa yeni tedbirler almak lüzumunu hissetti. Öncelikle Hafiz Hakki Pasa’yi bölgeye gönderdi. Hakki Pasa, 2 Aralik 1914’te Köprüköy’deki karargâhta Hasan Izzet Pasa ile görüstü. Bu görüsmede Hafiz Hakki Pasa, 3’üncü Orduya bagli iki kolordunun komutasinin kendisine verilmesini istedi. Bu istek Enver Pasa’ya iletildi ancak olumlu karsilanmadi. Muhtemelen Enver Pasa, Hafiz Hakki’nin yapilacak savaslarda ün kazanmasindan korkuyordu.
Basariyi kimseyle paylasmak istemeyen Enver Pasa, 6 Aralik 1914 günü Alman Bronsart Pasa ile birlikte yine bir Alman gemisi olan Yavuz zirhlisina bindi ve 8 Aralik’ta Trabzon’a geldi. Oradan Erzurum’a geçerek 13 Aralik günü 3’üncü Ordu karargâhinin bulundugu Köprüköy’e ulasti. Hasan Izzet Pasa ile görüstü ve Rus ordusuna karsi yapilacak saldiri konusunda onunla hemfikir olduktan sonra 17 Aralik’ta Erzurum’a döndü. Enver Pasa’nin Kafkas Cephesi’ne Bronsart Pasa ile gelmesi Çanakkale’de oldugu gibi burada da inisiyatifin Almanlarin elinde oldugunun göstergesidir. Gerek Çanakkale’de ve gerekse Sarikamis’ta ve de 1’inci Dünya Savasinin genelinde Osmanli Devleti, Almanlara gereginden fazla baglanmis, ordu ve donanmanin idaresini hatta Genelkurmay Baskanligini bile onlara birakmisti.
3’üncü Ordu Komutani Hasan Izzet Pasa, kendisine verilen emirlerin uygulanabilirliginin tartismali olmasi, sartlarin aleyhte olmasi ve genel durumun vahameti karsisinda 18 Aralik’ta istifa etti. Bir gün sonra Enver Pasa, Ordu Komutanligi görevini kendisi üstlendi. Ayni zamanda Baskomutan Vekili olan Enver Pasa’nin verdigi emirle 22 Aralik 1914 günü Osmanli ordusunun Kafkas Cephesinde çevirme harekâti basladi. 9’uncu Kolordu Bardiz, 10’uncu Kolordu Oltu yönünde ilerledi. Oltu ve Bardiz ele geçirildi. Bir yandan da Ardahan ve Kars üzerine yüründü. Bir süre sonra bu basarilar da gölgelenmeye basladi. Enver Pasa’nin kusatma kollarini çok yaymasi, birlikler arasinda haberlesmenin normal yapilamamasi, askerin yorgun olmasi, yeterince lojistik destegin saglanamamasi gibi sebepler ordunun saldiri gücünü yipratiyordu.
Bütün bu olumsuzluklara ragmen Enver Pasa, emrindeki 9’uncu Kolordu’nun bir tümeni ile Sarikamis’a alti kilometre kadar yaklasti. Ruslar, 10’uncu Osmanli Kolordusu’nun Allahuekber Dagi’ndan ilerledigini ve 11’inci Kolordu’nun da kendilerine karsi saldiriya geçtigini ögrendiklerinde ister istemez paniklemislerdi. Ancak yogun kis sartlari ve Osmanli ordusundaki maddi imkânsizliklar Ruslarin imdadina yetisti.
