Türkiye, nefsi müdafaa hakkını kullanarak, Suriye’nin Afrin bölgesinde çöreklenen ve buradan da kendisini tehdit eden, terör örgütlerine yönelik, 19 Ocak günü hava; 20 Ocak günü de kara harekâtını başlattı.

Harekâtın kod adı: “Zeytin Dalı” olarak bildirildi.

Zeytin Dalı, bir barış simgesidir.

Bu durumda bu harekât, bir barış harekâtı niteliğindedir, denilebilir.

Barış, uçsuz bucaksız çöllerin orta yerinde ve de kızgın kumların üzerinde açan bir nadide çiçektir…

Barış, özgürlük ve adaletin olmazsa olmaz en temel bir unsurudur…

Barış; bireysel ve toplumsal yaşamımızın ekseninde olan vaz geçilmez bir olgudur…

Bu harekâta yönelik:

Vur, kır yak… Ve benzeri yaklaşımlar…

Savaş tamtamları çalmak…

Hamaset nutuklar atmak…

Bu harekâtın, nefsi müdafaa harekâtı olmasını gölgeler…

Bu harekâta barış harekâtı yerine bir işgal harekâtı niteliği kazandırır, kanaatindeyim.

Çünkü barış, vurmakla, kırmakla yıkmakla, yakmakla kurulmaz.

Barış, akıl, bilim ve teknolojiyle kurulur…

Barış, caydırıcı olmakla sağlanır…

Caydırıcı olmak, içte ve dışta güçlü olmak, demektir…

Dışta güçlü olmanın ön koşulu, içte güçlü olmaktır.

İçte güçlü olmak:

Birlik ve beraberliği oluşturmak, demektir…

Bütün ulusal güçlerin birleştirilmesidir.

İki siyasal parti arasında oluşturulan milli ittifak, ya da milli mutabakat gibi birliktelikler, yeterli değildir.

Çünkü diğer siyasi ve demokratik oluşumların dışlanmasıyla birlik ve beraberlik oluşmuş olmaz.

Ülkemizin ve toplumumuzun geleceği için ülkede ulusal güçlerin birleştirilmesi her zaman gereklidir.

Harekâtta bulunan askerlerimizin hiç zayiat vermemesini ve de fazla can kaybının oluşmamasını diliyorum.