Aslinda bu sürece tatil demek ne derece dogru olur bilemiyorum. Dinlenme yerine ögrencilerin tamamina yakini bu süreçte ögretmenlerin verdikleri ödevleri yapacaklar, bazilari dershanelere devam edecekler, evde kalanlar da anneleriyle birlikte TV kanallarinda yayinlanan dizileri izleyeceklerdir. Tatil bunun neresinde?
Ülkemizde tatil anlayisi: tatil kültürü gelismediginden, ögrenciler için okullara; memurlar, isçiler, esnaflar için isyerlerine gitmeme anlaminda deger buluyor.
Egitim alaninda anlayamadigim olgularda biri de ögrencilere dönem sonlarinda verilen karnelerdir. Kendime sürekli olarak bu karnelerin neyi gösterdiklerini sordum…
Karnelerini alan ögrenciler arasinda sevinenler, üzülenler, aglayanlar, korkanlar, anlayamadiklari ruhsal durumlari yasayanlar, evlerinden kaçanlar, karnelerinde notlarini düzelterek yalan söyleyenler ve nihayet intihar edenler, toplumumuz tarafindan bilinen gerçeklerdir. Ama sonuç ne olursa olsun, egitimde ögrencilere karne verilmeye devam edilir…
Ögrenci karnelerinde: ögrencilerin kazandiklari tesekkür-özür, iyi-kötü, yanlis-dogru, gerçek-yalan, kazanmak-hak etmek, büyük-küçük, vb. degerler yer almazlar.
Her insanin ögrenme süreçlerinin farkli oldugu, her insanin ilgi alanin farkli oldugu, her insanin zekâ özelliginin farkli oldugu, her insanin farkli aile ortamlarinda yasamakta oldugu hiç düsünülmeden ve hiç degerlendirilmeden; ayni potada, ayni seviyede egitilmeye daha dogrusu yasamlarinda belki de hiç kullanmayacaklari bilgiler ögrencilere yüklenmeye çalisilir. Sonuçta bunu bir basari ve basarisizlik ekseninde degerlendirip karne adi verdikleri nesnelere bunlar yazilarak, ögrencilere verilir.
Dayatmaci ve ezberci egitim sisteminde ögrencinin yeri neresidir, bilen var mi? Teoride “ögrenci merkezli egitim sistemi” dillerden düsmez. Pratikte ise bu sistemin uygulanmasi görülmez.
Ergenlik dönemindeki ögrencilerin müfredatlarda yer alan konulari çok agirliklidir. Her nedense Talim Terbiye Kurulu’nca ögrencilerin içinde bulunduklari biyolojik ve psikolojik durumlari dikkate alinmaz ve bu dönemlerdeki ögrencilerin ders yükleri azaltilmaz…
Aileler, ögrencilerini yarinlara hazirlamak için bilinçlendirmezler. Ayrica aileler, basari anlayislari çerçevesinde ögrencileri kardesleri veya arkadaslariyla sürekli olarak karsilastirip motivasyonlarini bozarlar. Bu davranislariyla da ögrencilerin bilgi edinme ve üretme isteklerini köreltmis olurlar.
Egitim genlerle ve ailede baslar, okullarda sürer ve yasam boyunca da kendisini gösterir. Ayrica egitimde çevre de önemli bir faktör olusturur. Bu nedenle karnelerdeki notlar sadece ögrencilerin bilgi düzeylerini göstermez.
Karnedeki notlar: aile ve aile ortamlarini, ögretmenler, yöneticiler, okullar ve okul ortamlarini, egitim sistemlerini ve ögrencinin zekâ özellikleri ile içinde bulundugu psikolojik durumlari gösterir.
Ögrenci basarisinin göstergeleri, ögrencilerin ezberledikleri degil, ürettikleri olmalidir. Bu nedenle egitim, üretimden kopuk olarak yürütülmemeli ve egitim, merkezine ögrencileri alarak, üretim ile iç içe yürütülmelidir.