Enver Pasa, 26 Aralik’ta sonuçsuz kalan iki saldiridan sonra 10’uncu Kolordu’nun gelmesini beklemeye basladi. Fakat bu kolordunun gelmesi oldukça zordu. Çünkü yirmi bes kilometrelik Allahuekber Yaylasi’nda kar bir metreyi asiyor ve asker ancak saatte bir kilometre ilerleyebiliyordu. 10’uncu Kolordunun askerleri gece gündüz yürüdü. Bu yürüyüs hatta bu cephedeki bütün yürüyüsler aslinda vatan için ölüme yürüyüstü. Nitekim karla kapli bu uzun yolda soguk, açlik ve yorgunluktan yaklasik on bin asker sehit düstü. Ancak üç bin kisi 27 Aralik günü Sarikamis’a ulasabildi. Üç gün sonra 30 Aralik 1914’te, 10’uncu Kolordu tekrar taarruza geçirildi. Fakat yapilan iki taarruzdan da sonuç alinamadi. Bu arada 9’uncu Kolordu’nun gerisini örten tümen de mevzilerini terk etmek zorunda kaldi.
4 Ocak 1915 günü ise Sarikamis’in kuzeyinde yirmi kilometrelik genis bir cepheyi tutan yaklasik yedi bin kisilik Osmanli kuvvetine karsilik Ruslar otuz bin kisi ile saldiriya geçti. Bundan sonra yapilacak is, 3’üncü Ordu’nun geri çekilmesini saglamakti.
Enver Pasa, bu gelisme üzerine Sarikamis’taki kuvvetlerin komutasini, orgenerallige yükselttigi Hafiz Hakki Pasa’ya birakarak 5 Ocak 1915 günü cepheden ayrildi. Ayni gün 9’uncu ve 10’uncu Kolordulara geri çekilme emri verildi. Aslinda bu emrin verilmesinde geç kalinmisti. Çekilis sirasinda Bronsart Pasa kolundan yaralandi. Ali Ihsan Pasa esir düstü. Hafiz Hakki Pasa ise atini dörtnala sürerek zor kurtuldu.
8 Ocak 1915 günü Enver Pasa, Erzurum üzerinden Istanbul’a geri dönmek üzere harekete geçti. Osmanli Ordusu büyük kayiplar vererek geri çekildi ve 18 Ocak günü Sarikamis’tan önceki mevzilere dönülmüs oldu.
Aslinda Enver Pasa cesur, vatansever ve zekiydi ancak büyük savaslar yönetmek tecrübesinden yoksundu. Kati disiplinle her sorunu çözecegini zannediyordu ve bazi degerleri çok erken elde etmisti. Mesela otuz iki yasindaydi ama koca bir imparatorlugun Baskomutan Vekiliydi.
Osmanli ordusu bu savasta büyük bir cesaret örnegi gösterdi. Uzun yürüyüslere ve yoksulluga katlanma kudretini ortaya koydu. Sarikamis harekâtina katilan askerler büyük bir savas planini gerçeklestirmek için herhangi bir manevra ile yetistirilmemisti. Yani orduda egitim noksani vardi. Ayrica yiyecek, giyecek, silah ve teçhizat bakimindan da yeterince donatilmis degildi. Lojistik destek ve saglik hizmetleri yetersizdi. Savas bölgesinde bir tek yolun disinda yol sebekesi yoktu. Bu yol da karla kapliydi.
Buna karsilik Ruslarin Sarikamis’a kadar varan dekovil hatti vardi. Rusya içlerinden gelen yiyecek dolu vagonlar Sarikamis’ta bosaltiliyor ve oradan Rus askerlerine dagitiliyordu. Ruslarin yiyecek, içecek sorunu yoktu. Gezici mutfaklar cephenin ates hattina kadar sokuluyor ve Rus askerlerine sicak ve yüksek kalorili yemek temin ediyorlardi.
Türk ordusunda giyecek bile problemdi. Istanbul’dan gönderilen üç gemi Karadeniz’de Ruslar tarafindan batirildi. Lojistik destek maddeleri tasiyan bu gemilerde giyecek malzemeleri de vardi. Sorunun sebeplerinden biri de buydu. Gemiler batirilinca orduya destek saglanamadi. Osmanli Devleti’nin Hicaz demiryolunu yaparken bu yolu doguya kadar ulastirmamis ya da ulastiramamis olmasinin olumsuz etkisi bu savasta bütün çiplakligiyla hissedildi.
O günlerde Kafkas Cephesi’nde iklim sartlari da çok agirdi. Kimi yerde kar kalinligi bir buçuk metreyi buluyordu. Hava çok soguktu. Hava sicakligi -20 ile -25 derece arasinda oynuyordu. Hatta bazen -40 dereceye kadar düsüyordu. Süphesiz Ruslar da ayni havada savasiyordu ama onlarin imkânlari çoktu. Türk ordusu için “donma” kavrami bu savasin sembolü haline geldi. Çünkü aç, asiri yorgun ve yeterince kalin giysisi, ayakkabisi olmayan savasçilar çok çabuk donuyorlardi. Açik arazide askerler bazen taarruz icabi bazen geri çekilme geregi günlerce yürüyor ve açikta geceliyorlardi. Böyle bir ortamda donmamak mümkün degildi.
Osmanli ordusunun bu savasta verdigi sehit sayisi yüz yirmi bin civarinda idi. Bunlarin yaklasik doksan bini yukarida da ifade edildigi gibi yürüyüs kollarinda, mevzilerde, açik arazide, hücum ya da geri çekilmeler esnasinda donarak sehit oldu. Bu savasta düsmana tek kursun atilmadan askerlerin donarak sehit olduklari ve doksan bin askerin bir anda sehit oldugu hakkindaki genel kanaat de tamamen asilsizdir. Çünkü bu cephede Ruslarla ciddi çarpismalar yasandi. Askerler bir yandan sogukla, yoklukla, hastalikla mücadele ederken bir yandan da Rus ordusuna ciddi kayiplar verdirdi.
Zaman zaman mevzii basarilar kazanilsa da cephede genel durum ve sartlar Osmanli ordusunun aleyhinde idi. Mesela durum o kadar kötüydü ki sehitleri defnetmek bile mümkün olmuyordu. Çünkü toprak don oldugu için mezar kazilamiyordu. Zaten çogu zaman kazma kürek de bulunamiyordu. Arazide ates yakmak, gizliligi yok ettigi gerekçesiyle yasakti. Firtina ve tipi, yollarin yoklugu, darligi ya da karla kapli olusu atli arabalarin ve top arabalarinin hareketlerini de kisitliyordu. Kaybolan, ya da Ruslara esir düsen askerler oluyordu. Bazen bir köyün içinde bir evden bir eve gitmek bile mümkün olmuyordu. Buna bir de yogun çarpismalar eklenince askerimizin fedakârligina diyecek kalmiyordu.
Osmanli ordusunun bu savastaki kahramanligi dikkate sayandir. Fakat Osmanli ordusu karakis dedigimiz olumsuz doga sartlari karsisinda çok büyük kayiplar verdi. Salgin hastaliklar ise ayri bir sorundu. Ordu Komutani Hafiz Hakki Pasa bile tifüse yakalandi ve bu hastaliktan dolayi vazifesi basinda 15 Subat 1915’te Erzurum’da sehit düstü.
Sadece ordu degil o bölgenin halki da bu savastan büyük zarar gördü. Birçok köy savastan dolayi yakildi, yikildi. Bölge halki her zaman oldugu gibi bu savasta da orduya çok yardim etti. Askerler imkânlar ölçüsünde köylerde misafir edilmege çalisildi. Zaten fakir olan halk, ekmegini ordu ile paylasti. Ancak savas aleyhte sonuçlaninca ve ordumuz geri çekilmeye baslayinca halkin çogu Ruslarin ve Ermenilerin zulmünden korkarak varini yogunu birakip Erzurum’a oradan da Anadolu içlerine dogru göç etmeye basladi.
Bu zamanda göç edenlerin bir kisminin da Karaman’a geldikleri ve Karaman halkinin da bu muhacirlere çok iyi davrandiklari bilinmekte ve bununla ilgili anilar hâlâ anlatilmaktadir. Bugün de Karaman’da ülkemizin dogusundan gelmis birçok vatandasimiz bulunmaktadir. Erzurum, Kars, Mus, Agri basta olmak üzere Dogu Anadolu’nun muhtelif yörelerinden Karaman’a gelip yerlesen kisilerden bir kisminin atalari iste bu savasin yani Sarikamis Savasinin sonucunda gelmislerdir. Dogunun bazi yerlerinde sonradan görülen dogal afetler nedeniyle de Karaman’a gelip yerlesenler olmustur. Kisacasi dogudaki savaslar ve afetler Karamani da bu sekilde etkilemistir.
Ayrica sayilari yüz bini asan Sarikamis sehitleri içerisinde Türkiye’nin her yerinden oldugu gibi Karamanli askerlerin varligi da muhakkaktir. Dolayisiyla bu ülkenin dogusu batisi, kuzeyi güneyi hep birdir ve birbiriyle karisip kaynasmistir.
Milli Savunma Bakanligi kayitlarina göre 1’inci Dünya Savasi’nda Sarikamis Harekâtinin da gerçeklestirildigi Sark (Kafkas) Cephesinde sehit düsen Karamanlilardan bazilarinin baba adi, adi, dogum yeri, sevk edildigi askerlik subesi ve sehit oldugu tarih söyle tespit edilmistir:
Baba Adi: Adi: Askerlik Subesi: Dogum Yeri: Ölüm Tarihi:
Veli Ali Karaman Bucakkisla 30.08.1333
Veli Hasan Ermenek Ermenek 02.10.1332
Yusuf Durmus Ali Ermenek Güneyyurt 04.12.1332
Yusuf Hasan Ali Ermenek Ermenek 04.02.1332
Yusuf Mustafa Karaman Kilbasan 12.02.1332
Mevlüt Mustafa Karaman Karaman 08.04.1332
Mustafa Ali Karaman Karaman 03.05.1332
Mustafa Ali Ermenek Kazanci/Özlüce 07.06.1332
Mustafa Halil Karaman Karaman 23.10.1332
Mustafa Hasan Ermenek Güneyyurt 08.07.1332
Mustafa Mehmet Ermenek Ermenek 01.01.1332
Mustafa Mehmet Karaman Karaman 30.02.1332
Osman Eyüp Karaman Karaman 21.05.1332
Osman Hasan Ermenek Yalindal 07.11.1332
Recep Mehmet Karaman Göztepe 24.12.1331
Salih Ömer Karaman Kilbasan 10.04.1332
Isa Mehmet Karaman Karaman 17.06.1332
Kerim Ali Karaman Alaçati 06.07.1332
Latif Mehmet Ermenek Ermenek 23.05.1332
Mahmut Süleyman Karaman Karaman 22.05.1332
Mehmet Ali Konya Karaman/Ayranci 23.04.1332
Mehmet Hasan Ermenek Kazanci/Gökçekent 09.06.1332
Mehmet Mehmet Karaman Karaman 21.09.1331
Mehmet Musa Karaman Karaman 29.01.1332
Davut Mehmet Karaman Karaman 21.09.1331
Dede Veli Ermenek Ermenek 30.04.1332
Ferhat Aga Ahmet Karaman Karaman 05.11.1332
Haci Ahmet Emin Karaman Karaman 12.11.1332
Haci Ismail Mehmet Karaman Karaman 03.07.1332
H.Süleyman Mustafa Bornova Ermenek 05.11.1332
Halil Ibrahim Karaman Karaman 09.08.1332
Halil Mustafa Konya Ermenek 06.04.1333
Halil Osman Karaman Karaman 18.03.1332
Hasan H.Hüseyin Karaman Süleymanhaci 02.05.1332
Hasan Kerim Karaman Sariveliler/Günder 08.05.1333
Hasan Mustafa Ermenek Ermenek 12.11.1332
Hüseyin Ahmet Ermenek Ermenek 09.11.1332
Hüseyin Mehmet Karaman Karaman 30.02.1332
Abdullah Bilal Karaman Ayranci 27.06.1333
Abdullah Osman Karaman Karaman 10.04.1332
Ahmet Abdullah Ermenek Ermenek 09.06.1332
Ahmet Hasan Karaman Karaman 20.10.1332
Ahmet Mahmut Karaman Ayranci/Küçükkoras 17.03.1332
Ahmet Mehmet Karaman Karaman/Basharman 21.09.1331
Ahmet Mustafa Ermenek Kazanci/Özlüce 05.10.1334
Ahmet Veli Ermenek Kazanci/Özlüce 07.06.1332
Ali Ali Karaman Yesildere 10.05.1332
Ali Mehmet Ermenek Ermenek 10.07.1331
Arif Hayri Ermenek Ermenek 27.06.1332
Sehitlerimizin sehit oldugu tarihlerden 1331 yili miladi takvime göre 1915’e, 1332 yili 1916’ya, 1333 yili 1917’ye 1334 yili ise 1918’e tekabül etmektedir.
Bütün sehitlerimizi rahmetle anarken onlar sayesinde bu gün bu güzel vatanda bagimsiz bir sekilde yasadigimizi unutmamak gerekir. 1915 yilinda hem Çanakkale’de hem de Sarikamis’ta verilen mücadele tarihimizde önemli bir yer tutmaktadir. Çanakkale Savasi gibi Sarikamis Savasi da milletimizin birlik ve beraberligini perçinlemistir. Her ne kadar bir yenilgi gibi gözükse de Sarikamis Savasinin gerçekte kazanani yoktur. Çünkü ne Osmanli Devleti ne de Rusya savasin sonunda hedeflerine ulasamamistir. Rus ordusu da neredeyse Osmanli ordusu kadar kayip vermistir.
Son bir cümleyle Sarikamis’ta olup biteni özetlemek gerekirse sunlari söylemek sanirim mümkündür:
Agri, aci, iztirab, donuk bir bakis,
Soguk, ayaz, firtina; tipi, karakis,
Vatan için ölüme, ölümüne yürüyüs,
Huzursuzluk içinde, huzura varis,
Iste budur, Sarikamis!..
Kaynakça
Alptekin Müderrisoglu, Sarikamis Drami, Kastas Yayinevi, Istanbul 2006.
Bingür Sönmez – Reyhan Yildiz, Atese Dönen Dünya: Sarikamis, Ikarus Yayinlari, Istanbul (Baski tarihi belirtilmemis).
Enver Ziya Karal, Osmanli Tarihi, Cilt IX, Türk Tarih Kurumu Basimevi, Ankara 1996.
Gazi Ahmed Muhtar Pasa, Takvîmü’s-sinîn, (Hazirlayanlar: Yücel Dagli-Hamit Pehlivanli), Genelkurmay Basimevi, Ankara 1993.
Özhan Eren, Sarikamis’a Giden Yol Rehin Alinan Imparatorluk, Alfa Yayinlari, Istanbul Mart 2008.
Yavuz Özdemir, Bir Savasin Bilinmeyen Öyküsü Sarikamis Harekâti, Erzurum Kalkinma Vakfi Yayinlari, Erzurum 2003.
Yusuf Hikmet Bayur, Türk Inkilâbi Tarihi, Cilt III, Kisim I, Türk Tarih Kurumu Basimevi, Ankara 1991.
http://www.msb.gov.tr/arsiv/phpscr/Sehitler.php?ADI=&BABA=&MEMLEKET=KARAMAN&ILCE=&arama=Ara&DOGUMYILI=&HARP=B%DDR%DDNC%DD+D%DCNYA+SAVA%DEI (Erisim Tarihi: 26.12.2014)
https://www.google.com.tr/webhp?sourceid=chromeinstant&ion=1&espv=2&ie=UTF-8#q=haf%C4%B1z%20hakk%C4%B1%20pa%C5%9Fa (Erisim Tarihi: 22.12.2014)
 
 
YORUM EKLE

banner284